1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Sankara: İyisiyle Kötüsüyle Sosyalist bir Lider
Sankara: İyisiyle Kötüsüyle Sosyalist bir Lider

Sankara: İyisiyle Kötüsüyle Sosyalist bir Lider

“Afrikalı Che” olarak da bilinen Thomas Sankara Burkina Faso’ya Burkina Faso ( Dik duruşlu insanların toprağı) ismini veren kişidir.

A+A-

 

Fatma Türkoğlu
[email protected]

Maalesef genellikle ya kendimizle ilgili yazıyoruz; düşünüyor ve okuyoruz ya da Avrupa’da eğitim alanlarımız Avrupa merkezli tarih ve siyaset, Türkiye’de eğitim alanlarımız daha ziyade Türk düşüncesiyle haşır neşir oluyor. Elbette bunların çok geçerli nedenleri var. Türkiye ile içerisinde bulunduğumuz iletişim veya Avrupa’da doğan düşüncelerin küreselleşen dünyaya yayılması bunun başlıca nedenleri arasında olsa da son zamanlarda Kıbrıs’ta yeni açılan üniversiteler ve bu üniversitelere gelen öğrenci profili bence artık Afrika’yı da tanımamız gerektiği mesajını veriyor bize. Kaynaşmasak da aynı alanı paylaştığımız insanları tanımamız onlara karşı bakışımızı olumlu veya olumsuz değiştirecektir. Şu an bizim için Afrika sadece Sahra altı Afrika anlamına gelmektedir. Kuzey Afrikalılar ile Batı ve doğu Afrikalıları ten renklerinin farklılığından ötürü birbirlerinden ayrı algıladıktan sonra güneyden gelen siyah Afrikalıları  “siyah /Afrikalı / Arap / zenci” olarak bir kotada eritiyoruz. Hal bu ki aynı ülke sınırları içinden gelenler bile farklı dinlere, kültürlere ve kabilelere mensuplar. Kimileri de büyük devletsiz etnik grupların bir parçasılar. Üstelik çoğu ülke bazı açılardan bizimle benzer tarihi paylaşıyor. 1960’lı yıllar sadece Kıbrıs’ın değil; pek çok Afrika ülkesinin de sömürgeciliğe karşı “bağımsızlık” ilan ettiği yıllardı. Afrika bizim için doğal hayat, cangıl, çöl, açlık, sömürgecilik veya safariyi çağrıştırsa da bugün Afrika’da büyük kalabalık şehirlerde insanlar aynı İstanbul’daki gibi işe gitmek için trafikte iki saat harcıyorlar. Tıpkı bizim gibi bir işe sahip olmak için tanıdıklarını devreye sokup “torpil” patlatıyorlar. Bununla birlikte gerek bize gerekse birbirlerine ne kadar benzerlerse benzesinler her bir Afrika ülkesinin tarihi kendisine özgüdür.

Bunların tamamını bir yazı içerisinde ele almak imkânsızdır. O nedenle ben siyah Afrikalıların tarihine damgasına vuran bir ülke ve devrimci bir liderden, Thomas Sankara’dan, bahsetmek istiyorum. “Afrikalı Che” olarak da bilinen Thomas Sankara  Burkina Faso’ya Burkina Faso ( Dik duruşlu insanların toprağı) ismini veren kişidir. Bundan önce ülkenin ismi Yukarı Volta Cumhuriyeti idi.  Yukarı Volta Cumhuriyeti 1960’a kadar bir Fransız kolonisiydi ve 1960 yılında tıpkı Kıbrıs gibi Fransa’dan bağımsızlığını kazandı.  Resmi dili halen Fransızcadır. Diğer pek çok Afrika ülkesi gibi Yukarı Volta Cumhuriyeti de pek çok farklı etnik grubu ve dili bünyesinde barındırır.

