
“Satılan her kitap çocuklarımıza umut olacak”
“Gençlerin Kaleminden Kıbrıs Öyküleri” kitabının ilk jürisinde yer alan, aynı zamanda kitaptaki öyküleri resimleyen öykücü, ressam ve eğitimci Kemal Behçet Caymaz ile yarışma ve çizim sürecini konuştuk.
Murat OBENLER
Milli Eğitim Bakanlığı ile Telsim iş birliğinde 2021 yılında başlayan Ortaokul ve Liselerarası Kısa Öykü Yarışması ve bu yıl yayınlanan “Gençlerin Kaleminden Kıbrıs Öyküleri” kitabıyla ilgili hem ilk jüride de yer alan hem de kitaptaki öykülerin illüstrasyonlarının çizeri, öykücü, ressam ve eğitimci Kemal Behçet Caymaz ile yarışma süreçlerini ve kitabın çizimlerinin oluşum sürecini konuştuk. SAFİR serisinin metin ve çizimlerinin yaratıcısı Caymaz ile Kıbrıs kokan öykülerle bezenmiş bir röportaj yaparken sizlere de Pazar gününde keyifli okumalar diliyoruz.
“İlk yıl jüri üyesiydim. Lise öğrencilerinin yazdığı hikayeleri değerlendirmek ve bu yarışmayla onları yazmaya teşvik etme düşüncesi beni çok mutlu etmişti. Gençler için kitaplar yazan ve çizen bir sanatçı olarak, şimdi sıra onların yazdığı kitapları resimlemeye gelmişti”
“Gençlerin Kaleminden Kıbrıs Öyküleri” projesi nasıl doğdu ve bu projeye siz nasıl dahil oldunuz?
Kemal Behçet Caymaz: Telsim bu yıl beşincisini düzenlediği ve ülkemizin geleceği olan çocuk ve gençlerin, okuyan, yazan, sorgulayan, araştıran, düşünen bireyler olarak yetişmesine katkı koymak, onlara edebiyatı sevdirmek, geleceğin yazarlarına fırsat vermek ve onları teşvik etmek amacıyla, Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğinde Ortaokul ve Liselerarası Kısa Öykü Yarışması’nı ilk kez 2021 yılında "Kıbrıs öykülerini büyükler anlatıyor gençler yazıyor." temasıyla düzenledi. O dönem Telsim Kurumsal İletişim Müdürü Nil Zorlu Atai tarafından bana da jüri üyesi olmam için teklif geldi. Projeyi duyduğumda çok heyecanlandım ve hemen kabul ettim. Çünkü ben de SAFİR Serisini liseli bir gençken yazmaya başlamıştım ve Lise öğrencilerinin yazdığı hikayeleri değerlendirmek ve bu yarışmayla onları yazmaya teşvik etme düşüncesi beni çok mutlu etmişti. Böylece yarışmanın ilk yılında jüri üyeliği yaptım ve öğrencilerin toplumsal mücadeleye tanıklık eden büyüklerinin gerçek hayattan alınmış birbirinden güzel öykülerini okuma fırsatı yakaladım.
Daha sonra öyküleri kitaplaştırma düşüncesi doğdu ve Nil hanımdan çizimleri benim yapmam için teklif geldi. Gençler için kitaplar yazan ve çizen bir sanatçı olarak, şimdi sıra onların yazdığı kitapları resimlemeye gelmişti. Bunu heyecanla deneyimlemek istedim ve hemen kabul ettim. Gençlerin öykülerini okurken hayal dünyalarının içine dalmak benim için ayrı bir keyif oldu. Bu hikayelerden harika çizimler çıkacağına hiç şüphem yoktu. Ve sonuca baktığımda yanılmadığımı görmek beni sevindirdi.
Projede süreç nasıl ilerliyor? Jüri üyeleri kimlerden oluşuyor ve nasıl bir değerlendirme süreçleri uygulanıyor?
