1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Savaş ve ara
Savaş ve ara

Savaş ve ara

Raif kendini tamamen politikaya adamıştı. Ben ve Ferahzat, Bayrak Radyosu’ndaki görevlerimize büyük bir yoğunluk içinde devam ediyorduk.

A+A-

Erdinç Gündüz

20 Temmuz’da başlayan Birinci Harekat’ın şaşkınlığı ve heyecanı daha yatışmadan İkinci Harekat başlamış ve bitmişti.   Ülkedeki olağanüstü durum devam ediyordu.  Bizim müzik buluşmaları da doğal olarak durmuştu.

Savaş ve savaş sonucu heyecanı uzun sürdü.  İkinci Harekatla birlikte artık Kıbrıs adası Kuzey ve Güney diye ikiye bölünmüştü. Kuzey’de Türkler, Güney’de Rumlar vardı.  Ve de Kuzey’de bu yepyeni durumla birlikte, topyekün ‘yeniden yapılanma’ başlamıştı.

Raif kendini tamamen politikaya adamıştı.  Ben ve Ferahzat,  Bayrak Radyosu’ndaki görevlerimize büyük bir yoğunluk içinde devam ediyorduk.  Mezun olup adaya dönen Avukat Aydın Kalfaoğlu ise,  ülkedeki geleceğini bir düzene koymaya çalışmaktaydı.  Yani, müzik çalışmalarımızda  bir ‘duraklama’ dönemi yaşıyorduk.  Ama ilginçtir, aramızdan hiç kimsenin kafasında,  SILA 4’ün müzik yaşamını noktalamak yoktu. Her buluşmada herkesin sorduğu tek soru şuydu: “Hade... Ne zaman toplanıyoruz?”

***

Dörtlü olarak bir araya gelemiyorduk ama Raif’le ben sıkça beraberdik. Özellikle geceleri.  Çalar söylerdik. Bazen sabahın ilk ışıklarına kadar. Plak yapmayı da aklından hiç çıkarmamıştı. “Antuan Şoris’le temas kurmalıyız ....” derdi hep.  Hatta ikinci 45’likte hangi şarkıların, üçüncüsünde hangilerinin yer alması gerektiğini bile konuşurduk. Ama olmadı.

Ara’nın neden fazlaca uzadığını hiçbir zaman geçerli mazeretlerle açıklayamadık. Ne kendi kendimize ne de soranlara. Biz de bilmiyorduk çünkü. Kendiliğinden olmuştu. Anlaşmışcasına.  Belki de  ‘hayat koşulları’ demek en uygunu olurdu. Çünkü artık Raif’in de, Aydın’ın da, benim de sorumlusu olduğumuz birer ailemiz vardı.  Ama stüdyonun o kendine has kokusu, yeni kayıtlar yapma isteği de canlıydı hala içimizde.


SILA Tanıtım ve Kayıt denemesi

Acar Akalın,  benim çok sevdiğim ve müzik çalışmalarını takdirle izlediğim genç bir sanatçıydı. Stüdyo fikri,  hatırladığım kadarıyla, onun müzik dükkânında ortaya atılmıştı. Asıl amaç müzik kayıtları yapmaktı ama bu arada bir  ‘Reklam Ajansı’  kurmak da fena fikir gibi gelmemişti.

Sıla Tanıtım adlı bir şirket kuruldu. Sıla 4 dışında Acar Akalın da Sıla Tanıtım Şirketi’nin hissedarlarından biriydi.  Akalın ailesinin arka evinde bir stüdyo hazırlandı. Burada, Radyo Reklamları yapılacaktı.  Ama esas amaç müzik kaydıydı.  Ve bir gece için toplanma çağrısı yapıldı.

*  *  *

Uzun bir aradan sonra SILA 4’ü yeniden canlandırmakta kararlıydık. O akşam da, ‘Ayrılık’ ve ‘Ata Binesim Geldi’ adlı şarkılarımızın kaydını yapacaktık. Herşey hazırdı. Stüdyoya girdik ve önce ‘Ayrılık’ adlı şarkımız için bir deneme kaydı yaptık.  Herkes çok mutluydu. Biraz dinlenip esaslı bir kayıt için stüdyoya girecektik.  Şakalaşmalar yoğunlaşır, anılar tazelenirken,  aramızdan biri kayboldu ortalardan.  Bir süre sonra da elinde bir şişe viski ve bardaklarla çıkageldi. “Kutlayalım, devam ederiz” dedi. Ama birer bardak viski ile kalmadı hiç kimse. Sohbet saatler geçtikçe koyulaştı, içki bardakları da doldu boşaldı.  Nerdeyse sabaha kadar sürdü bu ‘kayıt’ (!) gecesi.  Ortada ciddi ciddi kaydedilmiş hiçbir şey yoktu.  Yeniden toplanmak üzere ayrıldık. Ama bir daha biraraya gelemedik.

Bu haber toplam 2563 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 295 Sayısı

Adres Kıbrıs 295 Sayısı