“Satın Genni Gitsin”
UBP-DP-YDP hükümeti bir amaç için kurduruldu. 23 Ocak seçimlerinde neredeyse % 40 oy alan UBP 24 Milletvekili çıkarmıştı. Bu sonuç UBP her parti ile 2’li, 3’lü, 4’lü ya a 5’li koalisyon kurabileceği bir sonuçtu. UBP dışında herhangi bir partinin koalisyon kurabilmesini de neredeyse olanaksın kılmıştı.
UBP bu sonucu aldıktan sonra tüm partilerle görüştü. Bu görüşmeler koalisyon kurma amaçlı değil, prosedürel görüşmeler oldu.
Çünkü UBP-DP-YDP koalisyonu çok önceden hazırlanmıştı. Karar daha erken seçim öncesi Ankara’da alınmıştı. Bu nedenle UBP, HP’nin ısrarla talep ettiği 2’li koalisyon çağrılarına kulaklarını tıkadı. İş çevrelerinin UBP-CTP büyük koalisyon isteklerini de duymazdan geldi.
Sonunda da 3 milletvekili çıkaran DP ve 2 milletvekili olan YDP’ye 1’er bakanlık vererek sözde bir koalisyon kurdu.
Hükümet daha güvenoyu almadan eskidi. 29 vekile dayalı yeni hükümet güvenoyu almasının üzerinden bir hafta geçmeden bakan değişikliği yaparak şimdiden tarihe geçti.
Ardından da zam bombardımanına başlayarak ülkenin bütün kurumlarını batırmak ve yok etmek için saldırıya geçti.
Elektrik ortalama 3 kat arttı. Çoklu tarife ortadan kaldırılarak hem vatandaşın belli zamanlarda ucuz elektrik kullanabilmesi önlendi, hem de pik yük zamanı pahalı olduğu için daha az kullanıldığından pik yükün daha az olmasının önüne geçilmiş oldu.
Bu durum pik yükün 25-30 MW daha yukarıda gerçekleşmesini sağladı. Bugünlerde her gece 1’er saatlik elektrik kesintisinin ana nedeni Kıb-Tek’in ifadesiyle “yatırım eksikliği ve üretim yetersizliği” ise, bir nedeni de çoklu tarifenin ortadan kaldırılmasıdır.
Bugünlerde pik yük saatlerinde ortalama 60 MW kesinti yapılırken, çoklu tarife devam etmiş olsaydı 30-35 MW kesinti yapılacaktı. Bu da gecede bir saat yerine, yarım saat elektrik kesintisi gerektirecekti.
“Yatırım eksikliği ve üretim yetersizliği” mazereti ise tamamen Kıb-Tek yetkililerinin ve 2020’den bu yana görev yapan bakanların beceriksizliği ve umursamazlığının sonucudur.
Bu kurum son 3 yılda hiç yatırım yapmadı. Kuruma yedek malzeme bile alınmadı. Kurumda yeni sayaç kalmadığı için eskiler tamir edilerek kullanıldı. Onlar da bitince uzun süredir ödenmeyen sayaçlar sökülerek ihtiyaç karşılanmaya çalışıldı. Ama bu da yetmedi belli bir KWh tüketimi kabul edene sayaçsız elektrik bağlandı.
Sayaç sigortası kalmadığında yerine kablo bağlandı. Böylece kurum emniyet tedbirlerini kendi elleriyle ortadan kaldırdı.
Santrallara yedek parça temin edilmediği için bakım yapılamadı. Bu da birer birer devreden çıkmalarını ve üretimin azalmasını getirdi. Zamanında bakım onarım yapılamadığından ve daha da önemlisi önceki hükümet döneminde ihalesiz alınan kötü yakıt nedeniyle iflas eden santrallar bugün artık çalışmaz hale geldi. Bunun sorumluları da hiçbir şey olmamış gibi vatandaşın elektriğini keserek günü geçiştirmeye çalışıyorlar.
En önemlisi bu süre içinde önce cumhurbaşkanlığı seçim, ardından UBP kurultayı ve sonra da erken genel seçim var diyerek elektrik fiyatlarına dokunmadılar. Bunun sonucunda da kurum büyük zarara uğratıldı.
Zarar bugün itibarıyla 1.5 Milyar TL’ye ulaştı. Bunun faizini de elbette vatandaş ödeyecek. Faizi ortalama yıllık % 20’den bile kabul etsek, yılda 300 milyon TL faiz ödememiz gerekir. Bu anaparayı da faizi de yine vatandaş ödeyecek. Geçen gün sözde lüks tüketim mallarına konulan astronomik vergilerin bu borcu kapatmak için konulduğu iddia ediliyor.
1 Mart’ta elektrik fiyatları 3 kat zamlandı. Bu ay faturalar 3 kat zamlı gelecek. Ama Nisan ayında buna ilaveten % 40 ek zam geleceği konuşuluyor.
Önceki gün yaptığı açıklamada Kıb-Tek müdürü Gürcan Erdoğan “son yapılan fiyat düzenlemesi, yakıtın tonu 580 Dolar iken yapıldı. O süreçte Dolar kuru da 13,5 TL idi. Geldiğimiz noktada yakıt 785 Dolar ve Dolar da 14 TL’yi geçmiş durumda. Bu ay sonu tekrardan gözden geçirilecek” dedi.
UBP-DP-YDP hükümeti bütün kurumları batırmak ve TC sermayesine devretmek içi ne gerekiyorsa yapıyor. Bir yandan devlet kurumlarının içini boşaltmaya ve insanımızı bıktırarak “satın genni gitsin” dedirtmeye, öte yandan da yaptıkları zamlarla iş sahiplerini diz çöktürmeye ve yerli iş insanlarımızın da “niçin ben bu eziyeti çekeyim, satayım kurtulayım” demesini sağlamaya çalışıyor.
Bu hükümet bu ülkeyi de, bu ülke insanını da sevmiyor. Kıbrıslı Türklerin kendi ülkelerine sahip çıkmasını istemiyor. Bu hükümetin tek derdi aldığı talimatları eksiksiz yerine getirerek koltukta oturmaya devam etmektir.
Yerel seçime 3 aydan az bir süre kala reform adı altında belediyeleri kapatmaya çalışmasının ana nedeni de budur. Güya bu “reformu” yaparak Türkiye’den 500 milyon TL ek kaynak temin edecekler.
Hangi hükümet 500 milyon TL alacak diye kendi ülkesini ve kendi insanını kurban eder?
UBP-DP-YDP hükümeti buna soyundu. Bunun için ne Anayasa, ne yasa, ne de ülke ve bu ülkede yaşayan insanlar umurunda değil.