SANAYİ ZORDA
Lefkoşa sanayisindeki esnaf dertli… Sanayi sektöründe yıllardır hizmet veren birçok işletme, gözlemlerine dayanarak kimi esnafın gün boyu dükkân önünde tavla oynadığını, kahve içtiğini belirterek durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Fehime ALASYA
Vatandaş kemer sıkıyor, esnafın işi azalıyor, ekonomik çarklar yavaşlıyor.
Haline şükrederek olumlu düşünmeye çalışan sektörlerden dahi olumsuz cümleler duymak mümkün. YENİDÜZEN ekibi Lefkoşa Sanayi Bölgesi’ni gezdi, yıllardır bu bölgede geçimini sağlayan esnaf ve sanayici ile görüştü. Sanayi sektöründe yıllardır hizmet veren birçok işletme, gözlemlerine dayanarak kimi esnafın gün boyu dükkân önünde kahve içtiğini, tavla oynadığını belirterek durumun vahametini gözler önüne seriyor. Harcamalarını birçok alanda kısan vatandaş, neredeyse bıçak kemiğe dayandığı zaman sanayiye giriyor, kemer sıkma politikasından da en çok esnaf etkileniyor.
Bir dokun, bin ah işit…
Siyasilerden hiçbir beklentisi olmadığını dile getiren bazı esnafın ise yöneticilerin bu gidişata dur diyebileceğine inancı kalmamış. Darboğaz ekonomi ile boğuşan esnaf, yıllardır sanayide baş gösteren temizlik ve alt yapı sorunlarından da yaka silker duruma gelmiş. Bir dokunup, bin ah işittiğimiz bazı vatandaşlar ise “Başlıca çöp, kirlilik, altyapı sorunları da bir başka acı gerçeğimiz...” diyerek sitem etti, Lefkoşa Belediye Başkanı’nı sanayi bölgesinde gezmeye davet etti.
Amaç giderleri karşılayıp günü zararsız atlatmak
Genel olarak birçok sektörde aynı sorunların yandığına dikkat çeken Sanayi esnafı, önlem alınmadığı takdirde birçok küçük esnafın batacağından yana hemfikir. İthal edilen tüm malların döviz olmasına karşın ada içindeki işçilik ücretlerinin dahi çok düştüğünü anlattı, zam uygulamaya kalktıkları zaman ise işlerinin düştüğünü belirtti. Kısır bir döngü içerisinde bulunan esnaf, giderlerini karşılayıp, zarara uğramamak için mücadele içerisinde. Kara geçip, yatırım yapılan günlerin çok geride kaldığına dikkat çekenler, zararsız günü bitirme uğraşında.
Esnaf kendi çözümüyle nakit akışı sağlamaya çalışıyor
Kötü seyreden ekonomide sıkışıp kalan esnaf, ya kendi ürettiği çözümlerle ayakta kalmaya çalışıyor ya da kepenkleri indiriyor. Nakit akışını sağlamaya çalışan birçok esnaf kendi bünyesinde indirimler uyguluyor, bankalar ile istişare içerisinde taksitli uygulamalarla ödeme kolaylıkları sağlıyor.
Burhan Kırmızı: (Burhan Ltd. Mobilya, imalat, ithalat)
“Kendi işletmemizde yaptığımız iyileştirmelerle nakit akışını sağlamaya çalışıyoruz”
Ailece 1977 yılından beridir bu işin içerisindeyiz, ben burada üçüncü kuşak olarak bulunuyorum. Biz de kötü giden ekonomiden, dövizden olumsuz etkileniyoruz. Özellikle döviz yükselişiyle satışlarımız azaldı. Yurt dışından aldığımız mobilyalar dolar üzerine olduğu için çok zorlanıyoruz. İşi döndürebilmemiz için nakit akışına ihtiyacımız var, birçok kampanya ile çarkımızı döndürmeye çalışıyoruz. Kendi işletmemizde yaptığımız iyileştirmelerle nakit akışını sağlamaya çalışıyoruz. Çeşitli taksitler ve ödeme kolaylıklarıyla indirimler uyguluyoruz. Ambargolar belimizi büküyor. Dövizdeki artış böyle devam ederse Bir sonraki ithalimizde rakam daha da düşecek. Devlet yerli imalatı desteklemek için çeşitli teşvikler yapılmalı. Bir otel açılırken mobilya işini yerli firmaya verse, yerli firma yıllarca yapacağı kazancı bir otelden bile elde edebilir. Fakat bu paralar hep yurt dışına kayıyor. Tüm bunlarla ilgili bir düzenleme yapılsa sektörün önü açılabilir.
Yüksel İbar: (Kallavi Trd. Ltd- Oto kaporta ve boya)
“Günün sonunda el elde baş başta kalıyoruz”
Dokuz yıldır Lefkoşa sanayide çalışıyorum, kaporta ve boya işleriyle uğraşıyorum. Sektör olarak çok çalışan bir sektör gibi görülebiliriz aba aldığımız sterlin bile tiner boya bile sterlin. Kullandığımız malzemeler sürekli zamlanıyor fakat işçiliklerimiz standart kalıyor. Her şey döviz, işçiliğimizi de mi döviz yapsak? Yetkililer bunu görse... Bir çakmağı iki Türk Lirası’na alıyorduk, şimdi dörde alıyoruz. Biz bu malzemeleri zamlı alıyoruz ama işçilik düzeyimiz çok standart. Zam yapmaya kalksak işimiz düşüyor, personelimizi ödeyemiyoruz, işsizlikte de yine zarar eden biz oluyoruz... Olumsuzluklar zinciri... Tüm bunlar genel olarak tüm sektörlerde var... Kendi branşımızda çeşitli çözümler arıyoruz. Ancak da giderlerimizi karşılamaya çalışıyoruz, günün sonunda el elde baş başta kalıyoruz... Bu böyle devam ederse sektörler kayıp gidecek, insanların dayanma gücü çok fazla yok...
