1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Savaştan Beter!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Savaştan Beter!

A+A-

“Kaç yeni silah ruhsatı verdiniz?” sorusu tam on beş aydır Meclis gündeminde bekliyor.

En nihayetinde “İçişleri Bakanı” dün söz verdi: Haftaya rakamları paylaşırız.

Ülkemizde bireysel silahlanma artıyor, insanlar kendini korumanın derdine düşüyor.

Bu korkunun nedeni "Kıbrıs sorunu" değil.

"KKTC" sorunu (!)

Adanın yarısı tam bir arka bahçeye dönüştü, mafya buralara yerleşti, karanlık işler çoğaldı.

“Tetikçilik” üzerinden yeni bir alternatif turizm modeli doğdu (!)

Ercan Havaalanı'ndan tören adımlarıyla geliyor tetikçiler…

“Turist” vizesiyle…

***

Yaşamak tam bir rastlantıya dönüşüyor giderek…

Ne gıda güvenliği var, ne de trafik düzeni…

1974’ten bugüne kadar trafikte yitirdiğimiz insan sayısını savaş kayıplarıyla kıyasladım.

Kıbrıs'ta toplumlar arası çatışmalar ve savaşın bilançosu resmi kayıtlara şöyle yansımıştır:

1963-1964 yıllarındaki çatışmalar sırasında 364 Kıbrıslı Türk can vermiş, 1974'te ise 70 mücahit ve 270 sivil ölmüş, 803 kayıp var.

Kıbrıslı Türkler toplamda 1.507 insanını yitirmiş bu savaş sürecince…
Peki, 1974 sonrası trafikte kaç ölüm var?

1975 ile 2025 yılları arasında 'resmi' rakamlara göre kuzey Kıbrıs'ta 2.160 kişiyi yollarda kaybetmişiz.

Savaştan daha fazla!

Bu rakamlar Avrupa ortalamasının çok ama çok üzerindedir.

Hem de böylesine küçük bir coğrafyada...

İşin aslı, gerçek savaş yollarda yaşanıyor...

Hani, “canımızı kurtardık” derken...

Şimdi hayatta kalmak çok daha büyük bir mucize; geri kalmışlıkla, kontrolsüz nüfusla, düzensizlikle, başıboşlukla, ilkellikle, sığlıkla...

Bu rakama kanserden yitirdiklerimizi de ekleyebiliriz.

Yine denetimsizlik, iş bilmezlik, standart ve kalite yoksunluğudur en önemli sebebi...

Ya cinayetler?

İş kazaları?

Boğulmalar?

***

Kıbrıslı Türklerin canını yakan, içine kapatıldığı vasatlık halidir.

Bir grubun konforu, statüsü, menfaati uğuruna korunan bu düzen, savaştan beter canımızı yakıyor ve canımızı alıyor sürekli olarak.

Bir ülkede güven, huzur, istikrar ve barış içinde yaşamanın en önemli koşulu yönetim kalitesi ve uluslararası standartlardır.

Kendi ülkenizi yönetebilmektir mesele...

İradedir, adalettir, şeffaflıktır.

Gelir adaleti yoksa...

Seçimler özgür ve şeffaf değilse...

Kamu yönetimi liyakat esasına dayanmıyorsa...

Sivil toplum ve uzmanlar yönetime aktif olarak katılamıyorsa...

Ayaklar baş olmuşsa, başlar ayak...

Eğitim sistemi kaliteden, kapsayıcılıktan, eşitlikten uzaksa...

Bilim değil hurafeler öncüyse...

Kayırmacılık düzeni hâkimse...

Uluslararası hukuk ihlal ediliyorsa...

Diplomasi ya da uzlaşı yerine, düşmanlaştırma ve ötekileşme yaygınsa...

Yalan, hile, sahtelik hüküm sürüyorsa her yerde...

Her gün ölürsünüz, her an...

Hep korkuyla yaşarsınız o zaman...

tablo-okunakli-lutfen.jpg

Bu yazı toplam 1281 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar