SARAY, AYRAN, AT, ÇEŞME
2021 yılı TC-KKTC protokolünde 14 milyon TL kaynak ayrılan ‘Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ konusunda Ersin Tatar ısrarlı görünüyor.
Kendisinin ve Cumhurbaşkanlığı adına konuşanların açıklamaları bunu gösteriyor.
Argümanları şu:
“Bu para o protokole girdiğine göre kullanmalıyız, aksi halde geri dönecek…”
Yani ‘el mahkum’ Saray yapılmasını kabullenmemiz gerektiğini, çıkış yolu olmadığını söylüyor.
‘İstemem ama yan cebime’ dahi demiyor.
Saray heveslisi olduğunu gizleme ihtiyacı dahi hissetmiyor.
Pandemi nedeniyle gerek kamu bütçesinin ama özellikle de vatandaş bütçesinin halini görmezden, duymazdan, bilmezden geliyor.
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘itibar’ teorisinin yanı sıra ‘Cumhurbaşkanlığı personelinin yaşadığı sıkışıklık’ ve de ‘Gelen yabancı heyetlere karşı mahcubiyet’i de mazeret gösteriyor.
Duyan da gün aşırı yabancı heyetler KKTC’ye geliyor da Cumhurbaşkanlığı’nda sürekli kalabalık heyetlerle toplantılar yapılıyor zannedecek!
Ne heyettir mevzu, ne personeli düşündükleri falan vardır.
Erdoğan’ın ağzından çıktı ya bir defa, bu kadar tepkiye rağmen Saray’dan feragat etmeyi göze alamıyorlar herhalde…
***
Tatar Saray’dan vazgeçmiyor, aksine halkı gerekliliği ve zarureti konusunda ikna etmeye çalışıyor ama kamu vicdanı çok farklı bir noktada duruyor.
Sokağın nabzı şu: Bırakın Covid koşullarında Saray yapmayı, normal dönemde olsa dahi bu toplumun böyle bir lüksü yok!
Sağlıkta eğitime, altyapıdan güvenliğe dek o kadar çok ihtiyaç var ki öncelikli olan…
Mesela okul yapamıyor devlet yıllardır.
Hastane, sağlık ocağı ihtiyacı var memleketin.
Yollar yol değil.
Kanalizasyon birçok yere uğramadı hala.
Asbestli su boruları var, değiştirilmesi gereken…
Hastanede arızalı, eski model kalmış cihazlar var yenilenmesi, gereken…
‘Bina yetersizliği’yse mesele eğer, sözgelimi mahkemelerin de binası yetersiz.
Şehir Planlama Dairesi hala barakalarda çalışıyor örneğin… Asbestli üstelik!..
Buna benzer bir yığın ‘acil’ olan ihtiyaç varken bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı mıdır öncelik?
‘İtibar’ kazanılacakmış!
İtibar binalarla, giyim kuşamla, şatafatla kazanılıyor olsaydı eğer kolay olurdu her şey.
Ayran yokken içmeye, at ile gidilmez çeşmeye!..
Tahtırevanla hiç…
Tepeden inme Saray projesi ve bunda ısrar etmek, Tatar’ın da hükümetin de toplumdan ne denli koptuğunu, kamu vicdanını hiçe saydıklarını gösteriyor.
Ve o projeyi protokole sokanların da…