Caymaz: Öykü yarışmasının teması ve jüri üyeleri her yıl değişiyor. Jüri üyeleri, akademisyenler, sanatçılar, yazarlar ve Telsim Genel Müdür Yardımcısı Fevzi Tanpınar’dan oluşuyor. Yarışmanın ilk yılında jüride benimle birlikte Prof. Dr. Şevket Öznur, Eralp Adanır, Seyhan Boğaç ve Fevzi Tanpınar vardı. 2. yılda yarışma teması "Kıbrıs'ın Efsaneleri" idi . Jüriler: Prof. Dr. Şevket Öznur, İsmail Bozkurt, Osman Alkaş, Tezel Dayı, Hatice Müezzinoğlu ve Fevzi Tanpınar vardı. 3. yıl teması "Kıbrıs'ta geçmesi koşulu ile serbest temalı "idi. Jüriler: Prof. Dr. Şevket Öznur, Ceyhan Özyıldız, Doç Dr. Turgay Akalın, Murat Şensoy Vaiz ve Fevzi Tanpınar’dı. 4. yılda ise tema “Gelecek yüzyılda Kıbrıs” idi ve jüri üyeleri Prof. Dr. Şevket Öznur, Gürkan Uluçhan, Prof. Dr. Mustafa Yeniasır, Beste Sakallı ve Emine Şenol oldu.
Benim Jüri üyesi olduğum dönemde öykülerin birer kopyası jüri üyelerine gönderildi ve jüri üyeleri birbirlerinden bağımsız şekilde öyküleri okuyarak puanlama yaptı. Daha sonra puanlar toplandı ve kazananlar ortaya çıktı. Hatırlıyorum herkes hemen hemen aynı öyküleri beğenmiş ve adil bir şekilde en iyiler seçilmişti.
“Hem kitabın satışından hem de sergide satılan orijinal çizimlerin satışından elde edilen gelir Kemal Saraçoğlu Vakfı’na bağışlandı ve devam da edecek. Satılan her kitap çocuklarımıza umut olacak. Böylece projenin anlamı daha da büyüdü”
Projeden elde edilecek gelirin Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı’na bağışlanacak olması da gerçekten alkışı hak eden bir yaklaşım. Buna nasıl karar verildi? Kitap satışı ve sergiden elde edilen gelirden bahsediyoruz değil mi?
Caymaz: Evet. Çok yerinde bir karar oldu. Yarışmada ilk üç yılın kazanan öykülerinden oluşan “Gençlerin Kaleminden Kıbrıs Öyküleri” kitabı benim öyküler için özel olarak çizdiğim illüstrasyonlar ile yayınlandı. Hem kitabın satışından hem de sergide satılan orijinal çizimlerin satışından elde edilen gelir de Kemal Saraçoğlu Lösemili çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfına bağışlandı ve bağışlanmaya devam edecek. Kitaba ulaşmak isteyenler Kitapçılardan ve vakıftan temin edebilirler. Satılan her kitap çocuklarımıza umut olacak. Bu süreçte sevgili Nil zorlu ve Fevzi Tanpınar tarafından bana da fikrim soruldu. En başından beri gelirin vakfa gitmesi konusunda hemfikirdik. Böylece projenin anlamı daha da büyüdü. Gençlerin kaleminden ortaya çıkan öyküleri benim renklerimle canlandı ve bu birliktelikten doğan kitap da çocuklarımıza umut oldu. Sergide çalışmaların büyük çoğunluğunun satılması da bizleri çok mutlu etti.
“Bir zamanlar bu alanda kendisini hep yalnız hissetmiş liseli, hikâye anlatıcısı bir genç olarak yarışma “Olağanüstü İlham Verici ve Teşvik Edici”. Yayınlanan kitaptan sonra da yarışmaya ilginin daha da artacağını düşünüyorum.”
Bir öykücü, edebiyatçı, ressam ve eğitimci bakış açılarıyla bu projenin sizin için önemi ayrı ayrı nedir?
Ben bu soruyu ünvanların dışında, bir zamanlar bu alanda kendisini hep yalnız hissetmiş liseli, hikâye anlatıcısı bir genç olarak cevaplamak istiyorum: “Olağanüstü İlham Verici ve Teşvik Edici”. Çünkü benim liseli olduğum yıllarda böyle bir yarışma yoktu. Hele ki yarışmada kazanan bir öykü Kıbrıs’lı genç bir ressam tarafından resimlenecek ve sonunda kitap olarak yayınlanacak. Aman Allahım! Bir öğrenci için bu gerçekten olağanüstü ilham verici. Ayrıca yazmayı sevenler için büyük bir teşvik! Çünkü biliyorsun ki ben de SAFİR Serisini yazmaya başladığımda liseliydim ve o anlaşılamama ve yalnızlık duygusunu çok iyi bilirim. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı ve Telsim Vodafone ailesine gençlere bu fırsatı verdikleri ve onları cesaretlendirdikleri için çok teşekkür ederim. Yayınlanan kitaptan sonra da yarışmaya ilginin daha da artacağını düşünüyorum.
“Kültür Dairesi Müdürlüğü’nde bile yeni gelen müdür bir önceki dönemde yapılmış ve emek verilerek bitirilmiş projeleri, sırf kendi döneminde başlanmadı diye durduruyor. Kitap projesi hem öğrencilere ilham olacak, hem Kıbrıs kokan öyküler kayıt altına alınarak arşivlenecek.”
Bir ülkede üretim varsa o ülke ekonomik olarak var olur, kültür-sanatta yaratıcılık varsa ülkelerin modernleşme yolculuğundaki yeri sağlam olur, aydınlanma dediğimiz uzun süreçte ileriye doğru ciddi adımlar atar. Bu ülkedeki lise çağındaki gençlerin öykü yazımı alanındaki katılımları bu açıdan çok değerli. Bu konuda kısa, orta ve uzun vadede neler söyleyebiliriz? Her şeyiyle umut gençlerde dedirten bir proje değil mi?
Caymaz: Çok doğru söyledin. Ama maalesef biz öyle bir ülke olduk ki Kültür Dairesi Müdürlüğü’nde bile yeni gelen müdür bir önceki dönemde yapılmış ve emek verilerek bitirilmiş projeleri, sırf kendi döneminde başlanmadı diye durduruyor. Verilen emekleri yok sayıyor. Evet, şu anki müdüre bundan dolayı çok kızgınım! Bu zihniyetlere inat, olumsuzluklar içinde biz sanatçılar ve eğitimciler bu ülke için üretmeye, hikayeler anlatmaya ve resimler yapmaya devam ediyoruz. Ve arkamızdan gelecek olan öğrencilerimizi, genç arkadaşlarımızı yetiştiriyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Telsim bu konuda çok güzel bir atılım yaptı. Yarışmanın bu yıl beşincisi düzenleniyor ve ben inanıyorum ki yıllar boyunca da devam edecek. Böylece birçok genç yazar, belki de bu yarışmayla birlikte keşfedilecek ve yazdıkları öykülerle bizleri benzersiz serüvenlere çıkaracaklar. Her üç yılda kazanan öyküler derlenecek ve bir kitap haline getirilerek hem yazmayı seven öğrencilerimize ilham olacak hem de gerçek hayattan ilham alınarak yazılmış, buram buram Kıbrıs kokan öyküler kayıt altına alınarak arşivlenecek. Böylelikle bir sonraki nesillere aktarılmış olacak…
“Öykülerin hepsinin tek bir ortak özelliği var: Kıbrıs. Bizim kültürümüz, bizim efsanelerimiz…Öykülerin bu kadar geniş bir konu yelpazesinde yazılmasında yarışma temasının her yıl değiştirilmesinin de katkısı çok büyük”
Tüm katılan öykülere baktığımızda gençler ağırlıklı konu olarak neleri kaleme almış? Sanıyorum tarihten kültüre, gündelik yaşamdan sanata, psikolojiden sosyolojiye, gastronomiden turizme, siyasi meselelerden çevre/doğaya, mitolojiden aşka/sevgiye uzanan çok geniş bir konu anlatımı var.
Caymaz:Evet, kesinlikle, Kıbrıs’ta geçen birçok hikâyeye şahit olduk. “Gençlerin Kaleminden Kıbrıs Öyküleri” kitabında 21 öğrencinin 22 öyküsü yer alıyor ve hepsi de birbirinden sürükleyici maceralarla dolu öyküler anlatıyor. Kimi zaman savaş yıllarında yaşanmışlıkların acılarını hissettiğimiz aile hikayelerine tanıklık ediyoruz. Kimi zaman St. Hilarion Kalesindeki gizemli odayı bulmak için fantastik bir maceraya çıkıyoruz. Ama hepsinin tek bir ortak özelliği var: KIBRIS… Bizim kültürümüz bizim efsanelerimiz… Öykülerin bu kadar geniş bir konu yelpazesinde yazılmasında öykü yarışması temasının her yıl değiştirilmesinin de katkısı çok büyük…
Sizi en çok etkileyen öykü(ler)hangisi oldu. Neden?
