‘Savunma’ için gelmeyen para 235 milyon TL’yi geçti
“Türkiye finansal anlamda daha içe kapalı bir modele doğru mu ilerliyor?” diye soruyor, finans uzmanı Emre Değirmencioğlu.
Dünyayı soluksuz bırakan bir salgının ardından iyimser olmak epeyce zor!
Hem mecburen “içe kapalı” yaşayan hem de mecburen Türk Lirası kullanan Kıbrıslı Türkler ne yapacak peki?
* * *
Türkiye değil yalnızca Avrupa ve dünya içine kapanıyor.
Yıllardır “içine kapalı” yaşayan bu görünmez toplum da yumuldukça yamuluyoruz böylece…
* * *
Bir ara Meclis'te önermişlerdi.
Türk Lirası kullanmaktan kaynaklanan kaybımızı da “ekonomik protokol”ün bir unsuru yapmalıyız.
Yapısal sorunlarımız var, doğru…
Türk Lirası da bunlardan biri…
Görmezden gelemeyiz.
* * *
Biliyorum, Kıbrıs'ın kuzeyine yönelik “karar verici” Kıbrıslı Türkler değildir.
O nedenle ekonomik protokole ne yazılacağına çoğunlukla Türkiye karar verir.
Her kim ki bu program için ‘müzakereye’ oturur, o durumda hükümetten gider.
“Evet efendim, tabi efendim, hayhay efendim” diyenler kalır geriye…
* * *
Şimdi gözler yine “gelecek” paraya çevrilmişken şunu söyleyelim.
Maliye aslında "savunma harcamaları"nın kasaya girmesine bile razı!
* * *
Savunma giderleri için 2020’de 107 milyon Türk Lirası alacak var.
Mayıs ayında bu rakamın üzerine 26.5 milyon TL daha ekleyebilirsiniz.
Bir de geçen yıldan alacak var ki, hepsini toplarsanız, 235 milyon Türk Lirası'na falan geliyor.
* * *
Şimdi birileri şunu da diyebilir.
“Türkiye savunma bütçesini ödemeye mecbur mu?”
Tamam da “geçici 10'uncu madde” orada duruyor.
Üstelik gördünüz, hükümet, en ufak bir gündemde toplanıp komutanın ayağına gidiyor.
* * *
Türkiye de zor günlerden geçiyor ve bu ilişki “alacak-verecek” temelinde yürümüyor.
Buna yüzde yüz katılıyorum.
O zaman ne?
Şu!
Kıbrıs sorununun çözümü için burnumuzu aşağıya indireceğiz biraz.
Öyle "devletçilik" oynamaktan da vazgeçeceğiz.
Ortak bir devletle Avrupa ailesine katılacağız.
Ya da 'müstemleke' gibi yaşamayı kabul edeceğiz.
* * *
800'den fazla ithal ürüne ilave gümrük vergisi açıkladı, Türkiye...
Yetmedi!
Bayramın ilk günü sessiz sedasız döviz alımlarında vergi oranı %500 yükseltildi.
Biz ne yapacağız?
Fener alayları, marşlar, bayrağa boyanmış dağlar taşlarla gelecek mi arayacağız?
* * *
Çok fazla “umursamaz” olduk gibime geliyor.
Kimi zaman uyumlaşıyoruz umursamak yerine…
Yeni bir sayfa açmak ve yazmak gerekiyor, yüz kere, bin kere, milyon kere:
Böyle gitmez!
Böyle gitmez!
Böyle gitmez!