1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 'SAVAŞ KELİMESİNİ DUYMAK DAHİ İSTEMİYORUZ'
'SAVAŞ KELİMESİNİ DUYMAK DAHİ İSTEMİYORUZ'

'SAVAŞ KELİMESİNİ DUYMAK DAHİ İSTEMİYORUZ'

YENİDÜZEN sokağa indi, vatandaşın ‘sondaj gerginliği’ hakkında ne düşündüğünü sordu

A+A-

Fehime ALASYA

Güney Kıbrıs’ın “Münhasır Ekonomik Bölgesi” (MEB) içerisinde başlattığı sondaj çalışmaları ve bununla birlikte Türkiye ve Anastasiadis yönetimi arasında ortaya çıkan gerginlik, vatandaşın endişelenmesine neden oldu. 

Güney Kıbrıs adına Total-ENI şirketleri hesabına sondaj yapacak “West Capella” isimli Panama bandıralı sondaj gemisinin önceki gün adanın güneyine ulaşması Türkiye ve Güney Kıbrıs arasındaki suların ısınmasına neden olurken, tarafların tutum ve açıklamaları vatandaşı korkuttu.

Güney kesimin sondaj çalışmalarını başlattığı haberlerinin ardından, kuzey kesimde ise Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Doğu Akdeniz’de yapılacak olan sondaj çalışması yapacağı açıklana gemiyi izlediği açıklamaları gündeme damgasını vururken, tüm bu gerginlikler vatandaşa yansıdı.

Kıbrıs’ın güneyindeki bazı gazeteler, yürütülen çalışmalarla birlikte “Türk meydan okumalarının” da arttığını iddia etti.  

Bu yaşananların, toplumdaki ‘savaş kaygısını’ arttırdığına değinen bazı vatandaşlar, “Unutmamalıyız ki şu an ‘Ateşkes’ olan bir adadayız. Savaş her an kaçınılmaz bir durum olabilir. Bu da her iki toplumun zararınadır” diyerek, bu yaşanan gerginliklerin toplumun yeniden savaş kaygısı taşımasına neden olduğunu anlattı.

Yaşananlarla ilgili gergin bir havanın estiğinden yana hemfikir olan vatandaşlar, adada ve ada sınırlarında her iki toplumun da söz hakkı olduğunun altını çizdi. İki toplum ve iki devlet arasındaki diplomasi ilişkilerinin daha kötüye gideceği kaygısını taşıyan vatandaşlar, yaşananların bunu tetiklediğinden yana.

“Her iki taraf anlaşırsa ve bu çalışmalar ortak olur gerginlik olmaz” diyen vatandaş, yaşananlarda Türkiye’nin tutumunun çok önemli bir adım olarak nitelendirdi.

Kıbrıs’ın güneyinde yapılan çeşitli politik girişimlerin, bazı ülkelerle yapılan temasların bu konuyla ilgili olduğuna değinen bazı vatandaşlar, Türkiye’den konuya ilişkin yapılacak olan açıklama ve nasıl bir yol izleneceğini merak ediyor.  

Bu durum daha kötüye gitmeden çözüm bulunmasını isteyen vatandaşlar, çocukların kaygısız ve mutlu yaşaması gerektiğini ifade etti.


Vatandaş ne dedi? Vatandaş ne dedi? Vatandaş ne dedi?

Enver Sualp:

“Bu süreçte bir gerginlik yaşanacağı gerçekliği var”

Sabah Türkiye haberlerinde yapılan açıklamalarda Rum kesimine açıklama yapılacağı belirtildi. Bu süreçte bir gerginlik yaşanacağı gerçekliği var. Rum hükümeti politik açıdan bu konuda pek çok girişim yaptı, çeşitli ülkelerle… Bunlar bence tesadüfî durumlar değildir. Benim düşüncem bu konuda herhangi bir uzlaşı olmayacağıdır. Onlar o tarafı kazarsa, Türkiye de gelip bizim tarafı kazmaya başlayacak herhalde…

 

Meriç Soykır:

“Bu sondaj çalışmalarıyla ilgili gerginlik var, sıcak çatışma değil de uzaktan uzağa vuruşma olacak. Hiçbir şey olmasa bile sadece bu alanda ilişkilerimizin daha da kötü olacağını düşünüyorum”

Bu konuyla ilgili bir gerginlik var. Biz ortak iki toplumuz fakat onlar bizi böyle görmüyor. Biz neticede onların ortağıyız. Oradaki çalışmalarda ne çıkarsa çıksın ortaktır. Bunu yüzdeliğe dökeceksek de yapılacak olan anlaşmaya bağlıdır. Bana göre Akıncı doğru yoldadır. Her iki taraf da bir birine karşı saygılı olmalı. Bu sondaj çalışmalarıyla ilgili gerginlik var, sıcak çatışma değil de uzaktan uzağa vuruşma olacak. Yani iki çocuğun kavgası gibi, temas olmadan sözlü münakaşa olacak. Daha ciddi bir sorun beklemiyorum. Sadece bu alanda ilişkilerimizin daha da kötü olacağını düşünüyorum. Bu konuda endişelerim var.

