Hepsi bitti, bütün ihtiyaçlar tamamlandı da kala kala en önemli, en acil, en mühim mevzu ‘Saray’ yapmak kaldı!

Maraş için geldiğinde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Tatar’a ne demişti?

“5 dönüm yer gösterin, size bir Saray yapalım.”

Meğer bu konu Erdoğan’ın düşüncesi değilmiş.

İstek Tatar’dan gelmiş!

Türkiye meclisinde konu gündeme gelince, bu sefer AKP’liler Tatar’ı müzevirledi. Eh, bu işler böyle…

Hep Tatar müzevirleyecek değil ya Kıbrıslı mimarları, mühendisleri, sağlık çalışanlarını?

Bu sefer kendisi ‘bingo’ oldu!

AKP Grup Başkan Vekili Bülent Turan çıktı ve TBMM’nde ifşa etti.

Neymiş?

“Bizim Saraya yetersiz, bize de bir Saray yapsanız” diye talepte bulunmuş Erdoğan’dan…

Ne hoş!

***

KKTC’den, hatta KTFD’den de önce kullanılan, tarihi bir mekan Silihtar’daki Cumhurbaşanlığı makamı…

Fiziken yetersiz olduğu söylenebilir. Muhakkak eksikleri vardır binanın. Yeri dardır evet. Zaten iki katlı bir bina…

Dışarıda ofis olarak kullanılan kiralanmış ya da devlete ait ek binalar da var.

Ama yetersiz mi?

Evet, bazı yönleriyle yeterli değil.

Ama soru veya sorun bu değil ki…

KKTC’nin en acil, en sorunlu, en mühim problemi Saray mıdır?

Asıl sorulması ve düşünülmesi gereken mevzu budur.

***

Kıbrıs’taki Saray tartışmasını Türkiye’deki bir web TV sokaktaki insanlara sordu. Bir kısmını izledim. Konuyu hiç bilmeyenler de vardı cevap verenler arasında, olumlu bakanlar da… “Orası da bizim değil mi zaten. Yakışır Saray” diyen de çıktı aralarından…

Ama birçoğu çok manidar cevaplar verdi.

“Benim evimde yiyecek zeytin yok” dedi mesela genç bir adam...

Kimisi “Amerikan hayranlığı” ile açıkladı bu Saray merakını, kimisi ise “görgüsüzlüğün daniskası” olarak…

“Ayranımız yok içmeye ama atla gidiyoruz çeşmeye” demeye getirenler de vardı bol bol…

Türkiye insanı işsiz… Türkiye insanı zorda… Türkiye insanı geçinemiyor… Türkiye insanı sıkıntıda…

Ve buradaki, Kuzey Kıbrıs’taki insanlar da…

O yüzden ‘Saray yeterli miydi, değil miydi’ sorusu abesle iştigal…

***

Bir yandan geçim derdi, işsizlik ve açlık varken bir ülkede, diğer yandan lüks yaşam, fütursuzca harcama, debdebe, gösteriş merakı iç acıtır.

Bakın, bu olayda Kıbrıs Türk insanı ile Türkiye insanını içi birlikte acıdı… Birçok konuda olduğu gibi…

Altyapısız, yolsuz, kaldırımsız, kanalizasyonsuz ve birçok bakımdan ihtiyaçlar dururken ve devletin parası, kaynağı varsa buralardan başlanması gerekirken ne sarayı, ne köşkü bu?

Okulunuz, hastaneniz bir tamam oldu, her şey yolunda ve bir eksik Tatar’ın sarayı kaldı!..

“Bana yeni bir Saray yapın Sayın Erdoğan” diye rica etmiş.

Okul isteseydi, hastane talep etseydi, yaşlıların, engellilerin kullanacağı bir bina, bir teçhizat isteseydi ‘amenna’ diyecekti herkes…

Saray istemiş isteye isteye…

Eğer gerçekten istediyse, yazık etmiş bir kez daha… ‘Yüzsüz’ bir toplum imajı çizdi çünkü gariban Anadolu insanının karşısında…

Halbuki bu toplum öyle değil!..