1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Sazlıköy’de (Livadya) yeni kazılar…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Sazlıköy’de (Livadya) yeni kazılar…

A+A-

KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…

Kayıplar Komitesi, yıllar önce bir şahitle birlikte göstermiş olduğumuz Sazlıköy’de (Livadya) bir alanda yeni bir kazı başlattı.

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Gülseren Baranhan’dan aldığımız bilgilere göre 1974 kaybı bir Kıbrıslı Rum'un köyün girişindeki bir tarlada gömülü olduğu bilgisi ile daha önceden 2010 yılında kazısı yapılan yerde genişletme amacıyla kazı çalışmalarına başlandı.

NELER YAZMIŞTIK?

Konuyla ilgili olarak Galatya-Livadya (Mehmetçik-Sazlıköy) arasındaki yol üzerinde bir alanda bulunan bir balluranın altına Komikebirli bir “kayıp” şahsın gömülmüş olduğu bilgisini Kayıplar Komitesi yetkililerine 2010 yılında vermiştik… Bu alanda yürütülen kazılarda herhangi bir ize rastlanmayınca, okurlarımız bize bu alanda balluranın üst kısmının da kazılması gerektiğini söylemişler ve bu bilgiyi de yine 11 sene önce Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaşmıştık…

BALLURAYI BULMAYA TEMMUZ 2010’DA GİTMİŞTİK…

Sazlıköy-Galatya arasındaki yol üzerinde, yolun kenarındaki balluranın yerini saptamaya 8 Temmuz 2010 tarihinde, Komikebirli arkadaşımız, “kayıp” yakını Hristina Pavlu Solomi Patça ve “Komikebir”in zengini olarak bilinen ve balluranın altına gömüldüğü söylenen “kayıp” Andreas Pavlos Loizu’nun oğlu Luiz’le birlikte gitmiştik. O günlerde bu sayfalarda şöyle yazmıştık:

“… Hristina’nın yanında Luis var, “Komikebir’in zengini” diye bilinen Andreas Pavlos Loizu’nun oğlu... “Komikebir’in zengini” Andreas Pavlos Loizu da “kayıp” edilenlerden... “Komikebir’in zengin adamı” olan Pavlos, aslında tüm Karpaz yöresinin en zengin kişisiymiş... Çok cömertmiş... İki metrelik boyu, koca cüssesiyle, yaşamayı, çalışmayı, yemeyi içmeyi, gezmeyi çok severmiş... Maraş’ın girişinde Konstantia Oteli’nin (şimdiki Palm Beach) hemen yanında, şimdi askeri bölgede kalan ünlü Florida Otel’in sahiplerinin kızıyla, Sofulla Hanım’la evlenmiş. Dört çocuk etmişler, dördü de oğlanmış... Sofulla Hanım, başlangıçta Maraş gibi kozmopolit bir yerden Komikebir gibi bir köye gittiğinde zorlanmış ama zamanla alışmış köy yaşamına... Zaten sık sık Maraş’a, Florida Otel’e, ailesine giderlermiş... Eski bir albümden, eski fotoğraflar çıkarıp gösterecek bana birkaç gün sonra tanışacağım Sofulla Hanım – maviş gözleri, beyaz saçlarıyla çok hoş bir kadın... Pallaryotissa’da bir göçmen evciğinde kalıyor, “kayıp” kocasının bulunmasını bekleyerek...

“Komikebir’in zengini” Pavlos Efendi’nin yanında her dönem en az 60-70 kişi çalışırmış, bunlardan çoğu da Kıbrıslıtürkler’miş. Komikebir’den (Büyükkonuk), Kritya’dan (Kilitkaya), Livadya’dan (Sazlıköy) ve Kıbrıslıtürkler’in yaşadığı bilumum Karpaz köylerinden zeytin toplamaya, harnıp toplamaya, bahçecilikle uğraşmaya gidermiş insanlar yanında. Kıbrıslıtürkler’le çok iyi ilişkileri varmış... Tutuklanıp apar topar Galatya’ya götürülmüş. Galatya’da “hapis” olarak kalan en son Kıbrıslırum oymuş...

Galatya’da bir Kıbrıslıtürk şahide gidiyoruz...

“Pavlo’yu hatırlarım” diyor Luis’e...

“En son o kaldıydı... Çok uzun boyluydu... Komi’nin zenginiydi... Beyazlandıydı saçları, atletle otururdu...”

Kıbrıslıtürk şahit bizimle geliyor ve Livadya’ya (Sazlıköy), “Komi’nin zengini” Pavlos’un gömülmüş olabileceği  “Pallura’nın altı”na bakmaya gidiyoruz.

