Seçim ‘cep’te mi?
Ada’nın kuzeyini “ihale”ye çıksak eğer acaba kim, kaç para verirdi?
Hangi ülke, nasıl bir “teklif” atardı, bu güzel toprağı yönetmeye!
* * *
“İhale”ye mi çıktık?
Yok!
Peki “satılığa” mı çıktık?
Buna hep birlikte karar vereceğiz.
* * *
"Bu palyaço ile konuşmak çok zor, özür dilerim bu insanlardan."
Bu söz Amerikan başkanlarının ‘tv düellosu’nda söylendi.
Not ettim!
* * *
Gelelim yeniden kendimize.
Şimdi memleketin her yerinde yaptıkları 'propaganda' şu: “O kazanmazsa eğer memleket batacak.”
Bunlar yüzünden battı senelerdir zaten!
* * *
Bunu Tatar’a oy vermeyecek insanlara söylüyorlar. Özellikle de Akıncı, Tufan hoca hatta Serdar Denktaş taraftarlarına...
Bakanlar aynısını söylüyor, kapı kapı...
Girne'den bir genç dostum aradı, "bizimle toplantı yaptılar" dedi, "kim" dedim, "Elçilik'ten abiler" yanıtını verdi.
Doğru, yalan bilmiyorum.
Elçi eğer vekilleri alır yemeğe giderse, esnafı makamına davet ederse, bunlar da konuşulacak.
Ankara’ya kaçırılırsa Başbakan, ‘seçim özel’ yayını üzerine canlı yayın yapılırsa ve “hesabınıza 117 milyon TL yatacak” denirse elbette bunlar söylenecek.
* * *
“Kıbrıs'la ilişkimiz seçimlerle ilgili değildir ve kararı Kıbrıslı Türkler özgür iradesiyle verecek, kim kazanırsa kazansın, adaya yönelik desteğimizde hiçbir değişiklik olmayacaktır” derler mi?
Sanmam!
Deseler de biri inanır m?
* * *
İnsanları "aç kalacaksınız" diye tehdit etmek nasıl bir utanmazlık öyle!
İradeye ve demokrasiye bundan daha büyük müdahale mi olur.
Canıyla ölçüyorlar bir toplumu...
Evladının aşıyla, işiyle, geçimiyle...
"O kazanırsa aç kalacak, bu kazanırsa tok olacaksınız" ne demek?
"Siyasi rüşvet" diyor kimileri!
Kimileri “siyasi tehdit.”
İhanet bu ihanet!
* * *
Seçim, irade, demokrasi, gelecek, haysiyet birilerinin “cebinde” mi gerçekten?
Yoksa...
Bu seçim böylesi zihniyetlere “sizde utanma kalmadı, defolunuz” demek için altın bir fırsat mı?