1. YAZARLAR

  2. Asım Akansoy

  3. Savrulmadan
Asım Akansoy

Asım Akansoy

SİYASET MEYDANI

Savrulmadan

A+A-

“Crans Montana'da kaldığı yerden devam etmek için BM Genel Sekreteri'nin bu yeni çabasına olan bağlılığımı ve desteğimi en güçlü şekilde vurgulamak istiyorum.

Bu bağlamda ve Genel Sekreter'den müzakerelerin başlaması için kararlaştırılmış bir temel çağrının ardından, iki toplumun liderlerinin ilgili “Referans Şartları” nın aşağıdaki unsurları içermesi gerektiği konusunda bir anlayış vardır:

(i) Müzakere sürecinin metodolojisinin yanı sıra, çözüm için aranan çerçevenin temel ilkelerini belirleyen 11 Şubat 2014 tarihli Ortak Deklarasyon;

(ii) Kıbrıs Konferansını Crans Montana'da düzenlemeye yol açan yakınsamalar;

(iii) 30 Haziran 2017'de BM Genel Sekreterinin Crans Montana'da sunduğu üzere Güvenlik ve Garantiler, Etkin Katılım, Bölgesel düzenlemeler, Mülkiyet ve Adil Muameleyi içeren altı başlıklı çerçeve.” Anastasiadis, BM Genel Kurulu, 26/9/2019.

Anastasiadis’in BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada vurguladıkları, Kıbrıs sorununda   var olan belirsizliklerin giderilmesi adına önemlidir.

BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi Lute’un son gelişi ile birlikte üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığı temel başlıklara BM Genel Kurulunda vurgu yapmış olması gözardı edilmez. 

Bu üç başlık dışında geriye kalan konu “çözüm odaklı” bir müzakere sürecinin hedeflenmesidir. Yani, stratejik bir anlaşma üzerinden referandum ile sonuçlanacak, ve içeriği uluslararası konferansta şekillenecek bir süreç. 

Bugün Kıbrıs sorununda korkunç bir bilgi kirliliği mevcut. 

Şu anda canlı olan süreci bozmak adına aktif rol üstlenmiş olan hükümet, kendi koltuğunu sağlama almak adına yanlış bilgileri topluma empoze etmeye çalışmakta, uluslararası kamuoyunda Cumhurbaşkanını etkisizleştirmek için çaba sarfetmektedir. 

AB çatısı altında iki ayrı devlet gibi anlamsız ve dayanaksız görüşleri, toplumun itibarını sarsacak şekilde öne sürmekte, siyasal eşitlik değil egemen eşitlik gibi ayakları yere basmayan, kimsenin dikkate almadığı düşünceleri toplumla paylaşmayı marifet saymaktadır.
Dünya kamuoyunun dikkate almadığı bu tür kontrolsüz ve uçuk kaçık tavırlar, Türkiye’deki milliyetçi çevreler için bulunmaz hint kumaşı oluyor.

Kıbrıs bugün, Türk Dış politikası üzerinden Türkiye iç siyasetine malzeme edilmeye çalışılmaktadır. Ve Başbakan Sayın Tatar da bu malzemenin sözcüsü olarak öne çıkmaktadır. Karşılığı hükümetçilik oynama, hükümette kalınması için destek v.d 

Siyasetin bu kadar ucuzladığı dönem zor bulunur.

Kendi halkının zaman kaybetmesi, toplumsal yokoluşu pahasına.

***

Aslında çok yazdık.

Anastasiadis zamana oynuyor. 

Resmi açıklamalarının tümünde ilgili BM parametrelerinde bir çözüme bağlı olduğunu ifade ediyor. Doğal Gaz hamlesi üzerinden Kıbrıs sorunu ile ilgili hassasiyet gösterdiği başlıklarda beklentisinin karşılanacağını ümit etti. Olmayacaktı ve olmadı. Kriz daha da büyüdü, güvensizlik arttı.

Onun çözüm ile ilgili BM parametrelerini reddetmediği, konfederasyon gibi farklı fısıldamalarının aldatmaca olduğunu, bunların peşine düşülmesinin zaman kaybı olacağını çok anlattık, yazdık.

Kıbrıs Çalışma Grubu olarak kendisini ziyaret ettiğimizde de aynı şeyleri açık açık konuştuk.

Dönüşümlü başkanlık konusu da kendisi için bir sorun değildir.  Evet, etkin katılım ve işlevsellik ikilemi kendisi için bir açmazdır. Bu üzerinde çalışılacak bir konudur. Etkin katılım nasıl ki bizim için esas ve vazgeçilmezdir, yeni bir devlet sisteminin işlevselliğini farklı yöntemler geliştirerek ve bir olumlu oyu dışarda bırakarak tartışmaya açmak o kadar zor olmasa gerek. 

Kıbrıs sorunu, yeni bir güvenlik rejimi ile varolan garanti sistemi arasında bir ayrım yapılabildiği gün çözülür. Konu budur.

İki ayrı devlet ham hayaldır. Bunu tartışmak ise anlamsız bir bağlama savrulmanın basit bir nedenidir.  

Bugün koşul olmadan konuşmayı başarmak çözüm için temel bir konudur. Savrulmamak adına. 

Çok dikkatli olmalıyız, çok.

Bu yazı toplam 1846 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar