Şaşırtmayı hep beceriyorlar!..
Gene eşeği kaybettirip buldurdular bize…
Veya öyle olduğu sanısına kapıldılar…
Elektriğe aniden açıklanan %31 zam, akşamına %15’e indirildi.
Böylece sabahtan kaybettiğimiz eşşeği akşama bulurken biz zavallılar sevindik.
Eşşeğimizi kaybettirip bulduranlar da sevindiğimize sevindiler…
Hep birlikte mutlu olduk.
***
Gerçekten çok garip bir toplulukta yaşıyoruz.
Yani yukarıdaki birkaç cümlenin bu şekilde yazılmasını sağlayanların var olduğu bir ülkede yaşamaya çalışmanın büyük ustalık olduğuna inanıyor insan…
***
Bu nasıl bir hesap kitaptır ki sabahtan akşama zam oranı yarı yarıya düşebiliyor!
Uzmanlar yanlış bir hesap mı yaptılar?
Hesap yanlışsa bir kez olsun sağlama yapılmadan mı açıklandı zam oranı?
Yok yanlış değil de, “yahu tamam da zammı biraz fazla bindirdik galiba!” diyerek akşama insafa mı geldiler?
Eğer ikinci zam oranı da hesaplarına göre maliyetleri karşılayacak bir oransa sabahtan açıklanan %31 zam oranı neydi?
Aradaki fark acaba birilerinin cebine halkın cebinden ödenecek vergi bağışlaması mıydı?
Peki ikinci kez açıklanan zam oranıyla elde edilecek miktar da elektriğe yatırım yapılmasına yardım edecek mi, yoksa yine birilerinin vergi borcuna mı yardımcı olacak, yoksa “maliyetler yine arttı” diyerek bir ay sonra yeni bir zam mı gelecek?
Yoksa bunların hiçbiri değil de yakın zamanda partizanca istihdam edilenlerin maaşlarını karşılamak için mi gerekli oldu?
Hani 78 kişinin istihdam edileceği duyurularak sınav tarihi verilmiş, sonra torpiller devreye girince tarih ertelenmiş, sınav sonucu (herkes için olmasa da önemli oranda) başarılılar yerine partililerin istihdam edildiği ve 141 kişinin alındığı, ardından 16 kişinin daha sınavsız, ‘geçici’ diye eklendiği süreçten sözediyorum.
İşte bu 157 kişi için kaynak mı yaratılıyor diye düşünüyor elbette ki insanımız…
***
Toplumun yapılan veya yapılmak istenen zamlara anlayış göstermesini beklemek bu zamandan sonra artık mümkün değil.
Zorunlu ve haklı bir zam olsa bile bu zammın altında başka bir şeylerin aranmasının çok doğal olduğu zamanları yaşıyoruz.
Yukarıda söylendiği gibi Elektrik Kurumu’ndaki istihdamların ardından yapılan kafa karıştırıcı zam ve oranın açıklanması biçimi, Ercan’ın sahibi T&T’ye yapılan 59 milyon euroluk vergi bağışının ardından Eğitim Bakanı’nın Meclis’te çıkıp da “okullara yatırım yapılmasını istiyorsanız maaş kesintileri dahil herkesin masrafları paylaşması gerektiğini” söylemesi gibi absürt konuşmasının ardından bu ülkede yaşayanların bu söylem karşısında nasıl bir tepki verdiğini veya ağzına ne gelirse söylediğini görür ve duyar gibiyim.
24 sınıflık bir okulun maliyetinin 100 milyon TL’nin üzerinde olduğunu söylüyor Çavuşoğlu ama bir İlahiyat Koleji’nin daha yapılmasına kaynak buluyor veya milyarlar harcanacak Külliye’nin yapımına devam edilebiliyor…
Bilimin ve çağdaş yaşamın öğretileceği okulların yapımı için yine halkın cebine yüklenmeye kalkan Çavuşoğlu, haybeye giden paralar dururken bu cümleleri nasıl kurabiliyor, bunları anlamakta zorlanıyorum.
Bundan sonra bu insanların dediklerine, yaptıklarına şaşırmayacağım diyorum ama yine şaşıyorum, yine şaşıyorum.