1. HABERLER

  2. KÜLTÜR & SANAT

  3. Say: “Şiirleri bestelemek benim için her zaman öncelik ve hep bir motivasyon oldu”
Say: “Şiirleri bestelemek benim için her zaman öncelik ve hep bir motivasyon oldu”

Say: “Şiirleri bestelemek benim için her zaman öncelik ve hep bir motivasyon oldu”

Türkiye’nin dünyaca ünlü piyanist ve bestecisi Fazıl Say ile Girne Amfitiyatro Konseri sonrasında kendi profesyonel ekibinin de yardımıyla röportaj kıvamına getirdiğimiz kısa bir sohbet gerçekleştirdik.

A+A-

Bugüne kadar birçok şairin şiirlerini bestelediğiniz şarkı albümleri yaptınız. Şairleri seçerken bir önceliğiniz veya belirli bir kriteriniz (yaşam şekli, üretimleri, belli bir akıma uygun yazması, yaşadığı zaman vs.) var mıdır?

Fazıl Say: 2013 yılında, aslında 20 yıl öncesinde bestelediğim Orhan Veli, Cemal Süreya, Muhiddin Abdal, Ömer Hayyam şiirlerinin olduğu İlk Şarkılar albümünü çıkardım. Çünkü o şarkılara en yakışan sesi,  Serenad Bağcan'ı,  besteleri yaptıktan yıllar sonra  bulmuştum. Şarkılar sevilince ardından Yeni Şarkılar albümünü yaptım. Turgut Uyar, Edip Cansever , Cemal Süreya gibi daha çok ikinci yeni şairlerinin yer aldığı bir albüm... Sonrasında Güz Şarkıları geldi. Çeşitli şairlerin sonbahar temalı şiirlerini besteledim. Bu albümde piyanoyu Ece Dağıstan çalıyor. Güvenç Dağüstün şarkıları söylüyor. Ben sadece besteciyim. Pandemi döneminde ise Şu Dünyanın Sırrı'nı yaptım. Anadolu ozanlarının, Pir Sultan'ın, Kaygusuz Abdal'ın,  Yunus Emre'nin olduğu bir albüm oldu. Son olarak da kadın şairlerin eserlerini bestelediğim ve 11 şarkının yer aldığı Dünya Anne albümünü yaptım. Dolayısıyla bugüne kadar otuz kırk kadar Türk şiirini bestelemiş oldum. 

“Şarkı bestelemem Türk halkının da benim müziğimle tanışıp bu müziği anlamalarında toplumsal bir rol oynamıştır. Albümlerimde şiirler hep olacaktır.”

Şiir-müzik ilişkisi üzerine neler söyleyebilirsiniz? Şiir bestelemenin sizin müziğinize kattığı farklılıklar oldu mu? 

Say: Kendi orkestral ve  piyano bestelerimin yani enstrümantal müziğin yanında,  şiirleri bestelemek  benim için her zaman öncelikti. Edebiyatçı bir aileden geldiğim için şiir bestelemek benim için hep bir motivasyon oldu. Hayatıma büyük bir renk de kattığını düşünüyorum. Ayrıca sözel müzik, Türkiye'de çok daha fazla dinlenen bir müzik. Ve şarkı bestelemem Türk halkının da benim müziğimle tanışıp bu müziği anlamalarında toplumsal bir rol oynamıştır. Şarkılar çok fazla insana ulaştı.  Şarkı albümlerini birkaç yılda bir yapmayı düşünüyorum. Albümlerimde şiirler hep olacaktır. 

Şarkı albümleriniz dışında oratoryolarınız da var. Biraz bahseder misiniz?  

Say: Nâzım Oratoryosu, Nâzım'ın 16 şiirinden oluşan ve kendi otobiyografisini konu alan orkestralı ve korolu büyük kapsamlı bir eserdir. Madımak katliamında yitirdiğimiz, babamın çok iyi dostu olan şair Metin Altıok için  11 bölümlük bir oratoryo besteledim. Metin Altıok Ağıtı da şairin hayatını konu alan korolu ve orkestralı bir eserdir. 

“Şiirin metaforları ve nüansları özünde yazıldığı dildedir. Biz aslında tercümelerde, biraz şiirin yansımasını okuyoruz. Ve bence Türk şiiri o kadar iyi ki,  benim açımdan daha çok bestelenecek şiir var.”

Dünyadan Lorca,Brecht, Seferis,Neruda,Ritsos,Aragon gibi şairleri de repertuarınıza almayı düşünüyor musunuz yoksa ana üretim alanı olarak zengin Anadolu coğrafyasından beslenmeyi mi tercih ediyorsunuz?

Say: Dünyada farklı dillerde eserler veren çok büyük şairler var. Edgar Alan Poe'nun "Çanlar" şiirini,  Goethe'nin Divan edebiyatı üzerine olan kitabından seçtiğim 6 şiiri kendi dillerinde bestelemiştim. Fakat şiirlerin Türkçe tercümelerini bestelemenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum.  Tabii ki çevirmenler büyük emekler verip çok güzel işler ortaya çıkarıyorlar. Ama şu bir gerçek ki, şiirin metaforları ve nüansları özünde yazıldığı dildedir. Biz aslında tercümelerde, biraz şiirin yansımasını okuyoruz. Bildiğim dillerde; İngilizce, Almanca ve anadilim Türkçede şiir bestelemeyi daha doğru buluyorum. Tabii ki istisnalar olabilir. Çünkü  bildiğimiz dillerin fonotiğini ve prozodisini de biliyoruz. Şarkı bestelerken bunlar önemli faktörlerdir.Ve bence Türk şiiri o kadar iyi ki,  benim açımdan daha çok bestelenecek şiir var. 

“Dünyada da benzer bir düşüş var ama Türkiye'deki kadar radikal bir düşüş olduğunu düşünmüyorum. Yeni gelen nesildeki üstün yetenekli insanların tanıtılması için birşeyler yapılması gerekiyor.”

whatsapp-image-2023-09-26-at-10-22-26.jpeg

Dünyada teknolojik ilerlemeler akıl almaz bir hızla sürüyor. Sanatta da bunun olumlu/olumsuz etkileri görülüyor. Üretim-tüketim ilişkileri bağlamında ve sanatsal üretime etkileri bağlamında hem genel hem de kendi özelinizde neler söylemek istersiniz? 

Say: Son 15 yıldır sanata,  edebiyata ve  şiire olan ilginin azaldığı hem de ünlü edebiyatçıların ve şairlerin eskisi kadar gündem olmadığı, eskisi kadar güçlü olmadığı bir dönemden geçiyoruz. Bunun değişmesini çok istiyorum. Bunun değişmesi için de birşeyler yapılması gerek. Özellikle genç romancılara, şairlere, edebiyatçılara yardımcı olmak gerek. Belki yarışmalar düzenlenebilir. Kazanan şiirini besteleyebilirim gibi... Dikkat çekilmesi lazım. Edebiyatın unutulmaması lazım. Dünyada da benzer bir düşüş var ama Türkiye'deki kadar radikal bir düşüş olduğunu düşünmüyorum. Dijitale geçilmesi hem gazete hem kitapta satışların fiziki noktada düşmesine sebep oldu. Müzikte olduğu gibi...Artık albümler fiziki olarak basılıyor ya da hiç basılmıyor. Kitap ve gazetede de benzer bir sıkıntı var. Yeni gelen nesildeki  üstün yetenekli insanların tanıtılması için birşeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum. 

Bu haber toplam 2103 defa okunmuştur
Etiketler :