O dönemki ismiyle Yukarı Volta Cumhuriyeti zaman zaman seçimler yapılsa da gerçek bir demokrasiye sahip olamamıştır ve 1980 ve 1982 yıllarında üst üste iki defa askeri darbe ile devlet başkanları değiştikten sonra 1984’te Thomas Sankara idareyi yine bir askeri darbe ile ele almıştır. 1987’ye kadar geçen yıllarda ülkeye pek çok reformu getiren Sankara 1987 yılında güçten düşerek öldürülmüştür. 

Burada bir parantez açmak gerekir. 1970li yıllar bilindiği gibi neoliberal iktisat politikalarının dünyaya tanıtıldığı ve de yaygın şekilde uygulandığı yıllardır. 1980’lerde ise bu uygulamalar 12 Eylül darbesinin ardından Türkiye’ye ve kuzey Kıbrıs’a da tanıtılmıştır. Aynı yıllarda Sankara’nın uygulamalarında ilgi çekici olan kendisinin adeta 1960lı yılların kalkınmacı iktisat anlayışını 1980li yıllarda uygulatmış ve başarıya ulaşmış olmasıdır. Tarımda gerçekleştirdiği reformlar sayesinde Burkina Faso sadece kendi vatandaşlarının ihtiyacı olan besini üreterek gıdada dışa bağımlılıktan kurtulmakla kalmamış; aynı zamanda ihtiyacı olandan da fazlasını üretebilmiştir. Sankara, her anti-emperyalist lider gibi ülkesinin dışa bağımlılığını ithalat-ihracat dengesi sağlayarak azaltmak ve böylelikle ülkeyi bağımsızlığına kavuşturmayı hedeflemiştir. Bu amaçla uluslararası camiadaki müttefiklerini de SSCB, Küba ve diğer Afrika ülkeleri arasından seçmiştir.

Sankara aynı zamanda tüm Afrika ülkelerinin liderleri arasında kadın halklarını ilk dile getiren başkandır. Kadın sünneti onun döneminde yasaklandı. Tek eşlilik ve doğum kontrolünün yaygınlaşması için çaba harcadı. Kadınlar Sankara döneminde hem mecliste hem de orduda kendilerine yer bulabildi ve 8 Mart Dünya Kadınlar gününde Sankara tüm erkeklerin kadınlar yerine alışverişe çıkmasını ve piyasa fiyatlarını tanımasını, kadınların yaşadığı zorlukları görmesini sağladı.

Aynı şekilde AIDS’i Afrika için bir tehdit olarak algılayan ilk Afrika ülkesi de Sankara döneminde Burkina Faso oldu. Bunun yanında aşı kampanyaları düzenlendi. Çocuk felci, menenjit ve kızamık aşıları bir hafta içinde iki buçuk milyona yakın insana uygulandı.  Böylelikle kadın halkları gibi sağlık konusunda da Burkina Faso Afrika ülkeleri arasında ilk defa ciddi adımlar atılan ülke oldu.

Bununla birlikte insanları ev sahibi yapmak için işe çekirdekten girişilerek tuğla fabrikaları kuruldu. Bir yandan evsizlik sorununun çözülmesi hedeflenirken öte yandan da ormansızlaşmaya karşı seferberlik ilan edildi. Ülkenin bir yanından diğer yanına tren rayları ile manganez çıkarımında da dış yardımlar sıfırlandı. Böylelikle milliyetçi/yurtsever, anti-emperyalist, kalkınmacı ve sosyalist denebilecek bir söylemle uygulanan ekonomik ve sosyal reform programları bir yandan büyük başarılara imza attı. Diğer taraftan ise hem Sankara’ya ülke dışından düşmanlar kazandırdı; hem de bu uygulamaların otoriter yöntemlerle gerçekleştirilmesi halkta huzursuzluk yaratarak Sankara’nın halk desteğini yitirmesini de beraberinde getirdi.