Caymaz: Bütün öyküler benim için çok kıymetli. Onlarla uzun zaman geçirdim. Hepsinin kendi içinde ayrı bir değeri var ama kitabın 233. Sayfasında yer alan Aslı Lara Keskin’in yazdığı “Portakal Çiçeği” isimli öykü beni özellikle derinden etkiledi. Savaştan önce bir Türk ve Rum kız çocuğunun arkadaşlıklarının simgesi olarak bir portakal ağacı fidanı dikmeleri, savaşta birbirlerinden ayrı düşmeleri ve yıllar sonra kapılar yeniden açıldığında o diktikleri portakal ağacı altında tekrar buluşmaları birbirlerine sevgiyle sarılmaları… Çok etkileyici ve içinde umut barındıran bir hikayeydi. Bu günlerde bizleri vazgeçirmeye çalıştıkları “Barış” umuduyla dolu bir hikâye…
“Gençler yazdıkları öykülerin çizimlerle hayat bulmasından ve kitap haline gelmesinden dolayı çok mutlu. Süreç bana çok büyük bir deneyim kazandırdı.”
Gençlerle gerek sergi açılışında gerekse farklı mecralardaki sohbetlerinizde neler konuşuluyor, kazanan öykülerin bir kitapta basılmasının mutluluğu ve heyecanını hissediyor musunuz? Bunun devamı için bir düşünce veya somut hareket var mı?
Caymaz: Gençler yazdıkları öykülerin çizimlerle hayat bulmasından ve kitap haline gelmesinden dolayı çok mutlu. Sergi açılışında yüzlerindeki mutluluğu görmeniz lazımdı. Yanıma gelip gerçekten de hikayeleri onların hayal ettiği gibi çizdiğimi söylediler. Bu da beni ayrıca şaşırttı ve çok mutlu etti. Çünkü hikâyeyi yazan bir başkası ve siz onun yazdığını görselleştiriyorsunuz. Keyifli olmanın yanında çok da tehlikeli ve korkunç bir şey. Ya yazarı beğenmezse? SAFİR’i çizerken böyle bir kaygım hiç olmadı ve çünkü yazarı da çizeri de bendim ama “Gençlerin Kaleminden Kıbrıs Öyküleri” bana çok büyük bir deneyim kazandırdı. Sergi düzenlenmesinde de farklı bir konsept ortaya koyuldu. Eserlerin yanı sıra etrafa kitabın sayfalarından yapılmış origamilerle enstalasyonlar yapıldı. Eserlerin üstünden kâğıttan bir kuş uçtu. Küçücük bir kağıt gemi gelip çerçevenin üzerine yerleşti. Etrafta yusufçuklar uçuştu. Mekânın rengi de eserlere çok uyum sağladı. Ve böylece ortaya kavramsal bir anlayışla da düzenlenmiş bir sergi çıktı. Bu proje devam edecek. Şu an dediğim gibi “Kısa Öykü Yarışması”nın beşincisi düzenleniyor. Sene ye altıncısı olacak. Gelecek sene üç yılda bir basılması planlanan kitabın ikincisi yayınlanacak ve büyük ihtimalle çizimleri yine benim elimden çıkacak. Bu projenin bir parçası olmak beni gerçekten çok sevindiriyor. Telsim Vodafone grup şirketine çok teşekkür ederim. İnanıyorum ki bu proje yıllarca birçok gencimize ilham verecek ve onları yazmaya teşvik edecek.
Ve dilerim ki bu proje örnek olur ve Kültür Dairesi için çizimlerini yaptığım ve müdür değiştikten sonra rafa kaldırılan “Kıbrıs Masalları” serisi de tıpkı bu anlayışla ele alınıp yayınlanır.