Sıtkı Erden Sine: (Nippon parts ltd. Oto yedek parça ve servis garajı)
“Esnaf artık kapısının önünde tavla oynuyor…”
Çoğunluğa nazaran Türkiye odaklı değil de Japonya, Uzak Doğu bazlı ülkelerle dolar üzerinden çalışıyoruz. Fiyatlarda çok ciddi bir farklılık oluştu. Sistemde tuttuğumuz fiyatlar dolar üzerine, bu fiyatları Türk Lirasına çevirip müşteriye söylerken biz tek kuruş zam yapamıyoruz ama parçanın değeri dövizden dolayı yükseliyor. İnsanlar gelip parça fiyatı soruyor, kısa sürede bu kadar nasıl olur diyerek boş geri dönüyor. Çok şükür halimize ama eski ritmimiz yok... İnsanlar artık arabalarının servisini yapmaya bile korkuyor. Sorgusuz sualsiz ‘serviste ne gerekirse yapın’ diyen insanlar artık araçları sorun yaratınca gelmeye başladı. İnsanlar artık aracı bozulmadığı sürece sürmeye devam ediyor. İnsanlar arabasını tamir ettiriyor, ancak aybaşı gelip arayabiliyor, araba bir ay bizim garajda bekliyor. Servise gelenler de taşıma araçları gibi mecburiyetten gelen araçlar oluyor. Her sektör kötü etkilendi, bizde öyle... Anlaşmalı şirketlerimiz var ve bizi ayakta tutan onlardır. Oturamaya fırsat bulmadığımız günleri hatırlıyorum, şimdiyse çok boş vaktimiz oluyor, esnaf artık kapısının önünde tavla oynuyor…
Tunahan Koçyiğit: (Otokoç tic. Ltd.- Yedek parça mekanik servis)
“Bizi yönetenlerde de bu durumun önüne geçebilecek kapasite olduğuna dair inancım yok...”
Bizi etkileyen en önemli nokta dövizdir. Sürekli yükselişten dolayı, bizim dışımızda gelişen zamlar oluştu. Bunu zorunluluktan dolayı yapanlar da dövizi bahane edenler de oldu. Biz bu konuda sürekli zarar görüyoruz, hiçbir tedbir de alamıyoruz, nasıl alınır ki, bu bize bağlı değil. Keşke elimizde olsa... En son yapılan elektrik, mazot akaryakıt gibi zamların yapılmaması gerekiyordu, yapılan zamlar da geri alınsın. Elektriğe bile korkunç bir zam yapıldı, yapılıyor da, bu olur şey değil. Döviz bu kadar yükselişte iken bir de üzerine zam haberlerini okumak çok acı... Üstelik bizi yönetenlerde de bu durumun önüne geçebilecek kapasite olduğuna dair inancım yok... Yıllardır sanayideki başlıca çöp, kirlilik, altyapı sorunları da bir başka acı gerçeğimiz...
Ülkü Erçika: (Yağmur Erçika Trd. Ltd.- Cam ve ayna yapımı)
“Bu olumsuz havadan toplum olarak bir an önce çıkılması lazım”
Ürünlerimizin tamamı neredeyse yurt dışından geliyor ve hepsi de döviz üzerine. Satışlar günden güne düşüyor, halkın alım gücü azaldı. Herkes artık mecburi ihtiyaçlara yöneldi. İnsanlar dekor bölümünden kısmaya başladı. Herkes kemer sıktı, en cüzi ihtiyaçlarını karşılama derdine düştü. Herkes döviz ne olacak diye bir bekleyiş içerisinde, adım atmaya korkar oldu. Bu olumsuz havadan toplum olarak bir an önce çıkılması lazım, yetkililer biran önce el atıp, dövize müdahale etmeli. Vergilere ve fonlara müdahale edilmeli…
Naci Doğandemir: ( Makinist)
“Başkan sanayide hiç gezmiyor mu?”
Bu durum siyasi liderlerden kaynaklanıyor. Ülkenin dengeli ve iyi yönetilmediği kanaatindeyiz. Önümüzü açmayan bir iktidar var, Türkiye’den otomobil malzemeleri alıyoruz, gümrük ve kargo olmak üzere aldığımız mal kadar masraf yapıyoruz. Bin Türk Lirası’na aldığımız mal buraya gelene dek iki bin Lira’yı aşıyor… Bu da insanları il legal yollara itiyor. İnsanlar kaçak yollarla parça getirmeye çalışıyor. Esnaf sağlıklı para kazanamıyor. İlgili bakanlıklarda oturan birçok memur var, düzenleme getirsinler. Vergiler, fonlar, bu gibi giderler düzenlense hem üretici hem de tüketici bundan faydalanır. Gerekli denetimler yapılsa biraz daha düzenli olacak gibi düşünüyorum.
Bir vatandaş ve sanayi esnafı olarak belediyeden de çok şikâyetçiyiz. Yıllardır ileri gelen sorunlar hala aynı… Başkan sanayide hiç gezmiyor mu? Sokaklar çöpten geçilmiyor, burasının hali içler acısı… Yağmur yağacak diye ödümüz kopuyor… Sanayi bölgesi de bu ülkenin kanayan yaralarından biridir...