Seçim Sistemleri ve Kuzey Kıbrıs
Hesap verme/sorma kültürünün zayıf, partilerdeki lider egemenliği ve oligarşik yapıların hakim olduğu, uzlaşı ve bir arada yaşama kültürünün zayıf olduğu ülkelerde dar bölge sisteminin politik kutuplaşma, gerilim ve demokrasi açığını artırdığı görülmekte
Gülay Umaner Duba
[email protected]
Seçim sistemi tartışmaları, her zaman baş sırada olmasa da, ülke gündemindeki yerini sürekli korumuştur. Seçim sistemleri nasıl yönetildiğimizi belirleyen ve ülkenin geleceğini etkileyen bir konu olmakla beraber çoğu zaman kapsamlı bilgi sahibi olmadığımız bir alandır. Halkın iradesinin meclise nasıl yansıdığını, bu sürecin onların iradesini ne ölçüde temsil ettiğini, kendi tercihleriyle oluşturmuş oldukları kurumsal yapıların meşru olup olmadığının bilinmesi büyük önem taşımaktadır. D'Hondt sistemi, seçim bölgesi, nispi temsil, dar bölge, daraltılmış bölge gibi seçimlerle ilgili terimler zaman zaman gündemimize gelmektedir.
Seçim sistemi belirlenirken, kaç seçim çevresi oluşturulacağı ve her seçim çevresinde meclis sandalyelerinden kaçının bulunacağı, her seçim çevresinden meclise kaç sandalye seçileceği önemlidir. Seçim bölgesi, yasama organına girecek temsilcilerin seçildiği birimdir. Seçim çevresi, çıkaracağı temsilci ya da milletvekili sayısına göre belirlenir.
Seçim sistemleri çoğunluk, nispi ve karma sistem olarak üçe ayrılmaktadır. Tercih edilen seçim sistemini, ülkelerin sosyo-ekonomik yapıları, siyasal koşulları, siyasi rejimin niteliği, siyasi iktidarların beklentileri gibi unsurlar belirleyicidir.
***
Çoğunluk sistemleri içinde, tek-turlu basit (nisbi) çoğunluk, iki-turlu basit veya mutlak çoğunluk ve alternatif oy gibi alt modeller vardır. Bunlardan en yaygını, İngiltere, ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Hindistan'da uygulanan tek-turlu basit çoğunluk sistemidir ve tek-isimli seçim çevreleriyle birlikte uygulanmaktadır. Bir seçim çevresinde en çok oy alan aday, seçimi kazanmış olur. Tek turlu dar bölge sisteminin bir diğer uygulaması ise alternatif oydur ve seçmenlere adayları tercihlerine göre sıralama imkânı tanır. Oy çokluğu esasına değil, bir adayın oyların çoğunu alması esasına dayanır ve tek turlu olarak işler. Fiji ve Papua Yeni Gine’de uygulanan bir sistemdir. İki turlu dar bölge çoğunluk sisteminde ise, ilk turda oyların çoğunluğunu bir tek aday elde edemediği takdirde, belirli oy oranına ulaşan adaylar veya ilk turda en çok oy elde eden belirli sayıdaki aday ikinci turda yarışır, bu turda en çok oy alan aday seçilir. Fransız Yarı Başkanlık sisteminde Cumhurbaşkanının seçimi bu yönteme göre yapılır. Ayrıca Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali, Kongo, Belarus, Kırgızistan, Özbekistan’da uygulanır.
Dar bölge sistemlerinin avantajlarından biri seçmenler tarafından anlaşılması kolay olmasıdır. Her seçim çevresinde bir aday seçileceği için, seçmenlerin adayları tanıyıp, değerlendirmesi, ona göre oy kullanması söz konusudur. Dar bölgeler güçlü bir seçmen temsiliyetine yol açar, çünkü her seçim çevresinden tek bir temsilci seçilebilir. Bu, temsil organı meclis ile seçmen bağını da güçlendirir. Bu sistem, seçilenin hesap verebilirliğini zorunlu kılar ve parti içindeki oligarşik eğilimleri ve liderlerin temsilciler üzerindeki hâkimiyetini de azaltır. Bu sistem sandalye parçalanmasının azalmasına, güçlü, istikrarlı hükümetlerin kurulmasına da imkân tanır. Ancak, sistemin dar bölgeler esasına göre tanzim edilmesi coğrafi, göreli nüfus yoğunluğu, kültürel eşitsizlik ve temsil adaletsizliği sorunları getirebilir. Bu sistem özellikle küçük illerde bölgesel gücü olan yerel adayları politik alanda güçlendirdiğinden parti örgütlenmelerini zayıflatabilir. Güçlü partinin parlamentoda mutlak çoğunluğa sahip olması gibi demokrasi ve temsil açığı yaratabilir.
