1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Savaşın ağır bedeli…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Savaşın ağır bedeli…

A+A-

***  15 Kasım 1967’de Grivas başkanlığında Köfünye’ye yapılan saldırıda 24 Kıbrıslıtürk öldürülmüştü…

15 Kasım 1967’de Grivas başkanlığında Köfünye’ye yapılan saldırıda 24 Kıbrıslıtürk öldürülmüştü… Öldürülenlerin kimsi çok genç, kimisi çok yaşlı insanlardı… Saldırıyı yürüten Grivas ve emrindeki Kıbrıslırum askerlerdi…

Köfünye’deki bu saldırıya giden dramatik süreçte, pek çok provokasyon yapılmıştı – yıllar önce bu sayfalarda aylar süren dizi yazılar yayımlamış, geniş röportajlara yer vermiştik…

Bu öykülerden en dramatik olanı bir annenin, Ayşe hanımın öyküsüydü – Köfünye saldırısında aynı gün içerisinde üç genç oğlunu birden kaybetmişti. İkiz oğulları ve 15 yaşlarındaki bir diğer oğlunu yitirmişti bu saldırıda… Köfünye’nin Kıbrıslıtürk komutanları onları evlerinden alarak köyü “korumak” üzere tehlikeli askeri mevzilere koymuşlar, sonra da kendileri bir motosikletle köyden ayrılarak canlarını kurtarmışlardı… Sonraları kendi bölgelerini terk ettikleri gerekçesiyle cezalandırılmış oldukları anlatılacaktı…

Köylüler Ayşe Teyze’ye her üç oğlunun da köye saldıran bazı Kıbrıslırum askerler tarafından öldürülmüş olduğunu anlatamadılar – dilleri varmadı buna… Ona “Komutan onları başka yere gönderdi” dediler. Bu yüzden Ayşe Teyze günlerce, haftalarca Köfünye tepelerini dolaşarak evlatlarının isimlerini çağırıyor, onları arıyordu… Sonuçta her üç oğlunu da kaybettiğini anlayınca bir inme indi Ayşe Teyze’ye ve bir tür felç oldu, yürüyemiyordu artık – demir korse takması gerekiyordu… Ayakları tutmuyordu… Birkaç yıl önce onu kaybettik. Ayşe Teyze’nin evinin duvarlarında kaybettiği üç evladının fotoğrafları asılıydı – onu evinde ziyaret etmiştim ve röportaj yapmıştık… Işıklarda olsun…

Tümü de ışıklarda olsun…

Tüm bunlar savaşın ağır bedelidir… Savaş çığırtkanlığının, provokasyonların ağır bedelidir.

Şimdi artık bu topraklarda bir daha kan dökülmemesi için her tür provokasyona ve her tür çatışmaya karşı daha uyanık olmalıyız, olayların bizi oraya buraya sürüklemesine izin vermemeliyiz…  Aşırı milliyetçiliği büyüyüp yeşermeden henüz yumurtadayken önlemeliyiz…

Lütfen her bir fotoğrafa dikkatlice bakın: Bunlar sizin yakınlarınız, sizin babanız, sizin ananız, sizin neneniz, sizin kardeşiniz, sizin kocanız olabilirdi… İşte bu yüzden “Barış” diyoruz… Bu yüzden her tür provokasyona “Hayır” diyoruz…

Fotoğrafları düzenleyen Gökay Uçar arkadaşımıza ve bu fotoğrafları sosyal medyada paylaşarak dikkatimize getiren Hüsnü Kişi arkadaşımıza sonsuz teşekkürler…

 


***  KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…

 

Strovulos’ta 1964’te “kayıp” edilmiş Kıbrıslıtürkler için yeni kazılar…

 

Kayıplar Komitesi’nin adamızın kuzeyinde ve güneyinde, iki toplumlu arkeolog timleri, şirocular ve diğer çalışanlarla yürütmekte olduğu kazılara geçtiğimiz günlerde bir yenisi eklendi ve Strovulos’ta 1964’te “kayıp” edilmiş Kıbrıslıtürkler’den geride kalanların bulunması için yeni bir kazı başlatıldı.

Daha önce kazı yapılan bölgede, aynı hat üzerinde yeni bir kuyu kazısı başlatan Kayıplar Komitesi, bu kazıda dört veya beş “kayıp” Kıbrıslıtürk’ten geride kalanları arıyor.

Kazıların Strovulos-Lakadamya sınırında bulunan Agios Markos okulunun bulunduğu bölgede yapıldığı belirtildi.

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden aldığımız bilgilere göre Arçoz’daki kazı tamamlanırken, Dikmen’de askeri bölge içerisinde yeni bir kazı başlatıldı ve yine askeri bölgelerden Voni’de (Gökhan) bir evin yanında “kayıp” edilmiş bir Kıbrıslırum askerden geride kalanların aranmakta olduğu bir diğer kazıya geçildi…

Ayermola’da “kayıp” Theodora Kallis’in evindeki kuyuda buraya gömülmüş olabileceği konusunda çeşitli söylentiler ve bilgiler üzerine Kayıplar Komitesi’nin başlattığı kazı da tamamlandı. Ayermola’daki (Şirinevler) bu kazıda, Theodora Kallis’in torunu Dora Parmakli Deliyanni’nin ekşi ağacının altındaki kuyuda ninesinin gömülü olabileceği bilgisi üzerine söylediği noktada kapalı kuyu bulunmuş ve kazılmış bulunuyor. Kuyunun dibine altıbuçuk metrede ulaşıldı ancak herhangi bir ize rastlanmadı. Avludaki ikinci kuyuda su bulunduğu ve kullanılmakta olduğu için bu kuyu kazılmadı. Bu konuda araştırmalar sürdürülecek. Hatırlanacağı gibi, “kayıp” Theodora Kallis’in öyküsüne bu sayfalarda geniş yer vermiştik ve torunu Dora Parmakli Deliyanni’yle birlikte, Kayıplar Komitesi araştırma görevlileri eşliğinde Ayermola’daki evlerine giderek burada inceleme yapmıştık.

Sinde’de ise (İnönü) dokuz yıl önce Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiş olduğumuz kuyuda kazı başlatılması planlanıyor. Bir diğer kazı ise Siskilip’te (Akçiçek) daha önce kazı yapılan ve bazı insan kalıntıları bulunan mağarada yürütülecek. Burada da yedi kişilik “kayıp” Kıbrıslırum grubunun mağara içine veya çevresine gömülüp gömülmediği araştırılacak.

Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Ofisi tarafından Kıbrıs Haber Ajansı’na da benzer bir haber verildi ve haberde Strovulos’taki kazıyla ilgili olarak Kayıplar Komitesi’nin bu bölgenin hava fotoğraflarını incelediği ve bölgedeki iki kuyunun o günlerde açık olduğunun görüldüğü belirtildi.

Strovulos’taki sıra kuyularla ilgili olarak bir Kıbrıslırum okurumuz bize çeşitli bilgiler ulaştırmış, biz de bu bilgileri Kayıplar Komitesi’ne aktararak, Kayıplar Komitesi yetkililerini Kıbrıslırum okurumuzla temasa geçirmiştik.

Kazılarda görev yapan tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz…

 

kazi-001.gif

Bu yazı toplam 1702 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar