1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Sanat ortamında sevindirici ve kaygı verici gelişmeler”
“Sanat ortamında sevindirici ve kaygı verici gelişmeler”

“Sanat ortamında sevindirici ve kaygı verici gelişmeler”

Akdeniz Avrupa Sanat Derneği , müzelerle ilgili basın açıklaması yaptı

A+A-

Akdeniz Avrupa Sanat Derneği (EMAA), müzelerle ilgili basın açıklaması yaptı. EMAA’nın yaptığı basın açıklamasının tam metni şöyle:

“Akdeniz Avrupa Sanat Derneği (EMAA) kurulduğu 2002 yılından bu yana sanatın gelişimi ve toplum yaşantısına katılması amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir.  Birçok kurum ve kuruluşla ortak çalışmalar yaptığı gibi sanatın gelişimi ve yaygınlaşması açısından kaygı duyduğu durumlarda da yapıcı olmaya ve sorunlara dikkat çekmeye çalışmıştır. Geçmişte müze konusunda yaptığı eylemler yanında devlet yetkililerine sunduğu raporlar da böylesi amaçlar doğrultusunda yapılmıştır.  (* 2006 -EMAA müze eylemi. KKTC Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Bakan Sn. Vehbi Asım. * 2007- EMAA Sunum; Geçmişten Geleceğe Müzeler: “Sanatın, Zamanın ve Gerçeğin Ölçekleri”, konuşmacı ;  Gül Pulhan .* 2008 - Emaa Sanat Dergisi 8 ; Müzeler, Sanat Merkezleri, Arşiv, Politika  (özel sayı).   *2011- Rapor 1; KKTC Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı, Bakan Sn. H. Ersan Saner. * 2013 - Rapor 2;  Müsteşar Sn. Şahap Aşıkoğlu.)

EMAA Son dönemlerde gerek belediyelerin gerekse üniversitelerin sanat konusundaki hareketliliğini, girişimlerini, söylemlerini  ve uygulamalarını, dikkat çekici bir gelişim olarak incelemektedir.

Bu bağlamda sevindirici girişimlerin ve gelişmelerin yanında sanatın sorunlarını çözmek yerine artıracak girişimlerin ve uygulamaların da varlığına dikkat çekmek istemektedir. 

Senelerdir bir sanat müzesinin açılması konusunda Devletin gösterdiği iradesizlik sanatın ve sanatçımızın değerinin bilinmesi, algılanması, okunması ve toplumla buluşması anlamında bizlere çok şey kaybettirmiştir. Bu nedenle sanat müzelerine Üniversitelerimizin sahip çıkması ve bu konuda irade göstermeleri takdir edilmeli ve desteklenmelidir.

Dünyanın diğer coğrafyalarında olduğu gibi Batıda da, soyluların kişisel zevk için çeşitli sanat eserlerini ya da kumandanların ganimetlerini bir araya toplamaları sonucunda ortaya çıkan müzecilik; tasnif etme, kataloglama, yerleştirme, tanıtma ve eğitici işlevlere açık tutma gibi, yalnız müzeciliği ilgilendiren uzmanlık düzeyindeki bilgilere dönüşmüştür.  Günümüzde ise müzeler uzmanlık düzeyindeki bilgilere eklemlenen birer yaygın eğitim kurumu olarak halkı eğitmeyi, kültürü ve bilimi topluma aktarmayı hedefleyerek iletişim ve halkla ilişkileri başlıca yöntemler olarak kullanmaya yönelmişlerdir. Çağdaş müzeler geliştirilen eğitici ve tanıtıcı programlarla birer açık üniversiteye diğer yandan ise her hangi bir ailenin tüm fertlerinin eğlenerek öğrenebileceği, öğrenmenin bir zevk olabileceği kültür merkezlerine dönüşmüş durumdadırlar.

Bu bilgilerden hareket edildiğinde kurulacak müzenin kişisel zevk için toplanmış koleksiyon olsa bile uzmanlık düzeyindeki bilgilere dönüştürülmesi zorunludur.  Başka bir değişle koleksiyonun/eserlerin uzmanlar tarafından gerekli metodolojilere tabi tutularak belirlenmesi, taşıdıkları dönemsel ve özel değerlerinin tespit edilerek gün yüzüne çıkarılması (yazılması), anlatılarının okunur ve anlaşılır olmasının sağlanması müze olmak için önümüzde duran en önemli adım olarak belirmektedir. Bu bilgilerin toplumun her kesimine hitap edecek şekilde dönüştürülerek aktarımı ise ikincil sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu noktada 21 yy. müzeciliğinde değişen koşullara uyum sağlamak için teknoloji ve günümüz medya ortamıyla iç içe, yan yana ve yüzü geleceğe dönük yeni yöntemlerin uygulanması gerektiğinin de altını çizeriz.

Sonuç olarak koleksiyonun sergilenmesi uzmanlık düzeyindeki bilgilerden yoksunsa müze olarak da adlandırılamaz. 

Müzeler koleksiyonlarının içeriği ve niteliği ile varlık sürerler.  İçerik ve nitelik kişilere veya kurumlara göre değişkenlik gösterse bile etiksel olarak müze isminin, misyon ve misyonunun koleksiyonla ve müzenin yapacağı diğer bütün bilimsel araştırmalar, programlar ve aktivitelerle örtüşmesi veya ilişki içinde olması beklenir.   Müze isminde Kıbrıs, Sanat, Moderin veya çağdaş gibi isimler geçiyorsa, bu kavramların müze içeriğinde karşılığını bulması gereklidir.

Ülkemizde senelerdir sanat tarihi bağlamında yapılması gereken araştırmaların, teşviklerin, gerekli çalışma koşullarının üniversiteler tarafından dahi yaratılmadığına vurgu yaparız. Bilginin açığa çıkarılması, üretilmesi ve yayılması için gereğinin yapılması müzenin önemli işlevlerini oluşturuyorsa   Kıbrıs (Türk) sanatıyla ilgili bir müzenin bu konuda birden fazla bilirkişiyle ve uzman ekiplerle çalışması ve yukarıda da bahsedilen uzmanlık düzeyindeki bilgileri gün yüzüne çıkarması birincil adım olarak gereklidir. Bu adım gerçekleşmeden açılacak müzelerin zaten müze statüsünde olamayacağı ve de müzelerin işlevlerinin hiçbirini yerine getirmeyeceğini, sonuç olarak da ülke sanatına ve kültürüne katkı koyamayacağını, bununla birlikte kavram karmaşasına yol açarak var olan sorunları da artıracağını belirtmek isteriz.”

 

 

 

Bu haber toplam 2449 defa okunmuştur
Etiketler : ,