Siyasal kültürlerinde demokratik unsurların yaygın, demokratik kurumları işletme konusunda kapasiteleri yüksek, hesap verme ve hesap sorma kültürünün güçlü, yurttaşlık kültürünün yaygın olduğu ülkelerde dar bölge sisteminin başarıyla çalıştığını görebilmekteyiz.
Nispi Temsil, liste usulüyle birlikte birden fazla milletvekili çıkaran seçim çevrelerinde uygulanır. Seçime katılan partiler, aldıkları oy oranlarıyla orantılı olarak parlamentoda temsil edilmektedirler. Ancak, seçilen seçim formülüne bağlı olarak, bu orantılılık daha az veya daha çok olabilir. 'd'Hondt yöntemi', Hare-Niemeyer ve Sainte-Laguë/Schepers yöntemleri gibi diğer koltuk tahsisi sistemlerinden daha az orantılı sonuçlara yol açmasına rağmen, orantılı temsil sistemlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Daha az oy alanlar aleyhine en çok oy alan seçim listelerinin avantajını artırma eğiliminde olmasına karsın çoğunluk oluşumunu kolaylaştırmada ve böylece parlamenter işlerliği sağlamada etkilidir. Avusturya, Belçika, Finlandiya ve Hollanda'da d'Hondt formülü, Danimarka, Norveç ve İsveç'te Sainte-Laguë yöntemi kullanılmaktadır. d'Hondt yöntemi, ayrıca Avrupa Parlamentosu seçimleri için 16 AB Üye Devleti tarafından da kullanılmaktadır.
Tek Devredilebilir Oy (STV), genellikle çok üyeli seçim bölgelerinde tercihli oy kullanan bir orantılı temsil oylama sistemidir ve İrlanda, Malta ve Avustralya Senato seçimlerinde uygulanmaktadır. Bu formül, seçmenlerin parti listelerine değil, bireysel adaylara oy vermesi bakımından, listeli nisbi temsilden ayrılır. Oy pusulasında adayların isimleri yer alır ve seçmenlerin bunları tercih sıralarına göre dizmeleri gerekir. Bir "kota" ya da kullanılan geçerli oy sayısının doldurulacak pozisyon sayısı artı bire bölünmesiyle belirlenen oy payıdır. STV'de, bir seçmenin, kalan adaylar arasında seçim yapamayana kadar '1' den tercih edilen adayları sıralayarak ifade edilen tek bir oyu vardır. Sayım ilerledikçe ve adaylar seçildiği veya elendiği için bu oy, seçmenin belirttiği tercihlere göre diğer adaylara devredilebilir. Tek Aktarılabilir Oylama sisteminde çok az oy boşa harcanır. STV, seçmenlere diğer tüm sistemlerden daha fazla seçenek sunduğu için çok daha temsili ve kapsayıcı bir oylama sistemidir. STV'nin dezavantajı kazanan adayların belirlenmesindeki yöntemin uzun ve karışık olmasıdır.
Karma Sisteminde iki uçta yer alan çoğunluk esaslı ve nispi temsil esaslı sistemlerin bir takım özellikleri alınarak ülke yapısına göre değişen bir seçim sistemi oluşturulur. Toplam milletvekili sayısının ne kadarının çoğunluk esasına, ne kadarının da nispi temsil sistemine göre belirleneceği her ülkeye göre değişmektedir. Bu sistem Almanya, İtalya ve Japonya’da uygulanmaktadır.
***
Kuzey Kıbrıs’ta uygulanan seçim sitemi 1976 Seçim ve Halk Oylaması Yasası ile gelen çoğulcu nitelikli, bir seçim çevresinde nüfus büyüklüğüne göre belirlenmiş çok sayıda sandalye seçimine imkân tanıyan, barajlı d’Hondt yöntemine dayalı nispi temsil sistemidir. D’Hondt sisteminin gereği olarak seçmenler iyi ve güvendikleri bir kişiyi değil bir partiyi, bir ideolojiyi seçmeye yönlendirilmektedir. Seçim bölgesi ve nüfusa göre seçmen Lefkoşa 16, Mağusa 13, Girne 10, Güzelyurt 4, Lefke 2 ve Yeni İskele 5 olmak üzere 50 milletvekili seçmektedir. Ancak söz konusu sistem üzerinde, Kuzey Kıbrıs'taki seçim sistemine köklü değişiklikler getirecek olan Seçim ve Halkoylaması (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın Meclis Genel Kurulu’nda 23 Ekim 2017 tarihinde kabul edilmiştir. Yeni düzenlemeye göre seçmen oylarını, “mühür”, “mühür artı tercih” ve “karma” şeklinde verebilmektedir. "Karma ve tercih" oy verme olanağı sistemin yukarda bahsedilen kusuru azaltmak için uygulanmaya konuldu ve seçmene adaylardan dilediği kişiyi de tercih etme fırsatı verdi. Adaylar tek bir listede yer almakta ve seçmenler sadece yaşadıkları bölgede değil tüm Kuzey Kıbrıs'ta milletvekillerine oy verebilecek durumundadır. Yeni sistem tüm ada genelini kapsamakta ve tüm seçmenler tüm adaylara oy verebilmektedir. Kısacası, seçim bölgesi artık devlet sınırı olmuştur. Buna tek bölge sistemi denmektedir. Fakat tek bölge/Çarşaf liste sistemi denilen bu değişiklikte karma ve tercihli oy verme daha da zorlaştırılmıştır. Seçmen daha fazla mühür vurmaya yönlendirildi. Her Kazada belli oranda oy verilmesi gerektiği için seçmen diğer Kazalarda hiç tanımadığı kişilere oy vermek zorunda bırakıldığı için bu yöntem eleştirilmektedir.
