1. YAZARLAR

  2. Tamer Öncül

  3. SATIYORUM, SAAAT…
Tamer Öncül

Tamer Öncül

SATIYORUM, SAAAT…

A+A-

 

Bugünlerde Türkiye’de en çok konuşulan konulardan biri “İki ayyaşın, Lozan anlaşmasıyla topraklarımızı nasıl sattığı”; diğeri ise, “Bin bir gece masalları” işlevine büründürülen 15 Temmuz masalıdır….

Bu masallarla, (belgeleri ve o günün koşullarını görmezden gelerek); bir çay kaşığı suda koparılan fırtına ile yaratılmaya çalışılan toz dumanıyla örtülmek istenin ne olduğunu görenlerin sayısı, endişe verecek kadar az…

Gözü dönmüş iktidar, bu “azlığa” bile tahammül edemeyip; düşünen, konuşan, yazan ne kadar insan varsa “hain, terörist vb.” ilan edilip tutuklanıyor… İntikam hırsı ve “benden olmayanlara yaşam hakkı tanımam” bağnazlığıyla sürdürülen yargısız infazlar artarak sürüyor…

Dine yaslanmış faşist iktidar, içerde ve dışarıda savaş alanları yaratarak, insanları sindirmeyi; gücünü artırıp; sermaye”yi ele geçirmeyi hedefliyor…

Lozan’a laf atarken; Sevr’den söz etmeyerek, Osmanlı Spor’u lig şampiyonluğuna hazırlıyor….
listesinde. Tüm bunların arkasındaki gerekçenin, “demokrasi beklentisi” değil; “güç ve kavgası olduğu gün gibi ortada… 

Bu satış edebiyatı, Kıbrıs’ın her iki yanında da (her çözüm planı öncesi olduğu gibi) hızla yükseliyor. Olumlu yönde atılan her adımın ardından, “Akıncı / Anastasiadis vatanı satıyor” edebiyatına sarılan  (her iki tarafın) milli ve de zilli cenahları, “istemezüük borozanlarını” “HAYIR tantanalarını” güçlendirme gayretinde…

İyi de, liderler maratonun son virajına doğru koşarken, barış güçleri ne yapıyor?  

Oturduğumuz yerden homurdanma; küçük bir kesimin “barışa destek çabalarına” dudak bükme dışında yaptığımız (etkili) bir şey yok…

Barış için uzun bir süreç gerekse de; çözüm için fazla süremiz yok.

Bu kısa süreyi iyi değerlendiremezsek; 40 yıl değil 400 yıl geriye gideceğiz.

Bunun farkında olmayan var mı?

Barıştan, çözümden yana tüm Kıbrıslı’lar; liderlerin kimi demeçlerine/açıklamalarına (en başta da RED cephesi’ nin alkışladıklarını) takılıp; homurdandıkça (ki o açıklamaların çoğu ben de de ciddi huzursuzluk yaratıyor), Red cephelerinin yüzünde güller açıyor…

Bunun da mı, farkında değiliz…

Bu günlerde, başta gençler olmak üzere, her iki toplumdan birçok sivil toplum örgütünün oluşturduğu “Çözüm ve Barış Platformu” bir hareketlilik başlatmış durumda. Bu güne kadar yayınlanan bildiri dışında eyleme geçilmiş değil…

Oysa meydanlar bizi bekliyor…

Topluma “Bizi Satıyorlar” ninnisini söyleyenlerin sesini bastırmak; barış şarkılarını haykırmak için daha ne bekliyoruz?

Bu yazı toplam 2203 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar