Savaş tamtam’ları
“Savaş tamtam’ları gümbür gümbür çalıyor” derken, nereye kadar büyüyeceği hiç de belli olmayan ‘savaş’ için ilk adımlar atıldı. Bahane hazır: ‘Kimyasal silah kullanıldı’. Bir taraf “kullanıldı” diğer taraf “kullanılmadı” diyor. Sanırsınız ki bu yaygara, ölüp giden zavallı masum insanlar için. Hiç de öyle olmadığını herkes biliyor ya... Neyse...
***
Dünya, ‘Kuzey Kore ile birşeyler olacak galiba’ diye beklerken, krizin büyüğü Ortadoğu’da çıkıverdi. Dünyanın iki en büyük (!) lideri bu bölgede, (figüranları ile birlikte) sidik yarışında. Her birinin yanında , kendini ‘ikinci veya üçüncü büyük olma’ savaşı (!) verenler var.
“Hangisi en büyük ?”... ‘Kavga bu’ gibi görünüyor. Ama aslında mesele, “hangisi sömürecek ?” kavgası tabii...
***
Bütün bu karmaşa içinde, TC’nin tutumu da garip mi garip...
TC, başından beri Esad karşıtı. Ama şu sıralar müttefik gibi durduğu Rusya ise, Esad’ın arkasında... Diğer yanda ise ABD hatta NATO VAR. Bu çarpraşık durum içinde çıkmıştı ‘Afrin’ konusu da.
Başkan, “Ben Suriye’ye, teröristler nedeniyle girdim; toprak bütünlüğüne saygılıyım; işgal etmedim; aldıklarımı gerçek sahiplerine bırakıp gideceğim v.s.” diyor. Diyor ama, o ‘gerçek sahiplerin’ kim oldukları da belli değil.
Yeni krizle Afrin meselesi, (şimdilik) ikinci plana düşmüş gibi görünüyor. Görünüyor da, büyük bir ‘patlama’ olursa, Afrin’in, patlamanın neresinde olacağı pek net değil. Göbeğinde de olabilir, kenarında da...
***
‘Askeri Müdahale’ başladı gibi. Donanmalar hareket halinde, savaş uçaklarının biri kalkıp obürü iniyor, füzeler de uçuşmaya başladı. ‘Müdahale’ nereye ? Hedef: Suriye... Rusya ? O da hareket helinde. “Cesur olan gelsin...” diyordu hep. Şimdi dünya Rusya’nı (İran da var) tepkisini bekliyor.
Müdahalelere de alıştık artık. Afganistan’a müdahale, Irak’a müdahale derken Suriye de sokuldu listeye. Müdahale eden edene....
***
İşin bizi ilgilendiren tarafı mı ? Öyle çok ki....
Birincisi... ‘Kıyamet Bölgesi’ne çok yakınız...
İkincisi... Kıbrıs’daki İngiliz üsleri, Ortadoğu’ya yapılan küçük-büyük tüm müdahelelerde çok ama çok önemli rol oynadı, yine oynuyor. Sadece İngilizler için değil, Amerikalılar, Fransızlar vb. hatta NATO için de...
Üçünsüsü... Karşılıklı füzeler uçuşmaya başlarsa, Kıbrıs da nasibini alır mı ? Mümkün...
Dördüncüsü... Konunun kenarında köşesinde mi göbeğinde mi belli olmayan Türkiye de var... TC muhtemel bir savaşta kendini hangi noktada bulur ? Belli değil...
Beşincisi... (Ve en önemlisi)... Malum, Türkiye öksürünce biz bronşit oluruz... Şimdi sadece Türkiye yok. Yanında ABD, İngiltere, Rusya vb. da var. Onların öksürükleri de bizim için çok önemli artık.
İşin ekonomi, para, döviz v.s. bölümüne hiç girmeyeceğim. Neden mi ? Olasılıklar konusunda yaşadığım panikten dolayı....
Sokak Ağzı
“Benim çok parlak (!) bir fikrim var... Kendi paramızı basalım... ‘KKTC Lirası’... Şimdi çok kişi katıla katıla gülüyor bu önerime. Ama düşünün. Ne olur yani ? KKTC tanınmıyor da ne oluyorsa parası da öyle olur....Değil mi ?” (Ferhat Sözügüzel)
***
“Acımazsıca eleştirmeyi çok seviyoruz. Eleştiriyoruz ama ‘Öyle değil şöyle yapsanız daha iyi olurdu’ diyen yok. Hep kuru ve sert eleştiriler. Başka birşey yok.” (Gül – Lefkoşa)
***
“Hazır sular ısınmışken tam zamanı mı acaba ? Bir savaşçık da biz çıkaralım mı gazı petrolü bahane ederek ?” (Hüda Boyan)
***
“Nabdı be amma size bu Özgürgün ? Üsdüne üsdüne gidersiniz heb zavallının. O da memlekeddeki çoğu insan gibi, fırsadları değerlendirereg birkaç guruccuk birigdirdi Bangada... O da herkeş gibi birkaç kerrecik evlendi boşandı, evlendi boşandı... Siyasete atıldı, seçtiniz da seçtiniz. Başbakan bile oldu. Şimdi noldu da düşdünüz adamın peşine ?” (Nusret)
***
“Sabık Başbakan Özgürgün ‘Akıncı’ya saygım yok’ demiş. Bir siyasetçiye yakışmadı bu sözler. Ardından da Başkan Akıncı ‘Toplantılara bundan böyle Özgürgün’ü davet etmeyeceğiz’ demiş. Bu da olmadı Sayın Akıncı. Sen yine doğru bildiğini yapacak davet edecektin. O gelmezse gelmesindi. Yanlış mıyım yoksa ? (Nilgün-Lefkoşa)
***