Kuzey Kıbrıs'ta Temmuz 2013’te yapılan seçimlerden bu yana koalisyonlar ve ülkede istikrarsızık devam etmiştir. Peki devletin yönetilmez hale gelmesinde seçim sistemlerinin rolü nedir? Çıkar odaklı siyaset, partizanlık, adam kayırmacılık Kuzey Kıbrıs’taki seçim sistemiyle ilgili olduğunu söylemek ne derece doğrudur? Cumhuriyet Meclisinin nasıl bir seçim sistemi ile oluştuğuna bakmamız gerekmektedir. Milletvekilliği seçimlerinde her ilçe genel olarak bir seçim bölgesi olarak tanımlanmıştır. Bir milletvekilinin çok az sayıda seçmenin oyuyla seçilebiliyor olması coğrafi ve demografik açıdan küçük olan bir ülkede, siyasal rekabetin, küçük bir çevre içerisinde, yakın kişisel ve ailevi ilişkiler üzerinden şekillenmesine yol açan bu “bölge” anlayışının, yıllar içerisinde, KKTC siyasal kültüründe, partisinin Meclis’te çoğunluğu sağlayıp hükümet olması durumunda kamuda istihdam vaat eden bir siyaset yapma biçiminin oluşmasına katkı sağladığı düşünülmektedir. Yeni düzenleme daha önce tartışılan seçim sisteminin bölgeciliği kısmen ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmiş ve Kuzey Kıbrıs sınırlarının tümünü kapsayacak tek bir seçim bölgesi oluşturulması kısmen sağlamıştır. Fakat söz konusu düzenleme gerek oyların yanlış kullanılması, gerekse tercihli olmasından dolayı gerekli şekilde seçim sistemini iyileştirmemiştir. Ülkede yaşanan sosyal ve siyasal sorunlara D'Hondt seçim sisteminin neden olup olmadığı tartışılmaktadır. Bu sistem yerine çoğunlukçu ve seçim çevrelerinde tek sandalye (Dar bölge) ya da eşit sayıda birden fazla sandalye seçimine dayalı yöntem (Daraltılmış Bölge) arayışları söz konusudur.
***
Seçim sistemi tartışmaları, her zaman baş sırada olmasa da, ülke gündemindeki yerini korumuştur. Karma sistemini ve dar seçim bölgesini öneren çeşitli tartışmalar da vardır. Seçim reformu konusunda önerilebilecek elbette farklı modeller var: mevcut sistemin nisbilik derecesini arttırmak veya azaltmak ve benzer partilerin seçimlerde işbirliğini teşvik edecek bir çoğunluk sistemini (dar bölge/daraltılmış bölge) benimsemek gibi. İkinci öneri Kıbrıs Türk siyasi kültürüne pek de uygun görünmüyor. Ancak seçim sistemini daha orantılı hale getirirken ne ölçüde ileri gidileceğinin, tam bir orantılılık sağlayan aşırı bir Nispi Temsiliyetin mi, yoksa büyük partileri öne çıkaran ılımlı bir Nispi Temsiliyetin mi benimseneceğinin kararlaştırılması gerekir. Aşırı Nispi temsil tercih ediliyorsa, barajı kaldırmak, bütün ülkeyi tek bir seçim çevresi olarak kabul etmek ya da mevcut seçim çevrelerini büyütmek, milletvekilliklerini Sainte-Lague veya Hare formüllerine göre dağıtmak gibi yöntemler uygulanabilir. Fakat bu model istikrar veya yönetebilirlik ilkesinden uzaklaşıp uyumsuz koalisyonlar deneyimini artırabilir. Nispi temsil sistemine yöneltilen eleştirilerden biri, bu sisteminin zorunlu olarak listeli uygulanmasından dolayı, listelerin belirlenmesinde seçmenin etkisinin olmaması ve bu suretle özellikle parti tarafından belirlenen kişiye oy vermek zorunda kalınmasıdır. Fakat bahsedilen eleştiri tercihli oy ve karma liste usulüyle birlikte nispi temsil ile anılan olumsuzluk büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Fakat ülkemizde liderin ön planda olduğu disiplinli siyasi parti yapısı ve seçmenin