‘Seçim’ hareketi
Ülke çok ama çok hareketli günler geçiriyor. Şaka değil, ‘Seçim’ var.
Edindiğim izlenime göre vatandaş sandığa gidip gitmeme konusunda bile kesin kararını vermiş değil henüz. “Düşüneceğim” diyenler de var “Sandıkların olduğu yere yaklaşmam bile” diyenler de... “Herhalde o günü Güney’de geçiririm” diyenler de var, “Ben yurt dışına tatile gidiyorum” diyenler de... “Sandığa gideceğim. X-Y-Z kişiye olan borcumu (!) ödeme vakti geldi” diyenler de yok değil.
Umarım yanılırım. Çoğunluk sandığa gider, oyunu kullanır yeni dönemde ülkeyi kimlerin yöneteceği konusunda bir seçim yapar. Ama eğer tersi olursa, tüm politikacıların, başlarını elleri arasında alıp kara kara düşünme zamanı geldi de geçiyor bile demektir.
Çözüm
Hala ‘Çözüm’ umudu taşıyanlar var. Çeşitli tahminlerde bulunanlar da çokça. Rumda da Türkte de...
Kıbrıslıların (Rum-Türk) pek hoşuna gitmese de, son sözü söyleyecek olan Türkiye’nin gerçek niyetinin ne olduğunu anlamak pek mümkün olmadı şimdiye kadar.
Sorular, sorular...
Türkiye, sonunda, “Çözüm umudu yok. Ben Kuzey’i, ilhak ediyorum mu diyecek ?...
“Kırk küsur yıldır olduğu gibi kırk yıl daha aynen devam etsin. Ne olacak ki ?” mi diyecek ? ...
Ayrı, bağımsız bir Devlet olarak ‘tanınması’ için adımlar mı atacak ?...
Yoksa, ansızın, hiç beklenmedik bir şekilde “Ben gerçekten bir çözüm, iki ayrı devletten oluşan birleşik bir Kıbrıs istiyorum” mu diyecek ?
***
Kuzey’de, ne kökten Kıbrıslı, ne de sonradan Kıbrıslı olan Türkler içinde, gelecekte neler olabileceğini bilen yok aslında.
Rum mu ? Rum da neler olduğunun ve zaman hızla geçerken, daha neler olabileceğinin farkında bile değil malesef. Hem de bile bile, göre göre, yaşaya yaşaya...
Kısacık Kısacık
Makam Arabası nedir nasıl olmalıdır
Büyüklüğün, saltanatın olmazsa olmazıdır.... Kendisi de camları da simsiyah olmalıdır... Plakası özel olmalıdır... Arka koltuğunda oturan, koyu renk elbiseli ve kıravatlı olmalıdır... Şoförü özel olmalıdır... Yolda giderken tüm dikkatleri üzerine çekmeli, önünde ve/veya arkasında simsiyah ‘koruma’ arabaları olmalıdır...
Kimin ‘makam arabası’ olduğunun önemi yoktur. Önemli olan tek şey, o arabaya sahip olmak ve arka koltuğunda oturabilmektir.
Nüfus – Seçmen sayısı
Ve nüfusumuz da seçmen sayımız da resmen açıklandı. Hangi ilimizde nüfusun da seçmen sayısının da kaç olduğunu öğrenmiş olduk. Hemencecik, rakamlarla oyuncuklar oynayarak kendine göre hesaplar yapanlarla doldu ülke. Hesap makineleri bile şaşkın. Büyüyoruz. Hem de büyük bir hızla... Sevinsek mi ? Düşünsek mi ?
Biz düşünürken Rum komşularımız da düşünüyor mu acaba ?
Ajda Pekkan’nın poposu
Bir mutfak fotoğrafı sonrasında, Türkiye medyası gündemine aldı önce... Neymiş konu ? Ajda Pekkan’nın poposu...
Yaşına göre poposu çok diri duruyormuş da, şöyleymiş da böyleymiş...... Konuya bakın hizaya gelin...
Çok da şaşırmamak gerekir aslında. Medyadaki magazin haberlerine şöyle bir göz atın normal bile karşılayabilirsiniz... Filanın bacakları, falancanın memeleri... Şunun frikik’i, bunun kaçamağı... Birinin aşkı, diğerinin aldatması...
Diyecek bir şey yok... Millet bu haberler ve resimlere bayılıyordur herhalde...
İşin en acı veren tarafı, bizim buralardaki kendine ‘magazin habercisi’ diyenlerin de abilerinin izinden gitmeleri...
Sokak Ağzı
“Kaç polis arkadaşım emekliye ayrılacak çok merak ediyorum doğrusu... Yerleri doldurulurken, aha politikacılara yeni bir torpil kapısı daha.” (Emekli olmaya hazırlanan bir polis)
***
“Vazgeçenlere bayıldım... Yeni adaylar arasından bazılarına ise güldüm... Sonra da kendi kendime ‘Ne gülen ama ? Bu filmi daha evvel da görmediydin ?’ dedim.” (Gönyeli-Nurten)
***
“Egemen Bağış bile vatandaşımız oldu... Acaba Abdullah Gül, Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli de olur mu önümüzdeki zamanda ?” (Lefkoşa-Kemal Meraklı)
***
“Nedir KKTC vatandaşlığını bu kadar cazip kılan hiç anlamadım. Bu gidişle de anlamayacağım galiba.” (...........)
***
“Gazete haberi: Futbolcu Aziz Behich Kıbrıslı Türk.... Türkçe bilir mi acaba Aziz kardeşim ? Lefkoşa nerede bilir mi ? KKTC Cumhurbaşkanı kim bilir mi ?” (Bir futbolsever)
***
“Rumda da hayır yok bizde de... Fırsatını bulur bulmaz bayılırız silah, tank, asker, uçak gösterisi yapmaya... Hala aklımız başımıza gelmedi.” (İskele-Bekir)
***