Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kıbrıs’a gelmiş, ‘fırtına’ gibi esmişti..
Kıbrıslı Türk lider Eroğlu’yla görüşmesinde tansiyon yükselmiş...
Konu: ‘Tek Egemenlik’
“Miş” diyorum çünkü böylesi iddialar ‘doğrulanmaz’ genelde...

***

Davutoğlu, en son demecine benzer sözleri yinelemiş o gün de:
“Eğer Kıbrıs davasında elimiz güçlüyse Burgenstock’a borçluyuz…”
Anımsayalım, neydi Burgenstock!..
Annan Planı… Ve ‘tek egemenlik, tek yurttaşlık, tek uluslar arası kimlik…’

***

‘Ortak Metin’e dair Kıbrıs’taki görüşmede, bu gerçek anımsatılmış Eroğlu’na ve işte bu nedenle yaşanmış ‘Davutoğlu – Downer Zirvesi...’
Çünkü Eroğlu yazılı “taahhüdü”ne rağmen, “iki ayrı devlet” ısrarıyla “federasyon” görüşürmüş gibi yaparak “konfederasyon”a kilitlenmiş aslında.

***

Eroğlu’nun siyasi çizgisinde “federasyon” yoktur.
Sorun da bu zaten…
“Olduğu gibi görünmüyor…”
Eğer ‘kendi siyasi çizgisi’ne uysa, masadan kalkması gerekiyor, bunu da yapmıyor ya da yapamıyor!..

***

“Kıbrıs’ta Egemenlik Kavramı”nın analizini Şevki Kıralp, gaiLe dergisinde son derece yalın ve güzel yaptı.
<<… Federal çözüm ‘azınlık’ olmak da değildir, iki ayrı egemenlik sistemi kurmak da. Çoğulcu demokrasi ilkelerine dayalı bir ortaklıktır.  Burada, Kıbrıs Türk Sağı’nın federasyon yanlısı Kıbrıs Türk Solu’nu eleştirirken kullandığı üslupta ilginç bir nokta vardır. (Kimse) ‘egemenlik Rum çoğunlukta olsun, bizler azınlık hakları ile yetinelim’ demiyor.
“Egemenlik” kavramında Kıbrıs Türk Sağı’nın  belirsizlikleri vardır. Kıbrıs Türk Solu’nun “tek egemenlik” adını verdiği kavram, adadaki Rum ve Türk toplumları arasında kurulacak iki bölgeli ve  siyasal eşitliğe dayalı bir ortaklıktır. Ancak, Kıbrıs Türk Sağı’nın “iki ayrı egemenlik”le ne kastettiği net değildir. İki ayrı egemenlik denince akla  “konfederasyon” da gelebilir, KKTC’nin tanıtılması da, Kıbrıs’ın Kuzeyi’nin Türkiye ile birleştirilmesi de, mevcut durumun sürdürülmesi de... Peki, Kıbrıs Türk Sağı  hangisini savunuyor?..>>

***

Bu sorunun yanıtını ‘tek egemenlik’ yönünde sindirim sorunu yaşayanlar vermelidir.