Kıyametler kopuyor yüreğimde benim.
Oysa sana açık her yol.
Sevdanın yolları dahil...
Bana kurşunlar kalıyor kala kala!. 
Tükendim artık.
Gerçekten, tükettin!
Tükettiniz...

*  *  *

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İslamabad'da İslami ülkelere yaptığı konuşmaları, çağrıları izlerken Kayahan'ın o meşhur şarkısı düştü dilime.
Ah ah.
Ne hallere düştük biz.
Bizim için ne talep etti Erdoğan duydunuz mu Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'ndan?
'Geçici gözlemci' statüsünden 'daimi gözlemci' statüsüne geçmeyi...
Dünya ticaretinde sadece yüzde 2'lik paya sahip, İslam ülkelerinden oluşan bu yapıdan bile KKTC için istenen sadece bu!
'Daimi gözlemcilik'...
Aman ne mühim statü!

*  *  *

KKTC 34 sene sonra gele gele buraya kadar geldi işte.
Müslüman ülkeler dahi tanımıyor, ilişki kurmuyor, dönüp yan gözle bile bakmıyorlar bize.
Uluslararası ilişkilerde 'kardeşlik', 'dostluk' gibi kavramlar değil, çıkarlar ve uluslararası normlar geçerli oluyor.
İç tüketimde 'din kardeşi' diye lanse edilse de bu ülkelerin KKTC diye bir devletle resmi ilişki kurma ihtimalleri olmadı, olmayacak.
Erdoğan da isteye isteye zaten gözlemcilik istedi.
'Geçici' olmasın da 'kalıcı' olsun.
Eh, daha fazla gözlem yaparız oralarda belki...

*  *  *

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'ndan Cumhurbaşkanı Akıncı da 'dayanışma' istedi, turizm ve eğitim konularında öneriler sundu. Benzeri talepleri Ekonomi Bakanı Sunat Atun da dillendirdi.
Kuşkusuz her ülkeyle, her birlikte bu tür temaslar yapmakta yarar vardır.
Lakin sözü edilen birliğe üye ülkelerin çoğunda demokratik bakımdan sorunlar olduğu gibi, ekonomik bakımdan umut beslemek de pek doğru değil.
Ama 'züğürt tesellisi' gibi bir durum bu.
Her Cumhurbaşkanı'nın, her hükümetin asıldığı bir dal İslam Örgütü ve yan kuruluşları.

*  *  *

O yüzden rahmetli Kayahan'ın şarkısı dolandı dilime iki günden beri.
Erdoğan bizim için 'gözlemci'liğin 'daimi'sini istedi.
Ne hoş!
Biz zaten 'gözlem' yaparız yapsak yapsak.
Başka ne gelir ki elimizden?
Hükümetimiz de 'gözlem yapıyor. Yoksa kritik kararları TC Yardım Heyeti alıp uygulattırıyor.
Müzakere masasını kendi elimizle Ankara ve Atina'nın insafına terk ettikten sonra iki lider elbirliğiyle, orada da 'gözlem' yapabiliyoruz artık sadece.
Bu yüzden tükendik, tüketildik biz.
Oysa sana sevdanın yolları...
Bana kurşunlar.
Kopuyor kıyametler, yüreğimde.
Gidiyor elimden gelecek ve bu ülke.