 

Yusuf Barbet:

“Her iki taraf da bağırıp çağırsa hiçbir şey olmaz. AB ne derse o olacak”

Her iki taraf da bağırıp çağırsa hiçbir şey olmaz. AB ne derse o olacak. Onun müsaadesi olmadan iki taraf da bir şey yapamaz. Gerginlik yaşanacağına dair çok fazla endişem yok doğrusu ama… Her iki taraf anlaşırsa ve bu çalışmalar ortak olur gerginlik olmaz. Siyasi yönden hiçbir zaman iyiye gitmeyen ilişkilerimiz giderek sarpa saracak fakat iki toplum uyumlu yaşayabilir diye düşünüyorum. Sonunda iki devleti keskin sınırlarla ayıracaklar ve tüm her şey burada bitecek.

 

Ahmet Bengihan:

“1960 anayasasına göre bunlara biz de ortağız, o yüzden Türkiye engelleme çıkarıyor”

Bence Kıbrıs’ta gerek Güney gerekse Kuzey kesiminde olsun, denizlerde olan her türlü çalışma veya işleyişe her iki toplum da ortaktır. 1960 anayasasına göre bunlara biz de ortağız, o yüzden Türkiye engelleme çıkarıyor. Bizim haklarımızı savunuyor. Bu bence bir savaş nedeni bile olabilir, bu çok korkutucu ama görünen şu ki bunun sonucu hiç iyi olmayacak. Rum tarafı hakkımız olduğunu fakat bu hakkımızı bir anlaşma sonrası bize vereceğini söylüyor. Bunu neden bekleyelim ki? Böyle bir doğal zenginlik varsa bunda Kıbrıs Türkünün de hakkını hemen alması gerekir. Bugün adanın Kuzeyinde böyle bir çalışma yapılsa onların da bunda hakkı vardır. Her iki toplum da Kıbrıs’ın ortak sahibidir. Haksızlık yapmamaları gerek, 1960 anayasası bunu söylüyor.

 

Mustafa Atagül:

“Tüm bu durumlara Recep Tayip Erdoğan’ın nasıl bir tepki vereceğini de kestiremiyoruz. Bu sözlü atışmayla mı sınırlı kalacak, yoksa müdahale mi edilecek bilemiyorum”

Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımızdan dolayı biizm de bu doğal kaynaklarda söz hakkımız olduğuna inanıyorum. Bu faaliyetlerin tek taraflı sürdürülmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Tek taraflı düşünüp sadece Rum kesimini de suçlamak yanlış diye düşünüyorum. Bunun uluslar arası bir sermaye olduğuna inanıyorum. Burada pek çok ülkenin çıkarı olacaktır o yüzden ses çıkarmıyorlar.

Tüm bu durumlara Recep Tayip Erdoğan’ın nasıl bir tepki vereceğini de kestiremiyoruz. Bu sözlü atışmayla mı sınırlı kalacak, yoksa müdahale mi edilecek bilemiyorum. Bu duruma müdahale Türkiye’yi de zor durumda bırakabilir diye düşünüyorum. Bu durum, Sayın Mustafa Akıncı’yı aşan bir durumdur diye düşünüyorum.

 

Mahmut Elçin:

“Unutmamalıyız ki şu an ‘Ateşkes’ olan bir adadayız. Savaş her an kaçınılmaz bir durum olabilir. Bu yaşanan gerginlikler toplumumuzu yeniden savaş kaygısı gütmeye itiyor. Umarız bir çözüm bulunur”

Denizler iki toplumun da hakkıdır. Zaten yasalar da yer alt kaynaklarının o ülkenin çıkarlarına kullanılması gerektiğini söylüyor. Burada da iki toplum yaşadığına göre çalışmaların neticesi ne isterse olsun her iki toplum için kullanılmalı. Her iki tarafın da gönlünün olacağı ortak bir anlaşma bulunur diye düşünüyorum. Unutmamalıyız ki şu an ‘Ateşkes’ olan bir adadayız. Savaş her an kaçınılmaz bir durum olabilir. Bu da her iki toplumun zararınadır. Bu yaşanan gerginlikler toplumumuzu yeniden savaş kaygısı gütmeye itiyor. Umarız bir çözüm bulunur.