Galatya’dan Livadya’ya giden taşlı yolda ilerliyoruz, sonra sağa, bir toprak yola dönüyoruz. Bu pallurayı uzaktan görmüş, uzaktan resimlerini çekmiştim aylar önce ama bu kadar yakınına gidememiştim. Çünkü ortalık çamur deryasıydı ve bu toprak yola girersem, batabileceğimi düşünmüştüm.

“Pallura”nın yanında duruyoruz. Yıllardır bu “pallura”nın altına bir Kıbrıslırum “kayıp” şahsın gömülmüş olduğu anlatılıyor... Bu noktayı Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermemiz gerekiyor ki “kazılması gereken yerler” listesine resmi olarak konabilsin…”

k3-099.jpg

BALLURANIN YERİNİ KAYIPLAR KOMİTESİ YETKİLİLERİNE GÖSTERMİŞTİK…

Balluranın yerini saptadıktan sonra 15 Temmuz 2010’da ise bu olası gömü yerini Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiştik. Bu konuda şöyle yazmıştık o günlerde:

“Geçtiğimiz Salı günü sabah erkenden yola koyuluyoruz. Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk üye yardımcısı Uğur Umar, Kazılar Koordinatörü Antropolog Okan Oktay ve ben bir arabada, Kayıplar Komitesi araştırma görevlisi Yusuf Özkum, Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum üye yardımcısı Ksenofon Kallis, “kayıp” yakınları Hristina ve Luiz de bir başka arabada Karpaz’a gidiyoruz.

Geçen Cumartesi günü Hristina ve Luiz’le birlikte Karpaz’daydık ve bu sayfalarda, Kıbrıslıtürk şahitlerin bize bazı yerler gösterdiğini ve bu yerleri Kayıplar Komitesi’ne göstereceğimizi yazmıştım... İşte şimdi, olası toplu mezarlar ve bazı gömü yerlerini Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermeye gidiyoruz. Böylece bunca zamandır bu sayfalarda yayımlamakta olduğumuz bilgileri resmileştirip, bu olası gömü yerlerinin Kayıplar Komitesi tarafından “kazılması gereken yerler” listesine resmi olarak konulmasını sağlamaya çalışacağız.

… “Ballura”nın çevresinde Kayıplar Komitesi yetkilileri dolaşıyor. Kayıplar Komitesi’nin Karpaz’daki araştırmalarından sorumlu olan Nejat Bey, bu bölgedeki gömü yerleri hakkında yaptığı geniş araştırmalardan ötürü, olası gömü yerleri hakkında geniş bilgiye sahip. Nitekim, o da bu “ballura”nın varlığından haberdar…”

 

KAZININ GENİŞLETİLMESİ GEREKTİĞİNİ 11 SENE ÖNCE YAZMIŞTIK…

28 Eylül 2010 tarihinde, yani bundan 11 sene önce, bu olası gömü yerinde kazıların genişletilmesi gerektiğine ilişkin olarak bu sayfalarda şöyle yazmıştık:

“Yukarıdaki balluranın üst kısmı da kazılmalı...”

Karpaz bölgesinde bir okurumuzun yanısıra pek çok Kıbrıslıtürk şahidin işaret etmiş olduğu Galatya (Mehmetçik) – Livadya (Sazlıköy) arasındaki yol üzerindeki bir alanda bulunan bir balluranın altında Komikebirli “kayıp” bir Kıbrıslırum’dan geride kalanların bulunması için başlatılan kazıda herhangi bir şey bulunamayınca, çocukken bu alana Komikebirli bir Kıbrıslırum’un gömülmüş olduğunu gören bir okurumuz, “Bu alanı gidip araştırdım, birinci balluranın çevresinin kazılmış olduğunu gördüm. Yukarıdaki balluranın bir bölümü de kazıldı, üst kısmının da kazılması lazım... Benim hatırladığım, bu bölgeye bir Kıbrıslırum’un gömülmüş olduğudur. O zaman çocuktum, aradan yıllar geçti ancak bu “kayıp” Kıbrıslırum, bu alanda bir yerde gömülmüştü” diye konuştu.

Yıllar önce Komikebirli “kayıp” bir Kıbrıslırum’un iskeletinin gömülmüş olduğu yerden bazı Galatyalılar tarafından çıkarılarak, aslen Galatyalı olan bir hekime kliniğinde sergilenmek üzere “hediye” edildiği yönündeki söylentileri hatırlatan bir başka okurumuz ise, “Bu hekim artık Kıbrıs’ta yaşamıyor, Türkiye’de yaşıyor... Ama gene da belki ona ulaşılıp, kendisine armağan edilmiş olan iskelet geri istenebilir... Siz bu konuyu yıllar önce yazdıydınız” diye konuştu.

Yıllar önce bu konuda köydeki yaygın söylentileri, Kayıplar Komitesi’nin o günlerde yetkilisi olan Ahmet Erdengiz’le de paylaşmış, sayfalarımızda da bu olaya yer vermiştik. Bu iskeletin, balluraların bulunduğu bölgeden mi yoksa Galatya’da başka bir gömü yerinden mi çıkarılmış olduğu bilinmiyor. Sözkonusu hekim de artık Kıbrıs’ta yaşamadığı için ona bizim ulaşmamız pek mümkün değil…”

k2-191.jpg

KAZILARDA SON DURUM…

Kayıplar Komitesi’nin yürütmekte olduğu kazılarla ilgili olarak Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Gülseren Baranhan’dan aldığımız bilgiler şöyle:

***  Dağyolu (Fota): 1974 “kaybı” bir Kıbrıslırum’un köyde ekip-biçme yapılan tarlaların içindeki su yarıklarında gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmaları gerçekleştirildi. Herhangi bir bulguya rastlanamayarak kazı kapatıldı.

***  Zeytinlik (Templos-Temroz): 1974 “kaybı” bir Kıbrıslırum’un çam ağaçlarının altında gömülü olduğu bilgisiyle 2020 yılında kazısı yapılan arazide genişletme çalışmaları yapmak amacıyla yeniden kazı çalışmalarına başlandı.

***  Galatya (Mehmetçik): 1974 “kaybı” bir grup Kıbrıslırum’un göl bölgesinde gömülü olduğu bilgisiyle yapılan kazı çalışmaları tamamlandı. Herhangi bir bulguya rastlanmadı ve kazı kapatıldı.

***  Sazlıköy (Livadya): 1974 “kaybı” bir Kıbrıslırum’un köyün girişinde bir tarlada gömülü olduğu bilgisiyle daha önce kazısı yapılan yerde genişletme amacıyla kazı çalışmalarına başlandı.

***   Zeytinlik (Templos-Temroz): 1974 “kaybı” bir grup Kıbrıslırum’un harnıp ağaçlarının doğusunda gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmalarına devam ediliyor…

***  Paşaköy (Aşşa): 1963 “kaybı” bir Kıbrıslıtürk’ün Paşaköy’deki efgalipto ağaçlarının güneyinde gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmalarına devam ediliyor…

***  Meriç (Mora): 1974 “kaybı” bir Kıbrıslırum’un Mora’daki bir tarlada gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmaları devam ediyor.

***  Girne’de askeri bölgede 1974 “kaybı” bir grup Kıbrıslırum’un dere yatağında ve dere yatağı yanındaki zeytin ağaçlarının altına gömülmüş olduğu bilgisiyle kazı çalışmalarına devam ediliyor…

***  Lefkoşa’nın güneyinde, Pallaryodissa bölgesinde 1963 “kaybı” bir Kıbrıslıtürk’ün açık bir arazide gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmaları devam ediyor.

Biz de kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz…

k1-213.jpg

KIBRIS HABER AJANSI’NIN HABERİ…

Dün, Kıbrıs Haber Ajansı da kazıların nerelerde devam ettiğine ilişkin bir haber yayımladı ve Kıbrıs’ın güneyinde SOPAZ yakınlarında (Pallaryodissa) “kayıp” bir Kıbrıslıtürk’ün gömü yerinin arandığı kazıların devam ettiğini, kazıların dört kişilik arkeoglar kazı ekibi tarafından yürütüldüğünü belirterek kazı alanından fotoğraflar yayımladı.

SOPAZ yakınlarındaki kazının geçen Ağustos ayında başladığını fakat aşırı sıcaklar nedeniyle kazıya ara verildiğini ve ancak şimdi devam edilebildiğini yazan Kıbrıs Haber Ajansı, sözkonusu Kıbrıslıtürk’ün bu alanda gömülü olabileceği yönündeki bilginin 2015 yılında elde edildiğini ancak daha fazla araştırma yapılarak bir şahidin bulunması ardından kazıların başladığını belirtti. Kıbrıs Haber Ajansı’nın haberinde kazının birkaç hafta daha devam etmesinin beklendiği de belirtildi.

 

 

 

 

 

 

               

 

Bu yazı toplam 1622 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar