Saygı.
Doğan Türk Birliğini önceki hafta da izleme fırsatı bulmuştum. Deplasmanda kazanmasına rağmen bir takım eleştirilerde bulunmuştum.
Belli ki Caner hocada aynı tespitleri yapmış gerekli taktiksel düzeltmeleri futbolcu profiline göre yapmış.
İlk üç haftada Lefke rakip kaleleri Cedric, Kasım ve Smart ile gol yağmuruna tutup liderlik koltuğuna oturmuştu.
Hücum gücü yüksek ve gol silahları bu kadar etkili bir takıma karşı sahaya yansıtacağın taktik anlayış oldukça önemli.
Caner Oshan Lefke’yi son derece iyi analiz etti. Oyun planını da ona göre yaptı. Rakibin gol silahlarını etkisiz hale getirdi.
Bence önde basarak oynamak galibiyetin en önemli düşüncesi oldu. Baskı her alanda başarı ile uygulandı. Kaleci dışında tüm futbolcular topun arkasında kademeli bir şekilde durdu. Bu sayede açık verilmedi. Lefke’nin pas yoları kapatıldı. Her alanda hataya zorlandı.
Eğer pas yapar fazla adamla gidersen daha etkili olursun.
Şampiyonluk parolası ile yola çıkan bir takımın kalecisinin topu oyuna sokarken sürekli degajla başlamasını yadırgadım. Mehmet maç boyunca sadece Cedric varken uzun vurdu. Top duvardan sekercesine geri döndü. Ne zaman vazgeçecek diye bekledim. Ama nafile.
Doğan Türk Birliği kazanmak için son derece istekli ve arzulu bir oyun oynadı. Believe her alana bastı.
Özellikle ilk yarıda Ahmet Saygı ve Aydın sağ kanattan sayısız top getirdi.
Doğan Türk Birliği oyun anlayışı sayesinde ilk dakikadan itibaren etkili oldu. Sürekli golü kovaladı.
Tek eksik son dokunuştu. Caner hoca bu sorunu çözmek için Selim ile “Saygı” duyulacak bir hamle yaptı. Lefke oyuna yine degajla başladı. Cedric ileride yalnızdı. Doğal olarak top kaybı yaşandı. Dönen topta Selim Saygı hesabı kesti.
Dört dakikalık uzatma bölümünde kaleci Mehmet’in tamamen rakip yarı sahada kalması affedilir gibi değildi. Ben böyle bir sorumsuzluk daha önce görmedim. Takım disiplinini son derece olumsuz etkileyen bu davranış anında düzeltilmeliydi.