 

Cevriye Barbaros:

“Zaten Ortadoğu ve Akdeniz ateş içerisinde, tüm gelişmeler sıcak, biz artık savaş kelimesini duymak, ateş içinde olmak istemiyoruz”

Gazetelerden böyle bir gerginlik olduğunu okuyoruz, yapılan çalışmalarda tüm Kıbrıs’ın ortak hakkı vardır, sadece onların değil. Bizim de orada hakkımız var. Akıncı ve Türkiye de bizim hakkımızı korumakla yükümlüdür.  Zaten Ortadoğu ve Akdeniz ateş içerisinde, tüm gelişmeler sıcak, biz artık savaş kelimesini duymak, ateş içinde olmak istemiyoruz. Çocuklarımızın mutlu toplumlarda yaşama hakkı var. Bu gerginlikler ortadan kalkmalı. Derhal bu durum daha da kötüye gitmeden çözüm bulunmalı.

 

Kezban Özkan:

“sonuç ne çıkarsa çıksın iki toplumun da hakkının olduğunu düşünüyorum”

Burada iki devlet var, iki toplum var. Bize her konuda yardımcı olan Türkiye'dir, bu konuda da bizim hakkımızı savunacak olan yine onlardır. Bu sondaj çalışmasında sonuç ne çıkarsa çıksın iki toplumun da hakkının olduğunu düşünüyorum.

 

Yeliz Göktaş:

“Aynı çalışma güneyde yapılsa ve onlar hak talep etse, onların da hakkıdır derdik”

Sonuç ne çıkarsa çıksın her iki tarafın da hakkı olduğunu düşünüyorum. Ada tek ama burada iki toplum yaşıyor. Aynı çalışma güneyde yapılsa ve onlar hak talep etse, onların da hakkıdır derdik.  

 

Taşkan Tütüncü:

“Bence bu çalışmalardan dolayı atmosfer kızışmış durumda ama savaş aşamasına gelecek durum olduğunu düşünmüyorum”

Bence bu çalışmalardan dolayı atmosfer kızışmış durumda ama savaş aşamasına gelecek durum olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’nin bu konuya karşı tutumu biraz sert oldu sanırım, bunun yanında Rum tarafı da kesin karalı gibi… Ne olur bilemiyoruz. Şu anki konuma bakacak olursak hakkımızı biraz zor alırız gibi görünüyor. Bu durumun çok da kızışmasını istemiyoruz tabi. Her iki tarafın da yararına olacak bir çözüm bulunmasını temenni ediyoruz.

 

Şenol Akcebel:

“Ortam çok gerildi, inşallah bir çatışma çıkmaz”

Ortam çok gerildi, inşallah bir çatışma çıkmaz. Herkes barış beklentisi içerisindeyken, buna inanırken, böyle bir durumun olması çok kötü. Akdeniz’deki doğal gazve petrolde bizlerin de hakkı var. Tüm güçlerin de dikkati burada, umarım bir gerginlik yaşanmaz. Yok tatbikat yapacaklar, yok canlı mermi kullanacaklar, yok savaş gemileri gelecek derken insanlar gerildi. Temennimiz bunların olmaması…  

 

Akıle Oday:

“Akdeniz sularında bizlerin de hakkı vardır. Bu konudaki gerginlik vatandaşa yansır ve hoş değil”

Akdeniz sularında bizlerin de hakkı vardır. Bu konudaki gerginlik vatandaşa yansır ve hoş değil. Umarız en erken zaman zamanda çözüm bulunur. İki toplum arasında çözüm olacağından yana umudumuz kalmadığı gibi bu konuda da pek umutlu değilim. Tedirginiz…

 

Haktan Gülercan:

“Kıbrıs anayasasına göre, yapılan bu çalışmalarda bizim de hakkımız vardır”

Aslında her iki tarafın da hiç anlaşmaya niyeti yok ama Rumlar uzlaşı konusunda hiç taraftar değil. Burada bile anlaşamazken sondajda nasıl anlaşacağız ki? Kıbrıs anayasasına göre, yapılan bu çalışmalarda bizim de hakkımız vardır.

Umarım Avrupa onları daha çok desteklemez, çünkü desteklemeye devam ederse hiç uzlaşıya yaklaşmayacaklar. Maalesef barıştan da umudumuzu kestik. Biz savaşı gören bilen kayıplar veren insanlarız, umarım durum yeniden o aşamaya gelmez.

Bu haber toplam 2232 defa okunmuştur