1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Sanatla, sorun çözümünü birleştirdim”
“Sanatla, sorun çözümünü birleştirdim”

“Sanatla, sorun çözümünü birleştirdim”

Bazen bir basketbol hocası, bazen bir dansçı, bazen bir semazen, bazen organizatör, bazen sokaklarda grafiti sanatçısı, bazen de hayvanlarla birlikte engellilere yardım eden bir birey olarak karşınıza çıkabilen Zeybek, hikayesini YENİDÜZEN’e anlattı.

A+A-

Bazen bir basketbol hocası, bazen bir dansçı, bazen bir semazen, bazen organizatör, bazen sokaklarda grafiti sanatçısı, bazen de hayvanlarla birlikte engellilere yardım eden bir birey olarak karşınıza çıkabilen Derviş Zeybek, hikayesini YENİDÜZEN’e anlattı…

Serap ŞAHİN

Bazen bir basketbol hocası, bazen bir dansçı, bazen bir semazen, bazen organizatör, bazen sokaklarda grafiti sanatçısı, bazen de hayvanlarla birlikte engellilere yardım eden bir birey olarak karşınıza çıkabiliyor Derviş Zeybek. “Kimdir Derviş Zeybek?” diye sorulduğunda ise, “Ben aslında hiçbir şeyim” ifadelerine yer veriyor. Tek bir kalıba oturtulmak istemiyor, “Bunların hepsi benim için bir bütündür çünkü hayatımı bütün gibi yaşamaya çalışıyorum” diyor.

Minimalist, , hayvan dostu, renkli ve yaratıcı kişiliği ile Surlariçi’nde değişimin öncülerinden Derviş Zeybek. Enerjisini ve zamanını paylaşarak bölgeye hareket getiren Derviş Zeybek, “İçimde her zaman Kıbrıs’la ilgili bazı umutlar taşıyan bir insanım. Bunları hayata geçirmek istedim. Stüdyo 21 aslında bunların örneğidir. Stüdyo 21 çok uzun bir hikâye ama artık kimliğimin bir parçası oldu” ifadeleriyle 2011 yılında kurduğu atölyenin kendisi ve bölge için ne kadar önemli gelişmelere imza attığını ifade ediyor.

“İnsanların ilgisi, kurumlar, belediyeler, bakanlıklar ve vakıfların bölgeyle ilgili gözü açılmaya başladı. ‘Burada bir potansiyel var’ diye düşünmeye başladılar. Bazılar için bu bölge oy, bazıları için çıkar, bazıları için nenesinin bıraktığı ev. Ama bu şehir uzun yıllardır buradaydı” diyor Derviş Zeybek.

“Surlariçi’ne kültür, sanat, hareket getirdiğimize inanıyorum. Hepsi bir enerji yaratmak içindi” diyor Derviş Zeybek ve yaşanan değişimin artık somut olarak fark edilebildiğini ifade ediyor.

“İçimde her zaman Kıbrıs’la ilgili bazı umutlar taşıyan bir insanım”

“80’li yılarda doğdum ve çocukluğumdan itibaren birçok farklı yerlerde yaşadım. Bu sayede Kıbrıs’ın birçok yerini görme fırsatı buldum. Türkiye’de çok yer gezdim. Sonra yurtdışına çıkmaya başladım. 15 yaşında halk dansları ile festivallere gitmeye başladım. 2 defa İngiltere’de yaşamayı denedim, Amerika’ya taşındım. 1 yıl sonra geri döndüm. Politika okudum ve master yaptım” diye kendini ifade ediyor Derviş Zeybek. Amerika’da bir süre yaşamanın kendisi için bir dönüm noktası olduğunu ve döndükten bir kaç yıl sonra Stüdyo 21 projesini başlattığını söylüyor.

“İçimde her zaman Kıbrıs’la ilgili bazı umutlar taşıyan bir insanım. Bunları hayata geçirmek istedim. Stüdyo 21 aslında bunların örneğidir. Stüdyo 21 çok uzun bir hikâye ama artık kimliğimin bir parçası oldu” ifadeleriyle atölyenin kendisi ve şehrin için ne kadar önemli gelişmelere imza attığını ifade ediyor.

“Beni insanlar basketbol hakemliğinden de tanıyabilir. Dansla ilgili de insanların karşısına çıkmadığım yer yok. Sonradan fark ettim ama yaratıcılıkla ilgili çocukluğumdan beri ciddi bir saplantım var.” diyor Derviş Zeybek.

 

“Bu şehir uzun yıllardır buradaydı”

Stüdyo 21 projesinin 2011 yılında başladığını ve 5 yıllık süreçte Surlariçi’ndeki dönüşümün gözle görülür boyutta olduğunu belirten Zeybek sözlerine şöyle devam ediyor:

“İnsanların ilgisi, kurumlar, belediyeler, bakanlıklar ve vakıfların bölgeyle ilgili gözü açılmaya başladı. ‘Burada bir potansiyel var’ diye düşünmeye başladılar. Bazılar için bu bölge oy, bazıları için çıkar, bazıları için nenesinin bıraktığı ev. Ama bu şehir uzun yıllardır buradaydı” diyor.

Birçok çevrenin bölgeyle ilgili kendine pay çıkarmaya çalıştığını da belirtiyor Derviş Zeybek ve sözleri sürdürüyor:

“Bu şehrin değişiminin parçası evet biziz ama bunun tarihi bir geçmişi var. 2000’li yıllarda Han’ın tamiri ile buradaki değişim başladı.  2011’de biz kurulduk. 2010 yılında da bölgede bir akım vardı bunlar şehrin dönüm noktalarıdır. Sabor’da bir dönüm noktasıdır ki insanları Surlariçi’ne getirdi. Biz aslında kapının kilidini kırdık ve büyük kitlelere yaymayı başardık. Bir kişinin yaptığıyla olmadı. Benim gibi toplumsal projeler üreten çok insan geldi ve bölgeye ciddi emekler harcadı. Bizim yaptığımız bu başlangıcının devamıdır”

“Sanatla, sorun çözümünü birleştirdim”

Surlariçi ve çevresinde dans eden 4 tane çocukla tanıştığını ve çocukların çeşitli zorluklar yaşadığını üzülerek anlatan Derviş Zeybek, “Master ve sonraki eğitimim sorun çözümüydü ve ben sanatla sorun çözümünü birleştirmek istedim” diyor. Sokakta dans eden çocuklarla birlikte bölgede farklı bir kültür oluşturduklarını söyleyen Derviş Zeybek, “Uzun vadede nasıl sürdürülebilir kılınacağını da araştırdım. Hem bireysel anlamda sorunları çözmek, özellikle genç ve çocuklardan bahsediyorum. Devamında da onu bir şehre yaymak ve sonra belki bir ülkeye yaymak istedim. Sadece grafiti olarak değil, kültürel ve sosyal hayatı yaymaktan bahsediyorum.” şeklinde atölyenin doğumunu özetliyor.

Sokakta dans eden 4 çocuk, 3-4 ay sonra 100’e yakın bir sayıya ulaştı

Sokakta dans eden 4 çocuğun 3-4 ay sonra 100’e yakın bir sayıya ulaştığını ve aynı sene bu çocuklarla Yetenek Sizsiniz yarışmasında finale kaldıklarını gururla anlatıyor Derviş Zeybek.

Zeybek, 2016 yılında Surlariçi’nde yaşanan değişimi kutlama amacı ile festival düzenlediklerini ve bütün Bandalbulya’yı nasıl boyadıklarını anlatıyor.

