Şatafatlı yoksulluk
"Bir ulusun gerçek zenginliği, en yoksul vatandaşının refah düzeyiyle ölçülür” sözü Gandhi’ye aittir.
Yoksuluz.
Dünyaya açlığımız bir yana delice bir şatafat içinde yoksullaşıyoruz.
En acısı da bu…
Dünya Bankası, uzman ekonomistlerin çalışması ile “Kıbrıs Türk Ekonomisi için Mutlak Yoksulluk Sınırı Tahmini”ni açıkladı.
Raporda temel ihtiyaçların maliyeti dikkate alındı.
Yoksulluğa buradaki idarenin yaklaşımı "göreceli yoksulluk" yaklaşımı üzerinden ilerliyor. Hanehalkı Bütçesi Anketi'ne göre de bir tablo ortaya çıkıyor. Ortalama gelirin yüzde 50'si altında kalanlar "yoksulluk sınırı"nda görülüyor.
Avrupa'nın gelişmiş ülkeleri ise yüzde 60'ın altını "yoksul" görüyor.
Dünya Bankası yoksul hanelerin tüketim alışkanlıklarını inceledi ve bir insanın sağlıklı yaşayabilmesi için alması gereken gıda - aslında kalori miktarı – üzerinden bir sonuç üretti.
Bir insanın sağlıklı yaşayabilmesi için günde 2 bin 254 kalori alması gerekiyor.
Bunu alamayanlar "mutlak yoksulluk" aslında "açlık" sınırında kabul ediliyor.
Kasım 2024 verilerine göre yapılan hesaplamada, bir kişinin aç kalmaması için günde 4.993 TL kazanması gerekiyor.
Bu hesapta enerji, iletişim, ulaşım, barınma gibi giderler yok!
Bunları da dâhil edersek yoksulluk sınırı 16 bin 74 TL olarak öngörülüyor. Dört kişilik bir aile için en az tutar ise 35 bin 74 TL’ye çıkıyor.
Bu rakamlar "yaşamak", daha açıkçası "yoksul" olabilmek için!
Yoksul insan hesabı içerisinde et çok az...
Mercimek fazla!
Sosyal sigorta emeklileri için son verileri paylaşmıştım…
Şu anda sigortalardan emekli 46 bin 284 kişi var.
Ekim 2024 verileri ile sosyal sigorta emeklilerinin maaş ortalaması 38 bin 978 TL!
Dünya Bankası'nın "Yaşam Koşulları Raporu"nda en zor durumda olan kesim olarak da sigorta emeklileri görülüyor.
Böylesi bir tabloda "Hükümet" olarak anılan utanç ortaklığı sigorta emeklilerinin maaşlarını geriye çekmek için adım atıyor.
***
Son iki haftadır BÜTÇE konuşuluyor.
“Yoksullukla Mücadele" için bir başlık gördünüz mü?
Göremezsiniz!
Öyle bir gaile yok.
İzaz ikram, ağırlama, temsil giderleri büyüyor.
***
Yoksulluk oranımız Avrupa Birliği ortalamasının çok üzerinde...
Ciddi sorun var.
Dünya Bankası da bunu tespit etmiş.
Bizden daha kötüsü Hırvatistan ve Bulgaristan…
Kıbrıs'ın güneyinde nüfusun yüzde 6.6'sı yoksul, kuzeyde bu rakam nüfusun yüzde 13.9'una denk geliyor.
Dünya Bankası "yoksulluğun" yanı sıra "eşitsizliği” de ölçtü.
Gelir eşitsizliği giderek büyüyor, makas genişliyor.
"Eşitsizlik" anlamında Kıbrıs'ın kuzeyini geçen sadece Bulgaristan ve Türkiye var.
***
"Alemin keyfi yerinde" diyorlar ya...
Yemeler, içmeler, tatiller, meyhaneler...
Hepsi belirli bir "zümre"yi anlatıyor aslında...
Toplumun çoğunluğunu değil...
Maaşlar "Euro" cinsinden Avrupa Birliği ülkelerinin üzerinde olabilir ancak önemli olan "alım gücü"dür.
Maaşınla ne alabiliyorsun?
Nasıl yatırım yapabiliyorsun?
Yeni bir ev ya da araba hayali kuramıyor gençler!
Kahveyi İtalya'dan da güneyden de Amerika'dan da daha pahalıya içebiliyorsun.
Dünyanın en pahalı etini yiyor, en yüksek maliyetle internet erişimi sağlıyorsun.
***
Barış ve adalet öncüsü Gandhi’nin sözüyle başlamıştık…
Kadın hakları savunucusu ve toplumsal adalet aktivisti Fannie Lou Hamer ile noktayı koyalım.
"Hiç kimse, diğerinin yoksulluğu pahasına zengin olmamalıdır."
Gelir eşitsizliğinde zirvedeyiz!
Dünya Bankası ayrıca "Kıbrıs Türk Toplumunda Maliye Politikasının Dağılımsal Etkisi" için de 41 sayfalık bir rapor ortaya koydu.
Burada da “Kıbrıs Türk idaresi, önemli ölçüde yoksulluk ve gelir eşitsizliği ile karşı karşıyadır" diyor.
Gelir eşitsizliği yoksulluktan da büyük dert!
Toplumun hep birlikte ürettiği ve ortaya çıkardığı gelir, çoğunlukla belirli bir gruba gidiyor.
Rapora göre, "Mali etkinliğin önündeki en önemli kısıtlardan biri, gelir tahsilatının düşük olması ve doğrudan vergilerde kademeli artışların sınırlı olmasıdır."
Vergilerde muafiyet ve indirimler epeyce yaygın!
Bu muafiyet ve indirimi alanlar da "iktidar"ı besliyor zaten...
Katma Değer Vergisi'ne (KDV) yükleniliyor ve bu durum düşük gelirli kitlelerin sırtına yük olarak biliyor.
“Ya hep beraber, ya hiç birimiz” lafı sadece bir slogan…
Su başını tutan, suyu istediği gibi yönlendiriyor!
Raporu kimler hazırladı?
Rapor, Dünya Bankası Kıdemli Ekonomisti Metin Nebiler ve Danışman Mertkan Hamit tarafından hazırlandı.
Ayrıca raporun hazırlanmasında Dünya Bankası Uygulama Müdürü Ambar Narayan, Güney Avrupa Program Müdürü Annely Madeleen Koudstaal ve Avrupa Program Lideri Reena Badiani-Magnusson rehberlik etti.
Eş uzman değerlendirmesini ise Dünya Bankası Baş Ekonomisti Nobuo Yoshida, Kıdemli Ekonomistler Rose Mungai ve Fiseha Haile yaptı.
Rapor, program yöneticisi Oya Koçak Barçın'ın geri bildirimleri ve Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi’nden Betül Atasayan Gülseven ve Tuğyan Atıfsoy'un destekleri ile tamamlandı.