1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. SANAT: Barışçıl Devrim
SANAT: Barışçıl Devrim

SANAT: Barışçıl Devrim

Sanat, vurdumduymaz siyasi konuşmaya karşı yapılan protestonun ayrılmaz bir parçasıdır.

A+A-

Marina Stavrinides
[email protected]

Evrensel insanlık hikayesi öylesine anlatılmak için fazlasıyla uzun ve karmaşıktır. İnsanlık tarihinden bahsederken ‘biz’ ve ‘onlar’ dilinden konuşmak çok önemlidir. Bu şekilde bir dil kullanımı tarih yazma isteğinde olan kişileri tatmin etmektedir ve çatışmaları bölen ve yaratan ön yargılara hala daha sahip olmamızın nedenlerinden de bir tanesidir. Sanat, vurdumduymaz siyasi konuşmaya karşı yapılan protestonun ayrılmaz bir parçasıdır.

Sanat tarihi Lascaux’da bulunan mağara resimlerinden başlayarak tümü sanatsal büyüme ile insanların ilgi ve merakının gelişmesinin kağıda dökülmesi olan Klasik sanat, Rönesans, Barok, Realizm, Fovizm ve Pop-Art’a kadar gitmektedir. Sanat tarihi toplumun gelişmesini kayıt altına alan yaratıcı bir seyir defteri gibidir ve estetik, inançlar ile siyaset arasındaki ilişkiyi ortaya koyar. Kimi zaman farklı, tartışmalı ve kışkırtıcı olarak düşünülse de sanat şüphesiz siyasi, kültürel ve toplumsal istikrarsızlıkları gözlemlemeye yarayan bir pencere gibidir. Herkes sanatın potansiyelinin farkında olmasa da sanat inşa eder, yorumlar ve ilerlemeyi gösterir.

Sanatın görüşleri yansıtmasına karşın hiç bir zaman için belirli bir eylem talep etmez ve izleyicisine asla ne yapması gerektiğini söylemez. Sanat sadece bizi bir araya getirip duyularıma bağlayan ortak bir alan meydana getirir; sanat eserinde sunulan hikayeyi anlamamıza ve bunun genel çevremiz ile olan ilişkisini bulmaya sevk eder. Sergiler, çizimler ve performanslar sanatın söylemini içerir ve izleyici/dinleyiciyi etkileşime geçtikleri unsurlarla ilgili gözlem yapması ve bunu söze dökmesi için motive eder.  Farklı geçmişlerden gelen bireyler arasındaki bu değiş tokuş, kültürel önem ile kısıtlanabilen ortak fikir yorumlamalarına yol açmaktadır. Sanat öteki ile özdeşleşmemize yardımcı olur ve benlik dışına çıkarak kafamızdaki biz kavramını yerel ve küresel düzeye genişletir.

Değişim zamanlarında ve toplumlar adaletsizliklerle yüz yüze kalırken dil ancak bir noktaya kadar yardımcı olabilir. Dilin hoşgörü meydana getirebilmesine karşın, hoş görü sadece görüşlerdeki farklılıklara hoş görü gösterebilmek olacaktır. Öte yandan, sanat daha fazlasını vaat eder; görsel dil, kültürler arası iletişimin zorunlu bir can damarıdır. Sadece çarpıcı ‘güçlü’ sloganlar şeklinde değil aynı zamanda ifade edilen anlatılar şeklinde de insanları değişimin tanıkları ve aracıları olması için yol gösterir. İşte böylece sanat ötekinin katılımı dürtüsünü oluşturur ve bölünmüşlüğün oluşturduğu boşluk arasında köprü kurmak adına ilişkileri besler.

Görsel dil sembolizm ve önemlilik arasında bir yerdedir. Görsel dili anlamak adına izleyicinin bu iki unsur arasındaki diyaloğun bir parçası olması gerekmektedir. kişinin kendini eserin anlamı içerisine yerleştirmesi gerekmektedir; yoğun eleştirel analize gerek bulunmamaktadır ve olması gereken ise sadece deneyimi yaşarken ortaya çıkan duyularla birlikte bilinçli varlık gösterilmelidir.  Bu da, toplumun sanatçıya inançlarını sorgulaması için olanak sağlaması halinde toplum ideolojilerinin karşılaştığı zorlukları yansıtmaktadır.

Hüsranımızın zirveye ulaştığı yerde bizi bu denli rahatsız hissettiren bir şeye karşı çıkmak mantıklı değil midir? Bir şeyden rahatsız olmak iyidir çünkü durumunuzu değiştirmeye ve önem verdiğiniz konular için savaş vermeye istekli olduğunuzu gösterir. Devrim belki de güçlü bir kelime olabilir fakat insanların yeni fikirleri göz önünde bulundurma ve bir çözüme katkı koyma olasılığı dahi radikal bir değişimdir. Görsel dil radikal olma becerisine sahiptir veya kültürler arası sembolizm üzerinden entelektüel fikirler de çok çeşitli bireylere ulaşabilir.

Sanatın toplumları birleştirme gücüne inanmak önemlidir. Duygusal, sanatsal eserleri görüp yaşayarak bizi bölen sınırlarımızı unutma ihtimali adına yaşam boyu ortaklıklar yaratmak bizim misyonumuz olmalıdır. Bu fırsat, sanatçılara siyasi bir iklim ile özdeşleşmek adına kendi yolculukları ile olan mücadelelerini anlatan güçlü kişisel hikayeleri ile birleşmiş tutkulu mesajları yaratacakları bir tuval sunmaktadır. Amaç, hayal kırıklıklarımız üzerine konuşmak, bizi bir şey yapmak adına güçlendirmesini umut etmek ve siyasi durum ile farklı şekilde savaşma yolunu bulmaktır.

Bu haber toplam 2706 defa okunmuştur
Gaile 458. Sayısı

Gaile 458. Sayısı