Seçim Hareketliliği
Ülkede ana gündem ‘Seçim’. Böyle olması da çok doğal. İnsanlar , ‘sandık’a gidip gitmeme konusundaki düşüncesi ne isterse olsun, yine de çıkacak sonucu merak ediyorlar.
Siyasi Partiler... Hareketli mi hareketli. Maşallah, hepsi de iddialı...Bazıları ‘İktidar’, bazıları ‘Kilit Parti’ olmak hedefiyle yarışa start vermiş durumda.
Milletvekili Adayları... Bir başka telaş içinde. Çoğu, bağlı bulundukları Parti dışında, bireysel savaşına başladı bile. Yakında birbirlerinin önünü kestikleri, kuyusunu kazdıkları haberlerini de duymaya başlarız herhalde. (Her seçimde olduğu gibi.)
Seçmen... Seçimden seçime de olsa, hatırlanmanın mutluluğu (!) içinde... Ama genelde sessiz. Hatta, çevresinde olup bitenlere uzaktan bakıp gülümsüyor... Sandık başında ne yapacağına kesin karar vermiş olanların sayısı az gibi... “Karma oy kullanacağım” diyenlerin sayısı (şimdilik) daha çok sanki... Malesef, sandığa hiç gitmeme kararlılığı içindekilerin sayısı fazla...
Anketler-Anketçikler
‘Seçim’ arifesindeyiz ya... Gündem seçim ya... ‘Sonuç ne olacak ?’ sorusunu soranlar çok ya... Seçmeni, sonucu etkilemeye çalışanlar çok ya... Anketler de anketçikler de arka arkaya gelmeye başladı. Haberiniz ola, tarih yaklaştıkça anketlerin sayısı da hızla artmaya devam edecek. Bir ‘gelir’ kapısı açıldı artık. Bütün gücüyle kapıdan içeriye dalmanın tam zamanı değil mi ? Ciddi ciddi yapılanları bir yana koyarsak, para karşılığı yapılan anketlere de hazırlıklı olmalıyız.
Hrisostomos
Başpiskopos Hrisostomos’un ağzından mı kaçtı ne ? Kıbrıs’da çözüm için, “İki devlet....” dedi Güney’i birbirine kattı. Bir tartışmadır gidiyor şimdi. Bir açıklama daha yapmak zorunda kaldı zavallı (!) adam. “Ben öyle demek istemediydim... Fedarasyonu benimsiyorum. Federasyonda iki devlet demek istemiştim....” v.s. v.s.
İster istemez geçmişe sürükledi beni Hrisostomos’un açıklamaları...
Paşpiskopos’un Kilisesi değil miydi Ada’yı kan gölüne çeviren ? 50’li yıllarda da, daha sonraları da... Aynı Kilise değil miydi EOKA’ya ENOSIS’e arka çıkan ? Aynı Kilise değil miydi, halkını yıllardır kışkırtan ?
Kilise’nin, topyekün, kendi kendiyle hesaplaşması, ‘Günah Çıkarması’ gerekmiyor muydu dersiniz?
***
Hrisostomos’dan önemli bir iddia daha vardı. Hrisostomos, Kıbrıslı Türklerin, ekonomik baskılarla İslamlaştırılmış Ortodoks Hristiyan Rum kökenliler olduğunu iddia etti.
Bir bildiği mi var acaba Başpiskopos’un ? Bu bildiğini (!) resmi belgelerle açıklasa da biz de öğrensek ne olduğumuzu...
Köken
Konusu açılmışken....
Şu ‘Köken’ meselesi var ya ? Çok karışık bir mesele aslında. Batıda çok az tartışılıyor bu konu. ‘Köken’ konusunun, en çok tartışıldığı ve tepe tepe kullanıldığı yerler, geri kalmış ülkeler... Ve malesef, biz de varız bu ‘oyun’un içinde.
Hiç düşündünüz mü ?
Örneğin,
Almanya’da doğmuş, orada büyümüş, eğitimini orada almış, Türkçeyi nerdeyse ikinci dili olarak konuşan bir kişi, ‘ismi’ dışında ne kadar Türk ?
İngiltere’de doğmuş büyümüş, eğitim görmüş, annesi, babası Kıbrıslı Türk olan, Türkçe konuşamayan birisi, ‘ismi’ dışında, ne kadar Kıbrıslı Türk ?
Bu örneklerden doğan çocuklar ne kadar Türk, ne kadar Kıbrıslı ?
Konusu açıldığında, gururla sözünü ettiğimiz Osmanlı Padişahları, hatta ve hatta Osmanlı Ordusu’nun temel direklerinden biri olan Yeniçeriler ne kadar Türk ?
Ve bunu uzun bir zaman dilimine, mesela birkaç yüz seneye yayarak düşünmeye başlayın derin derin.
Sokak Ağzı
“Ben, Hrisostomos’un Kıbrıslı Türkler konusundaki söylediklerinbe, Tahsin Ertuğruloğlu’nun cevap vermesini beklerdim ama Özgürgün cevap verdi...Hayret...” (Lefkoşa-Nazım)
***
“Trafik...Trafik...Trafik... Ne olur dikkat....Gün geçtikçe daha rezil bir hal alıyor.” (Lefkoşa-Nazan Birim)
***
“Ne seçim..Ne adaylar..Ne de partiler... Şimdilerde benim en çok merak ettiğim konu Sarraf’ın Amerika mahkemelerinde daha neler söyleyeceği, daha neleri açıklayacağı.” (Girne- Kemal Serdal)
***
“Biz hep böyleydig da haberimiz yokdu ? Toblum olarak hep çıkarcı, yalaka, soyguncu, fırsadfcıydık ?” (Geçitkale-Melike)
***
“Abi... BRT’ye yakından ilgilendiğini çok iyi biliyoruz. Perişan, yürekler acısı bir durumdayız. Lütfen daha fazla yazın BRT konusunda.” (Lefkoşa-BRT)
***
“Gazeteci değilim ve çok merak ediyorum. Bir ülkenin Başbakanı’nın kişisel serveti,villaları, sevgilileri, yazılmayacak ‘özel hayat’ mıdır ?”
***
“Garga garga gaaag dedi. Çıg şu dala bag dedi. Çıgdım bagdım şu dala. Gargalardan oluşan bu halk ne budala.” (Gönyeli-Lefkoşa Mustafa Hürşan)