Ekonomik kriz, Avrupa’da yeni bir pazar doğurdu;

Parayla vatandaşlık!

Malta hükümeti, 650 bin Euro karşılığında pasaport satma kararı aldı ve buna olanak veren yasayı, muhalefetin tepkisine rağmen Kasım ayında parlamentodan geçirdi.

Fakat muhalefetin tepkisine halkın tepkisi de eklenince, İşçi Partisi hükümeti söz konusu yasada birtakım değişikliklere gitti.

Malta Başbakanı, vatandaşlık için daha önce sadece 650 bin Euro’luk ödemeyi yeterli kılan yasadaki değişiklikleri, Pazartesi günü basına açıkladı.

Buna göre, yeni vatandaşlık şartları şöyle;

• İkamet gerekliliği aranmaksızın, 650 bin Euro ödeme
• 350 bin Euro tutarında mülki yatırım
• 150 bin Euro tutarında bono ve hisse senedi yatırımı

Yani bir pasaportun maliyeti, 650 bin Euro’dan, 1.15 milyon Euro’ya yükseldi.

***

Halkın bu yasaya ilişkin en büyük tepkisi, Malta’nın bu şekilde kötü niyetli insanların barınağı haline gelme riski.

Örneğin terör suçlularının...

Ya da vergi kaçakçılarının!

Hükümet yeni düzenlemeyle, bu yolla verilecek vatandaşlıkların sayısını 1800 ile sınırlandırdı, ayrıca halkın tepkisini ortadan kaldırmak amacıyla, bu şekilde vatandaşlık alacak herkesin adının şeffaf biçimde kamuoyuna duyurulacağını açıkladı.

Ana muhalefet Milliyetçi Parti bu şekliyle de yasaya karşı olmaya devam ediyor.

Ancak parlamentoda, yasayı engelleyecek yeter sayıya sahip değil.

***
Malta bu uygulama sayesinde her yıl ortalama 300 başvuru bekliyor.
Bu başvuruların yarısının dahi pasaporta çevrilmesiyle, Malta yılda yaklaşık 175 milyon Euro gelir elde edecek.
Bütün AB üyelerinin, birlik içerisinde serbest yerleşim ve çalışma izninin bulunmadığı gerçeği dikkate alındığında, bütün bunlara olanak veren Malta vatandaşlığı, kıymetli bir vatandaşlık.
Malta aynı zamanda hem Schengen üyesi hem de Amerika Birleşik Devletleri ile vize serbestiyet anlaşmasına sahip.
***

Diğer bazı AB ülkelerinde de benzeri uygulamalara geçiliyor.

Ağırlıkla yabancı yatırımcıyı çekmek amacıyla hayata geçirilen bu yönteme, özellikle krizden fazlasıyla etkilenen ülkeler başvuruyor.

Kimisi ikamet şartı koyuyor, kimisi mülk edinme mecburiyeti.

Ama genellikle yatırım gerekliliği aranıyor.

Fiyatlar da ülkeden ülkeye değişiyor.

Hassas davranılmadığı durumlarda, AB içerisinde ciddi bir güvenlik sorunu yaratma potansiyeline sahip bu tür uygulamalar tartışıladursun, KKTC on yıllardır ‘müstesna’ vatandaşlık uygulamalarıyla, bu alanda ‘özel’ bir yere sahip.

Maazallah ya bir de AB ülkesi olsaydık, yani dağıttığımız pasaportlar Malta gibi AB pasaportları olsaydı, varın gerisini siz düşünün.

‘AB içinde bunu yapamazdık’ demeyin.

Her ülkenin vatandaşlık kanunları, kendine!