Yaşananları şöyle özetliyor Derviş Zeybek“2011 yılından beri sokakta dans ederek bir kültür yaratmaya çalıştık. 2018’de ansızın sokakta karşınıza klasik müzik çalan 13 yaşında 2 tane kız çocuğu çıkabilirdi, 16 yaşında duvar boyayan 2 çocuk çıkabilirdi. Surlariçi’ne kültür, sanat, hareket getirdiğimize inanıyorum. Hepsi bir enerji yaratmak içindi” diyor.

“Yaratmayı seviyorum”

Minimalist yaşam tarzını benimsediğini ifade eden Derviş Zeybek, “Araba sevmiyorum, bisikletle yaşıyorum ve minimal yaşıyorum. Paylaşmayı çok seviyorum. Bütün dünyaya barış getireceğim gibi bir söylemlerim yok. İnsanlara huzur vermekten bahsediyorum. Günlük hayatımda yaptığım birçok şey derviş kültürü, Budizm ve çeşitli benzer inanışlarla paralele yakın bir seviyededir. Yaratmayı seviyorum, organizasyon yapmayı seviyorum. Performanslar hazırlıyorum. Farklı etkinlikler yaratmayı seviyorum. Bisiklet turları düzenlemeyi seviyorum. Bunların hepsi benim için bir bütündür çünkü hayatımı bütün gibi yaşamaya çalışıyorum” diyor.

“Sufizmi ve semayı çok seviyorum”

“Sufizmi ve semayı çok seviyorum. Uzun yıllardır dans ediyorum. Bir hocamın sayesinde semayla buluştum. Gösterilere çıkmaya başladım. 2000’li yılların başından beri Budizm gibi çeşitli şeylerle ilgileniyorum. Meditasyona başladığım dönemlerde şimdiki gibi alışılmış bir durum değildi. O aşamaları aşarak aslında bu aşamaya geldim ve sufizm ve sema ile tanıştım” diyor Derviş Zeybek.

whatsapp-image-2023-10-19-at-15-52-28.jpeg

“Sema perfosmanslarına başlayacağım”

“Benim gibi toplumsal projeler üreten çok insan bu şehre ciddi emekler harcadı. Biz de bunun devamını getirdik ve kapının kilidini kırdık” diyor Derviş Zeybek. “Buranın üretim tarafı da var. Atölyede, şehrin kültürel yaşantısına da bir şeyler katmak için çalışmalar yapıyoruz. Ara sokaklarda bir sürü atölye var. Biz de burada kartpostallar, kitap ayraçları yapıyoruz aynı zamanda.

Haftanın 6 günü burada sema performanslarına başlayacağım. İzlemek isteyen çok insan var. Onlar ve benim için de iyi olacak”

“Çocuklara kötü davranıldığını hala hatırlıyorum”

Hem kuzeyin hem güneyin çocuklarıyla enerji ve zamanını paylaştığını ifade eden Derviş Zeybek, “Bunu karşılıksız yapmak okul bursundan daha önemlidir bunu gördük. Ben geldiğimde bu bölgede çok ciddi bir ayrım vardı. Çoğu dükkânda çalışan çocuklara kötü davranıldığını hala hatırlıyorum. Sanat ve kültürle birlikte yavaş yavaş o çocuklar çok iyi yerlere geldiler” diyerek bölgeye aslında nasıl da güzel bir hareketlilik kattığını ifade ediyor.

Lâl adında yeni bir performans hazırlığında olduklarını ve büyük sahnelerde çıkmak istediklerini belirtiyor Zeybek. “Birçok kültürün bir araya geleceği en güzel etkinliklerden biri olacak” diye de özetliyor.

“İnsanlar daha çok sevsinler”

Sokak hayvanları ile ilgili büyük organizasyonlar yaptığını ve hayvanların hayatının bir parçası olduğunu dile getiren Zeybek, şöyle devam ediyor:

“İnsanlar daha çok sevsinler, daha çok hareket etsinler, daha çok yaratıcı olsunlar ve daha çok hikâye izleyerek müzik dinlesinler”

img-6221.jpg

 

Bu haber toplam 3461 defa okunmuştur