Seçim Sohbetleri
Tufan Erhürman, partili, partisiz her kesimin saygısını kazanmış takdir edilen bir siyasi kişilik ve adaylar arasında da, sadece bana göre değil, birçok kişiye göre, her yönüyle açık ara diğer adayların önüne geçen bir lider olduğunu kanıtlamıştır.
Malumunuz, ülkemiz Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin havasına ağır ağır da olsa girmeye başladı. Sn Erhürman’ın adaylığını açıklamasının ardından diğer partiler de adaylarını halka duyurdular. Bu gelişmelerle birlikte, her zaman olduğu gibi, taraflı, tarafsız anketler de yayınlanmaya başladı. Dolayısıyla gerek basının gerekse vatandaşın günlük tartışmalarının gündeminde büyük ölçüde Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve adayları hakkında yorumlar var.
Doğu Akdeniz Üniversitesinin kafeteryasında akademisyen arkadaşlarla kahve içip seçim sohbetlerinin karşı konulmaz çekiciliğine kapılarak çok keyifli sohbetler yapılır. Bildiğiniz gibi, benim adayım, daha önce buradaki köşemde de yazdığım üzere, Sn. Tufan Erhürman’dır. Hal böyle iken ve seçim sohbetlerimize her türlü seçim haberi, algı yönlendirmesi, dedikodu vs. konu olurken, lâf Cumhuriyetçi Türk Partisine geldiğinde, arkadaşlar benden bir açıklama veya görüş beklentisi içerisine girerler.
Geçenlerde, böyle bir seçim sohbetinde, bana hiç beklemediğim bir soru geldi. Bir arkadaşım bana “az da olsa bir kesim CTP’linin Tufan Erhürman’ı desteklemeyeceği yönünde anket saptamaları var, ne dersin?” diye bir soru yöneltti. Ben de, bu tip saptamaları kesinlikle manipülatif bulduğumu ve böyle bir olasılığın herhangi bir mantığa dayandırılamayacağı cevabını verdim.
Bu cevabımda samimiydim. Çünkü durup düşündüğümde, Cumhuriyetçi Türk parti içerisindeki en güçlü adayı ile seçimlere giriyor. Üstelik bu aday Partinin de Genel Başkanı. Yani üyelerin de en fazla benimsediği, kendilerine başkan olarak yakıştırdığı ve seçtiği bir kişi. Bunların yanısıra, bu adayın insani vasıfları de çok üst düzeyde olup, her CTP’linin göğsüne gere gere propagandasını yapabileceği, onunla övünebileceği bir adaydır Tufan Erhürman. Partili olmayanlar tabii ki farklı düşünebilirler ve buna da sonsuz saygım vardır. Ancak ben, CTP partilileri arasında hiçbir akıl zeminine dayandırılamayacak böyle bir tavrı olası görmüyorum. Çocukluğumuzda sıkça söylenen bir lafımız vardı ki, amiyane bir tabir olmakla birlikte hala söylemekten çekinmeyiz. Tam da yeri gelmişken söylemeden geçemeyeceğim: “akıl var mantık var!”.
Bir de basından takip ettiğim kadarıyla bir şekilde Tufan Erhürman’a olduğundan çok farklı haksız konumlandırmalar yapma çabasında olanlar var. Bunu hangi motivasyonla yaptıklarının takdirini eminim okuyorsanız sizler yapmaktasınız. Tufan Erhürman’ı bilen, tanıyan kimse bu tip asılsız algı yaratma gayretlerine itibar etmez. Tufan Erhürman’ın söylemleri ve geçmişte yaptıkları nettir. Tufan Erhürman Federal Çözümün her daim arkasında durmuş, umut bekçiliğini yapmış ve başkaları gibi zaman zaman farklı söylemlerde bulunmamıştır. Federal Çözümden hiçbir zaman vazgeçmeyen tek adaydır. Kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomik model söylemi yine onun geliştirdiği ve inançla savunduğu bir vizyondur. Tufan Erhürman 15 aylık Başbakanlık görevi süresince Ekonomik krizlerden ülkesini geçirmesini bilmiş bunu yaparken de Türkiye Cumhuriyeti’nden mali yardımı alamamış bir Başbakandır. Bundan şikâyet etmemiş Ankara’nın yollarını aşındırmak yerine, ekipleriyle birlikte çok çalışarak kendi kendine ekonomik önlemler paketi hazırlayıp uygulamıştır. Bu sayede, ülkemizde yaşanması kaçınılmaz ekonomik darboğazları asgari seviyede tutmayı başarmış bir Başbakan olmuştur. Öte yandan, Başbakanlığının hangi pazarlıkların ve oyunların ardından sona erdiği de yine herkesin bildiği bir mevzudur.
Sonuç olarak, Tufan Erhürman, partili, partisiz her kesimin saygısını kazanmış takdir edilen bir siyasi kişilik ve adaylar arasında da, sadece bana göre değil, birçok kişiye göre, her yönüyle açık ara diğer adayların önüne geçen bir lider olduğunu kanıtlamıştır. CTP sempatizanları ise, kim ne derse desin, inancım odur ki, tek yumruk olarak adayımız ve Genel Başkanımız Tufan Erhürman’ın arkasındadır. Bunu ilerleyen günlerde daha da net bir şekilde göreceğimizden eminim.
Başbakanlığı döneminde, kendisiyle 15 aylık bir süre, gece, gündüz kader paylaşmış birisi olarak söylerim: Tufan Erhürman’ın kalemi de, yüreği de Kıbrıs Türk halkının refahını ve barışını yazar, onları söyler ve onlar için atar.
Büyük üstad Nazım Hikmet’in dediği gibi gerisi “Lafügüzaf”.