Otoriterliğiyle mesleği arasında bağ kurmak ne kadar gerçektir bilinmez ama Sankara bir askerdi. İnançlı Katolik bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Sankara ailesinin rahip olması yönündeki arzularını göz ardı ederek o zamanın şartlarında daha iyi bir hayatın anahtarı olarak görülen askerlik mesleğine yönelmeyi seçti. 20li yaşlarda Madagaskar’da eğitime gönderildiğinde oradaki öğrenci ve işçi hareketinin Madagaskar’daki hükümeti devirmesine şahit oldu. Yaklaşık on sene sonra ise bir askeri darbe ile devlet başkanı olarak ismini Burkina Faso olarak değiştireceği ülkenin başına getirildi. Sankara bu darbeyi “demokratik ve halkçı bir devrim” olarak nitelendirecekti. Ona göre demokrasi seçme ve seçilme hakkından ziyade emperyalist sömürü ve egemenlikten kurtularak ülkenin ilerlemesini sağlamaktı. Tıpkı diğer tüm devrimlerde olduğu gibi devrim anı bir yandan da çılgınlık, delilik ve şiddet anıydı.

Böylelikle Sankara devlet başkanı olduğu yıllarda iki büyük hata yaptı. Öncelikle greve giden öğretmenlerle anlaşmayı reddederek onların yerine on günlük eğitimle kolej mezunu kişileri öğretmen olarak atama yolunu seçti. Doğal olarak eğitim konusunda önemli bir ilerleme kaydedemedi. İkinci olarak ise Tribunaux Populaire de la Révolution adıyla kurulan mahkemelerde çeşitli insan hakları ihlalleri yaşandı. Kimi zaman “tembel işçilerin” yargılandığı bu mahkemelerde suçlanan kişi suçsuzluğunu kanıtlamakla mükellefti ki bu da “suçluluğu kanıtlanana kadar herkesin suçsuz olması” gibi evrensel bir insan hakkıyla çelişmektedir.

Yine de Sankara’nın aynı zamanda Jose Mujica gibi aza kanaat eden bir kişi olduğunu da belirtmek gerekir.  Görev başına geldiğinde ilk icraatlarından ikisinin lüks makam aracını satarak yerine daha mütevazi bir araç almak ve kendi maaşını azaltmak olduğunu unutmamak gerekir. Ne yazık ki tarihte kendi amacına gönülden bağlanıp kişisel maddi kazanımlardansa toplumun iyiliğini hedefleyen az başkan vardır. Sankara da bunlardan birisidir. Her ne kadar aşırı sabırsız olsa da siyasetin içerisinden yetişen bir isim olmak yerine ordu kökenli bir başkan olmasının hem kendisi hem de ülke için aynı zamanda büyük bir dezavantaj olmuş olabileceğini de göz önünde bulundurmak gerekir. Sonuç olarak dönüp bakıldığında Sankara’nın öldürülmesi ile birlikte ülkedeki devrim süreci sona ermiştir ve yeni sömürgeciliğin Burkina Faso’yu ele geçirmesi için hiçbir engel kalmamıştır.

Başa dönecek olursak elbette Kıbrıs Burkina Faso gibi Fransızca konuşan ülkelerden az sayıda göç olmaktadır. Kişisel gözlemlerime göre en çok Nijerya, Gana gibi resmi dil olarak İngilizce konuşan ülkelerin vatandaşları Kıbrıs’a üniversite okumaya gelmektedir. Öte yandan Burkina Faso devrimi deneyimi sadece Burkina Faso’yu değil; diğer Afrika ülkelerini de yakından ilgilendirmektedir. Öyle ki kimi siyah Afrikalılar için Mandela’dan daha önemli bir liderdir Sankara. Yani sadece Burkina Faso için değil; Afrika tarihi için önemli bir isim olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.


Referanslar :

Carina Ray, “true visionary: Thomas Sankara (1949-1987)”, new african, Aralık 2007.

Thomas Sankara: The Upright Man, 2009, directed by Robin Shuffield, (52 min), CreateSpace, ASIN: B002OEBRKC.

“Thomas Sankara” , wikipedia, https://en.wikipedia.org/wiki/Thomas_Sankara#Human_rights_violations ; erişim 22 Ekim 2017.

 

 

Bu haber toplam 2764 defa okunmuştur
Gaile 440. Sayısı

Gaile 440. Sayısı