Seçimden sonra 5’li konferans
BM Genel Sekreteri Guterres BM 75 inci genel kurul çalışmaları öncesi düzenlediği basın toplantısında “diplomatik girişimlere başlamadan önce Kıbrıs’ın kuzeyindeki seçimleri beklememiz gerektiği konusunda fikir birliği vardı. Seçimler olur olmaz garantörler ve iki tarafın yer aldığı 5 kilit aktörle siyasi süreci yeniden başlatmayı planlıyorum” dedi.
Guterres’in bu açıklaması sürpriz değil. Guterres Nisan seçimleri öncesi Berlin’de iki liderle buluşmuş ve kuzeydeki cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından 5’li zirve çağrısı yapacağını açıklamıştı.
BM’nin 5’li zirve çağrısına 3 garantör ve Kıbrıslı Türklerle, Rumlar olumsuz yanıt verebilir mi?
Hayır.
Bu zirvede konuşulacak çözüm modeli ne olacak?
Elbette bugüne kadar ne konuşulduysa o konuşulacak. Yani Federal çözüm konuşulacak.
Masaya alternatif çözümler koyacaklarını ve federal çözüm görüşmeyeceklerini söyleyenlerden herhangi biri yanlışlıkla seçilirse ne yapacak?
Tıpış tıpış 5’li zirvenin yolunu tutacak ve masaya oturarak Federal çözümü görüşecek.
Nereden mi biliyorum.
UBP’nin Kıbrıs sorunu ile ilgili milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu dün BRT’de yayınlanan bir TV programında “müzakere sürecinde federasyon görüşmesi olacaksa belli bir takvim ve süre sınırı olması gerekir” dedi.
Yani masaya alternatif çözümler değil Federal çözüm için oturulacak.
Doğu Akdeniz’de sular iyice ısındı. Türkiye ile Yunanistan bir kez daha sıcak savaşın eşiğine geldi. Gerilim hala sürüyor.
Yunanistan ve Rum tarafı bu süreçte yalnız olmamaya çok ama çok önem verdiler ve başardılar. Hem AB, hem ABD, hem de Rusya’yı yanlarına almayı başardılar. İsrail, Mısır ve Fransa ise doğrudan destek veriyor.
Peki bu sorun nasıl aşılacak?
Anahtar nerede?
Doğu Akdeniz’deki gerilimin anahtarı Kıbrıs sorunudur. Kıbrıs sorunu çözülmeden Doğu Akdeniz’de sular durulmaz.
Çünkü bu sularda bulunan doğal zenginliklerden Doğu Akdeniz’e sınırı olan bütün ülkelerin ortaklaşa yararlanması gerekir. Hiçbir ülke, hiçbir halk bu zenginliklerden mahrum bırakılamaz.
Bunun için bütün taraflar bir araya gelmeli ve uzlaşmalıdır. 21 inci yüzyılda sorunlar güçle çözülmez. Diplomasi ile çözülür. Karşılıklı müzakere edilerek çözülür.
Siz kendi dış politika yanlışlarınız nedeniyle bütün komşularınızla kavgalı oldunuz. Bunun sonucunda yalnız kaldınız. Yalnızlığınızı örtmek için de güç gösterisi yapıyorsunuz. Ama bu sizi daha da yalnızlaştırıyor.
Türkiye bu politikayı süratle terketmeli ve herkesle, özellikle komşularıyla diyalog ve işbirliği siyasetini öne çıkarmalıdır. Ama bu yetmez. Kıbrıs sorununun çözümüne de destek vermelidir.
Elbette kıbrıs sorununun çözümü için sadece Türkiye’nin değil, bütün tarafların destek vermesi gerekir.
Bunun için koşullar uygundur. Doğu Akdeniz’de bulunan doğal gazın pazara ulaştırılmasının en ekonomik yolu boru hattının Türkiye üzerinden gitmesidir. Bunu konu ile ilgili herkes biliyor.
En büyük doğal gaz kaynakları bulan İsrail ve Mısır ile Rumlar da biliyor. Daha da önemlisi bu kaynakları çıkaracak olan Exon Mobil, Eni ve Total gibi uluslararası şirketler de biliyor. Bu şirketler ABD, İtalyan ve Fransız şirketleridir. Yani bu ülkeler de hangi yolun daha ekonomik ve daha kısa zamanda ulaşılabilir olduğunu biliyorlar.
Bu yolun açılmasının anahtarı da Kıbrıs sorununun çözümüdür. Bu sorun çözülmeden bu bölgedeki bütün herşey kilitlidir.
Kilidin açılması bütün tarafları rahatlatacak. Bölgeye işbirliği. Huzur ve zenginlik getirecek.