genel olarak parti ideolojisi doğrultusunda oy kullanma eğiliminde olduğundan, seçmenin aday listelerinin belirlenmesinde etkisinin sınırlı olacağını belirtmek gerekir. Tek Devredilebilir Oy (STV) modeli, "Barajlı D'Hondt" sistemine bir alternatif olarak düşünülebilinir. STV siyasi partilerden ziyade seçmenlerin eline daha fazla güç verir. Diğer oylama sistemlerinde siyasi partiler kimin seçileceğini daha kolay belirleyebilir. STV altında bazıları, seçilmiş bir temsilcinin seçmenlere karşı parti üstlerinden çok daha sorumlu olduğunu söyleyecektir. Seçmenler, seçim sonrası koalisyonların oluşumunu etkileyebilir ve sistem, partiler arasında karşılıklı tercih alışverişi yoluyla partiler arası uyum için teşvikler sağlayabilirler.
Dar bölgeli tek isimli basit çoğunluk sistemi nisbi temsil sistemi ile birlikte uygulanabilirlilik de bir alternatif olabilir. Almanya'da ve Rusya'da milletvekillerinin yarısı tek isimli, dar bölgeli ve tek turlu basit çoğunluk sistemi ile seçilirken, İtalya'da 1993’den beri senatörlerin ve milletvekillerinin 1/4’ü nisbi temsil, 3/4'ü çoğunluk sistemiyle seçilmektedir. Böylece her iki meclisin % 75’lik çoğunluğu dar bölge sistemi ile tek turlu olarak belirlenmektedir. Bu sistem çoğunluk ve nisbi temsil arasında dengeli bir kaynaştırma yapmakta ve seçmenlerin hem adaya hem de siyasi partiye oy vermesini gerçekleştirmektedir. Bu sistem, temsilde adalet, partilerin etkinliği ve adayın serbestliğini bağdaştırabilmektedir.
***
Donald Horowitz seçim sistemlerinin hedeflerine ilişkin 6 unsura değinir: Oy dağılımı ile sandalye dağılımı arasında oranlılık, hesap verebilirlik, istikrarlı hükümetlerin kurulması, halkın en çok istediği adayın seçilebilmesi, farklı etnik ve dini gruplar arasında uzlaşma yapılmasına imkân vermesi ile azınlıkların temsili. Bir ülkenin seçim sistemi tercihi, genellikle o ülkenin kendine özgü kültürel, sosyal, tarihi ve siyasi koşullarıyla paraleldir. Daha istikrarlı siyasi kültürlerde çoğunluk/çoğul oy kullanma yöntemlerin çalışma olasılığı daha yüksektir. Nispi temsilin geleneksel etnik, dilsel ve dinsel bölünmelere sahip toplumlarda veya sınıfsal ve ideolojik çatışmalar yaşayan toplumlarda bulunması daha olasıdır. Hesap verme/sorma kültürünün zayıf, partilerdeki lider egemenliği ve oligarşik yapıların hakim olduğu, uzlaşı ve bir arada yaşama kültürünün zayıf olduğu ülkelerde dar bölge sisteminin politik kutuplaşma, gerilim ve demokrasi açığını artırdığı görülmektedir. Kuzey Kıbrıs için bu unsurlar göz önünde bulundurulup alternatif seçim modeli düşünülmelidir.
Kaynaklar:
(1) Tosun, Tanju (2021) Seçim sistemleri hakkında bilmeniz gereken her şey https://fikirturu.com/toplum/secim-sistemleri-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey/
(2) Özkan, Abdullah (2007). Siyasal İletişim Stratejileri, İstanbul
(3) KKTC Devleti Fonksiyonel – Kurumsal Gözden Geçirme Çalışması, TEPAV Yayınları No: 67,2013.https://kei.gov.tr/storage/files/kktc-fonksiyonel-kurumsalanalizraporu6167fd5c0ac75.pdf
(4) Lijphart, Arendt, (1994). Electoral Systems and Party Systems, Oxford University Press.
(5) Horowitz, D. R. (2003) Electoral Systems and their goals: a primer for decision-makers https://aceproject.org/ero-en/topics/electoral-systems/E6ElectoralSystemsHorowitz.pdf