Kısa bir mola verdik, arkamızdan memleket karışmış!

Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın adı bir kez daha “peşkeş iddialarıyla” gündeme gelmiş…

Serdar Denktaş’ın oğlu Rauf Denktaş’a ait olan Rauf Denktaş Üniversitesi’nin kampus inşası için Alayköy yakınlarında 100 dönümlük bir arazi tahsis edilmesi geçtiğimiz hafta çokça tartışılmış.

Söz konusu arazinin kiralanması için Bakanlar Kurulu kararı olmadığı ve bu tahsisin Maliye Bakanlığı’na bağlı olan Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi tarafından gerçekleştirildiği belirtiliyor.

Hatırlanacağı üzere UBP-DP Hükümeti döneminde yine Kermiya’da 200 dönümlük askeri bölge içerisinde yer alan bir arazi Denktaşlara devredilmeye çalışılmıştı.

Geçen hükümet döneminde Kermiya barikatının kuzey batısında kalan devasa arazi içerisindeki 200 dönümlük alan, Bakanlar Kurulu kararı ile ‘askeri bölge’ kapsamından çıkartılmış ve yeni kurulan Rauf Denktaş Üniversitesi için Rauf Denktaş ile Güler Denktaş Dedezade’nin direktörü olduğu Mediterranean Master Education Services Ltd’e devredilmeye çalışılmıştı.

Ancak kamuoyundan gelen büyük tepkiler üzerine devirden geri adım atılmıştı.

Belgelerden öyle anlaşılıyor ki bu son arazi devri de UBP-DP Hükümeti döneminden…

Zira bu devri de Rauf Denktaş doğruluyor.

Arazinin Denktaş ailesine devrinin ardından bölgede inşaat çalışmaları başlamış.

                                                               ***

Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın oğlu Rauf Denktaş’a ait olan Rauf Denktaş Üniversitesi için Alayköy yakınlarında arazi tahsis edilmesi konusunun ihale yöntemi dışında yapıldığı da belirtiliyor.

İşte tam da burada “etik” tartışması yeniden gündeme geliyor.

Maliye Bakanlığı’na bağlı Devlet Emlak Malzeme Dairesi tarafından gerçekleştirilmesi gereken bu devirde ihale yöntemi kullanılmaması devrin “hukuksuz mu” suçlamalarına neden oluyor.

Yasa belki de buna olanak veriyor, bilmiyorum.

Böyle bir yasal boşluğumuz varsa bu derhal değiştirilmelidir diye düşünüyorum…

Zira devlet arazileri sadece ihale yöntemi ile devredilmelidir. Neyse, konumuz bu değil…

                                                  ***

Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın oğlu Rauf Denktaş’a ait olan Rauf Denktaş Üniversitesi’nin kampus inşası için Alayköy yakınlarında arazi tahsis edilmesine ilişkin tartışmalar sürerken, söz konusu üniversitenin sözleşme süresinin de Bakanlar Kurulu’nda 10 yıldan 35 yıla uzatıldığı bilgisi gündeme geliyor.

Basında yer alan bilgilere göre geçtiğimiz hafta Resmi Gazete’de yayımlanan kararda şu ifadelere yer verilmiş:

“Eğitim amaçlı kullanılmak üzere Mediterranean Master Education Services Ltd. ile Maliye Bakanlığına bağlı Devlet Emlak Malzeme Dairesi arasında yapılan kira sözleşmesi süresinin, yapılan yatırımların büyüklüğü dikkate alınarak 10 yıldan 35 yıla çıkarılması onaylandı.”

Bilindiği üzere Mediterranean Master Education Services şirketi Rauf Denktaş’a ait. Söz konusu yatırım Rauf Raif Denktaş Üniversitesi tesisleri olarak kullanılacak.

Özetle geçtiğimiz hafta basına yansıyan bilgiler bunlar…

YENİDÜZEN ekibi de tüm gelişmeler üzerine Mediterranean Master Education Services şirketi sahibi Rauf Denktaş’a sormuş…
Rauf Denktaş arazi devri için “Yeni değil ki” diye konuşuyor…

Evet, onu biz de görüyoruz, yeni değil, UBP-DP döneminden!

Sorun yeni veya eski olması değil, sorun Serdar Denktaş’ın bakan olduğu dönemde kendi ailesine ait şirketlere devlet arazilerini tahsis etmesidir.

Buna yönelik eleştirilerimizi o günlerde de kaleme almıştık.

Eleştirilerimiz ve bakışımız aynı!

Eğer Maliye Bakanı iseniz kendi ailenize ait şirketlere devlet mallarını tahsis etmeyeceksiniz.

Evet, bir ailenin iş dünyasına girmesi doğal olabilir, buna kimse bir şey diyemez. Ama eğer o ailenin en büyük ferdi Maliye gibi bir makamda bulunuyorsa, ve bu devirler de bizzat kendi eliyle yapılıyorsa orada bir sorun var demektir.

Konunun bu kadar gündemde kalmasının sebebi de budur.

Elbette bu devirler yasal bir çerçevede yapılmış olabilir. Keza, Eğitim Bakanı da “yasal mı değil mi bakacağız” diyor…
Ancak kimi zaman yasal yapılan işler etik olamayabiliyor.

Tıpkı diğer arazi devri girişiminde bizzat Serdar Denktaş’ın dediği gibi; yasal ama etik değil!

Bu kez de olmamış Sayın Denktaş, evet belki de yasal ama aynen sizin de daha önce dediğiniz gibi etik değil!

Olmamış!