1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Savaşta kazananın olmadığını hissettim bugün uzun uzun…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Savaşta kazananın olmadığını hissettim bugün uzun uzun…”

A+A-

 

Bir “kayıp”tan geride kalanlar daha dün Lefkoşa’da toprağa verildi. “Kayıp” İsmail Mustafa Karabıyıklı, düzenlenen törenle Lefkoşa Şehitliği’nde ailesi, sevdikleri ve yetkililer tarafından defnedildi.
Kaymaklı’daki evinden bazı Kıbrıslırumlar tarafından Turgut Fahri ve Hüseyin Mehmet Emin’le birlikte alınarak “kayıp” edilen İsmail Mustafa 1935 doğumluydu… Yani 29 Aralık 1963’te “kayıp” edildiği zaman henüz 28 yaşında genç bir erkekti.  Henüz üç yıllık evliydi Sare hanımla… Biricik oğlucuğu henüz iki yaşındaydı… Mesleği berberlikti… Küçük Kaymaklı’da yaşıyordu…
İsmail Mustafa, Turgut Fahri ve Hüseyin Mehmet Emin’den geride kalanlar, Kayıplar Komitesi’nin yürüttüğü kazılar sırasında Strovulos’taki bir kuyudan çıkarılarak defnedilmek üzere ailelerine teslim edildi.
İsmail Mustafa Karabıyıklı’nın yeğeni Laden Boran dün FACEBOOK’ta şöyle yazdı:
“50 yıl önce evinden alınıp giden ve bir kez daha haberi bile gelmeyen, çocukluğumdan beri resimlerini gördüğüm, hikayesini babannemin göz yaşlarıyla dinlediğim büyük dayımı uğurladık bugün sonsuz yolculuğa... 50 yıl sonra kuyunun içinde bulunan kemikleri bir tarihi yeniden yaşamamıza ve bundan dersler çıkarmamıza sebebiyet verdi bir kez daha... Arkada kalanların neler çektiğini anlamamızı sağladı yüreğimiz buruk.. Bu ülkede insana verilen değerin aslında bir hiç olduğunu gösterdi bize yeniden... Savaşta kazananın olmayışını, barışın büyük önemini aldığım her oksijen zerresinde hissettim bugün uzun uzun... Bu ülkede yaşamaktan gurur duymak isterken yapamıyorum bunu... Gördüklerimle, duyduklarımla yaşadıklarımla ve tüm olanlarla; bunlara uzaktan ve yakından sebep olan zihniyetleri reddediyor yüreğim... Küçük adamların büyük gölgeleri olmamalı bu ülkede... Çağdaş, aydın, yaşanır, yaşamaktan keyif alınır, gözleri mutluluktan ışıldan bir halka sahip, renkli ve canlı bir ülkede yaşamak istiyorum; hayatı endişelenerek geçen , yüreğini karalar bağlamış insanların biriktiği bir adada değil...”

Bu yazı toplam 1885 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar