1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Savaşta dahi insaniyetini yitirmeyen insan: Mehmet İsmail Sağman anlatıyor... 2
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Savaşta dahi insaniyetini yitirmeyen insan: Mehmet İsmail Sağman anlatıyor... 2

A+A-

1974’te Strullos’ta (Trulli) gözgöze geldiği Kıbrıslırum Gavrilis Mina’yı elindeki Thompson’un tetiğini çekmeyip vurmayarak bugün hayatta olmasını sağlayan Mehmet İsmail Sağman ve eşi Sabiha Sağman’la Lefkoşa’daki evlerinde konuştuk...

Röportajımızın devamı şöyle: 

“SUÇSUZ İNSANI VURACAN?”

SORU: Ne hissettiniz bu hikaye çıkınca? Yani bu Kıbrıslırum sizi arıyor, teşekkür etsin... “O, tetiği çekmedi diye ben hayattayım” der adam...

MEHMET İSMAİL SAĞMAN: Suçsuz insanı vuracan? Ona da emir verirlerdi, napsın? Bana biri emir vermedi vurayım adamı...

 

“HEYECANDAN ÖLDÜ KAÇ GÜNDÜR...”

SORU: Mutlu oldunuz mu ki arar sizi, teşekkür etsin?

MEHMET İSMAİL SAĞMAN: Ya...

SABİHA SAĞMAN (Mehmet İsmail Sağman’ın eşi): Heyecandan öldü kaç gündür...

 

SORU: Sabiha Hanım, siz şeherlisiniz...

SABİHA SAĞMAN: Esas Vadilili’yim... Altı yaşında geldik biz buraya... Annemin adı Aliye, babamın adı Mustafa... Babam kebapçılık yapardı, Selimiye Camisi’nin orada... Altı kardeştik. En küçükleri benim, altıncı... Üç kardeş okudu, üç kardeş okumadı...

 

SORU: Okuyasınız diye geldiydiniz şehere, yoksa?

SABİHA SAĞMAN: Evet... Şimdi Alptekin abim vardı, üstün zekalı bir çocuktu, “Bu çocuğu köyde bırakmayın, mutlaka okutun” dediler. Onun üzerine babam aldı bizi, geldi... Ondan önce büyük bir ablam vardı, onu da Viktorya Kız Lisesi’ne koydulardı... O da okudu... GCE’leri vardı, ilkokul öğretmeni oldu. Alptekin abim da okudu Londra’da, çorap fabrikasını kurdu. Ondan sonra da onlar büyüyünca, beni okuttular son...

 

SORU: Siz da öğretmen oldunuz...

SABİHA SAĞMAN: Öğretmen oldum... Kız Meslek Lisesi’nden emekli oldum 2000 senesinde...

 

“HERKESE ANLATIRDI...”

SORU: Mehmet İsmail Sağman bey, eşiniz, hiç bahseder miydi bu olaydan evde yoksa hiç konuşulmadı mıydı bu?

SABİHA SAĞMAN: Sürekli anlatırdı, herkese anlatırdı... Bize değil yalnız... Her an, aklına geldik sonra en samimi arkadaşlarına anlatırdı... Bu olay, iki gündür olalı, hiç duymayan kalmadı! Herkese, bütün yakın akrabalarına telefon açtı bir bir, hepsine haber verdi!

 

SORU: Çok güzel...

SABİHA SAĞMAN: Çok mutlu olduk tabii...

 

“BU OLAY BİZE İLAÇ GİBİ GELDİ... MORAL OLDU...”

SORU: İşte insan eğer insanısa, savaşta da, barışta da insandır. Onu gösterir ve insaniyetin ölmediğini, savaş dahi olsa insaniyetin ölmediğini gösterir. Bu tip olayların okullarda okutulması lazım her iki tarafta da...

SABİHA SAĞMAN: Mutlaka... Mutlaka... Yani bu insanların günahı ne? Baştakiler şey uğruna, bu kadar insanı canından ettiler... Günah değil mi, yazık değil mi? Ve hala acısını çeker bu toplum.

 

SORU: İnşallah biraraya getireceğiz sizi...

SABİHA SAĞMAN: İnşallah, çok mutlu oluruz tabii... Gerçekten bir karamsar tablonun içindeydik uzun süredir, bu bize bir ilaç gibi geldi, doğruya doğru...

 

SORU: Moral oldu size...

SABİHA SAĞMAN: Moral oldu, hele eşime... Bu hastalığın üstünde...

 

SORU: Çok geçmiş olsun...

SABİHA SAĞMAN: Sağolun...

mehmet-ismail-sagman-ve-degerli-esi-sabiha-hanimla.jpgmehmet-ismail-sagman-ve-degerli-esi-sabiha-hanimla.jpg
Mehmet İsmail Sağman ve değerli eşi Sabiha Hanım'la...

Bu yazı toplam 1811 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar