“Seçime gitsek,barajı geçemezdi”
“Yolsuzluk” ve “rüşvet” iddiaları ile anılan eski Başbakan ve eski UBP Genel Başkanı, UBP Lefkoşa Milletvekili Hüseyin Özgürgün, UBP-HP Hükümeti’nin 15 ay önce kararlaştırılmış olduğunu söyledi
Mert ÖZDAĞ
“Yolsuzluk” ve “rüşvet” iddiaları ile anılan eski Başbakan ve eski UBP Genel Başkanı, UBP Lefkoşa Milletvekili Hüseyin Özgürgün, UBP-HP Hükümeti’nin 15 ay önce kararlaştırılmış olduğunu söyledi, “UBP seçime gitmeliydi. Seçime gitsek Özersay’ın partisi barajı geçemezdi” dedi.
YENİDÜZEN’e konuşan Özgürgün, siyasete dair çok sert açıklamalar yaptı, HP lideri Kudret Özersay’a yönelik ciddi eleştiriler getirdi. “Yolsuzluk” iddialarının “gündemden ibaret” olduğunu iddia eden Özgürgün “Kudret Özersay’ın polisin içerisinde bazı adamları var. O polislerin vasıtası ile kendine yakın 3 gazeteye haber yaydı” dedi. Özersay’ın kendisi üzerinden siyaset yürüterek gündemde kalmaya çalıştığını söyleyen Özgürgün, Özersay’ı UBP içinde dizayn çalışması yürütmekle suçladı. Özgürgün “UBP içinde dizayna çalıştı. CTP, TDP ve DP’yi de kullandı… Bu olayda bizim içimizde (UBP içinde) işbirlikçiler var mı yok mu soruşturmak gerekiyor” diye konuştu.
“Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay’a da ilettim; ‘Sayın Meclis Başkanı, ne gelirse, hemen derhal işlemi yapın ve dokunulmazlığımı kaldırın.’
İşte Özgürgün ile yaptığımız RÖPORTAJIN TAM METNİ:
- Sizin de sosyal medyada bahsettiğiniz üzere birkaç haber çıktı bugün bazı gazetelerde… Nedir durum ? “Yolsuzluk” iddialarıyla ilgili uzun süredir konuşuluyor…
- Hüseyin Özgürgün: Ben de de sizin gibi 15 aydır bekliyorum. Kudret Bey, çıkar her defasında “o yolsuzluk dosyası geldi, bu yolsuzluk dosyası geliyor” diye açıklama yapıyor. Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay’a da ilettim; “Sayın Meclis Başkanı, ne gelirse, hemen derhal işlemi yapın ve dokunulmazlığımı kaldırın”… Ben mahkemeye gitmek ve bunlarla hesaplaşmak istiyorum. Teberrüken Bey bana dedi ki; “Benim elimde bir şey yok”… Bir tek şey var. Daha önce çıktı; İnci Hanım’ın evi ile arabası, ki evlilikten önce edinilmiştir, ben seçimden sonra evlendiğim için onları yazmamıştık (mal beyanına). Biz 18 Ocak’ta evlendik, seçim 7 Ocak’ta oldu. Seçim gününe kadar olan mal varlığımı ben yazdım.
“Ben de de sizin gibi 15 aydır bekliyorum. Kudret Bey, çıkar her defasında “o yolsuzluk dosyası geldi, bu yolsuzluk dosyası geliyor” diye açıklama yapıyor”
- “Mal beyanı ile ilgili eksiklik” diye sözü edilen bu değil mi?
- Hüseyin Özgürgün: Evet, meclise gelen bu… Teberrüken Bey ile de konuşursanız zaten doğrulayacak… Bunu Meclis Başkanı’na da aynen söyledim, eğer yolsuzluk dedikleri bu ise, yani benim eşimin evi ve arabası ise dokunulmazlığımı kaldırın ben de mahkemeye gidip anlatayım. Eşimin arabası ve evi gizli bir şey mi? Ama sonuçta bunun dışında bir şey gelmedi. 15 aydır bekliyorum, başka bir şey var mı diye… Başbakanlık yapmış biriyim. “Yolsuzluk” denilen şey Başbakan’a ulaşana kadar daha kaç yerlerden geçer? Başbakan’ın öyle bir şansı yok. En tepedeki adamın yolsuzluk yapması mümkün değil.
- Sayın Başkan “yolsuzluk” icra ile ilgili kelimedir. Size yönetilen aslında daha açık söylemek gerekirse rüşvet suçlamasıdır. Rüşvet aldınız mı?
- Hüseyin Özgürgün: Evet haklısınız, esas iddia etmeye çalıştıkları benim rüşvet aldığımdır. Ben rüşveti nasıl aldım? Kimden aldım? Nereden aldım? Hep bunları soruşturdular… 15 aydır bunu soruşturuyorlar. 15 aydır polis soruşturmadık bir nokta bırakmadı. O kadar çok soruşturuldu ki… Benim evimde dülgere yaptırdığım işler bile soruldu. Evimde küçük bir iş yaptırdığım dülgere bile polis gitti! Düşünebiliyor musunuz? Ben de diyorum ki, polise gidin yapın, bulun. Ben de bir şey bulursanız gideyim mahkemede kendimi savunayım. Bu işin suçlanması süreci yargıcın vereceği kararla olur. Dokunulmazlık kalkarsa bile bu “sen suçlusun” anlamına gelmez. Dokunulmazlık kalkar, yargılamaya imkan verilsin diye… Daha henüz o süreçlere bile gelmeden Kudret Özersay giden gelen dosyalarsan bahsediyor.
“Ne ise gereken yargılama süreci yapılsın, ama eğer yoksa da, o ilgili arkadaşa ‘sus, konuşma’ diyorum”
- Somut olarak size iletilen bir suçlama var mı?
- Hüseyin Özgürgün: Ben rüşvet almışsam ve somut bir iddia vardır, derhal istifa edeceğimi defalarca söyledim. Eğer öyle bir şey varsa, bütün politik hayatımı noktalayacağım hatta bu güne kadar politikada hiç yokmuşum gibi davranacağım. Ne ise gereken yargılama süreci yapılsın, ama eğer yoksa da, o ilgili arkadaşa “sus, konuşma” diyorum.
Dün ben bir açıklama yaptım ve güvenoyu vermeyeceğimi duyurdum. Dikkat edin bu açıklamamım arkasına 3 gazetede haber çıktı, “yolsuzluk dosyaları ilerliyor” gibisinden… Kudret Özersay’ın polisin içerisinde bazı adamları var. O polislerin vasıtası ile kendine yakın 3 gazeteye haber yaydı. Ve o gazeteler de başlık attılar, ben bu dosyalar olduğu için açıklama yapmışım, o yüzden güvenoyu vermeyecekmişim gibi lanse ettiler olayı… Ben senin ülkeye verdiğin zararı eleştiriyorum. Ben senin 15 ayda yaptığın yanlışları eleştiriyorum. Ben senin ortaklarına kazık atmanı eleştiriyorum. Ben senin UBP ile hükümet kurmam deyip UBP ile hükümet kurmanı eleştiriyorum. Ben senin DP ile kurmam deyip, onunla da hükümet kurmanı eleştiriyorum. Ben senin siyasete girmem deyip girmeni, parti kurmam deyip parti kurmanı eleştiriyorum. Ben senin her söylediğinin yalan olduğunu eleştiriyorum. Senin hiçbir tutarlı tarafın yok. Ben bunları eleştiriyorum. Ben demiyorum ki; “Kudret Özersay hırsızdır”… Ben öyle belden aşağıya vurmam, hırsız da olabilir, bilmem. Onu yargı çıkar, kararını verir, bunu ben söyleyemem. Kendisi gibi davranmam…
“E yahu sen kimsin, necisin? Bunlarla nereye kadar gideceksin? Hep yalan dolan. Ben kendisine diyorum ki; varsa bir şey çıkarınız! Mahkeme kurulsun, avukatlar gelsin, herkes iddiasını koysun ortaya, varsa bir hatamız, gider cezamızı çekeriz. Benim korkum yok”
- Sizin üzerinizden bir “siyasi başarı hikayesi” yazılıp oynandığını düşünüyor musunuz?
- Hüseyin Özgürgün: Aynen olan budur. Her defasında farkındaysanız benim üzerimden bir çıkış bulmaya çalışır. Benim üzerinden yürütülen bir siyaset var doğrudur. “Dosya geldi, geliyor, sözümüzü tuttuk, tutacağız”. Yolsuzluk dosyaları, şunlar bunlar… 15 aydır ben de bekliyorum ne olacak diye… E yahu sen kimsin, necisin? Bunlarla nereye kadar gideceksin? Hep yalan dolan. Kendisine diyorum ki; varsa bir şey çıkarınız! Mahkeme kurulsun, avukatlar gelsin, herkes iddiasını koysun ortaya, varsa bir hatamız, gider cezamızı çekeriz. Benim korkum yok. Çekincem yok. Beni rahatsız eden ortada hiçbir şey yokken bunların konuşuluyor olmasıdır. Eğer yargı aşamasında ise zaten konuşulmaz, yargılama yapılır. Ama şimdi yargı yok, sadece konuşma var, dosya geldi, geliyor, gitti gidiyor. Bunun her yaptığı hatalı ve yanlış. Bunların üzerinden siyaset yapıyor, bunların üzerinden gündemde kalmaya çalışıyor. Aldığım duyumlara göre benim Cumhurbaşkanı adayı olmamdan korkuyormuş. Daha önce ben Dışişleri Bakanı iken kendisine aksi davranmışım. Neler neler duyuyorum… Alakam yok, haberim yok.
- Size göre Kudret Özersay 4’lü hükümeti neden bozdu?
- Hüseyin Özgürgün: 15 ay önce sandıktan bir netice çıktı. O neticeye göre UBP ile hükümet kurması gerekiyordu. Benimle ilgili olan şahsi meselesini siyasetinin merkezine çekerek UBP ile koalisyon kurmadı. Buna itiraz etmedik. İstediği ile kurabilir. Buna sözüm olamaz. Ama şuna itirazım ve eleştirim var; UBP içinde dizayna çalıştı. CTP, TDP ve DP’yi de kullanarak bu 15 ayda UBP içinde bir dizayn bir değişiklik operasyonunu organize etti. Bu olayda bizim (UBP) içimizde işbirlikçiler var mı yok mu soruşturmak gerekiyor. “UBP’de Özgürgün gitsin, UBP ile hükümet kuralım” tezini işlediler 15 ayda… Farkında iseniz 4’lü hükümet devam ederken bunu her yerde işledi. Bu sürecin sonucunda Ersin Bey kurultayda başkan seçildi. Özgürgün gitsin, UBP ile kuralım sözünü vermişti belli yerlere…
“(UBP-HP)15 ay evvelden anlaşmalıydı. En sonunda bir bahane bulup hükümeti bozdu. Ortaklarına maalesef kazık attı”
“(UBP-HP) 15 ay evvelden anlaşmalıydı”
- Özersay’ın Ersin Tatar’a “Özgürgün gitsin sizinle hükümet kuracağım” sözünü verdiğini mi düşünüyorsunuz? Bu hükümet daha önceden anlaşmalı mıydı yani?
- Hüseyin Özgürgün: Evet tabii ki… 15 ay evvelden anlaşmalıydı. 4’lü hükümeti kurarken çıktı ve dedi ki “Ben Özgürgün ile hükümet kurmam” … Benim isimim özelinde yorumladı siyaseti. Hiçbir toplumsal bir kaygı ya da söz ortaya koymadan yaptı bunları… Peki Özgürgün olmayabilir, benim için sorun değil. Politikada kalayım diye de öldürünmedim. Ben başkanlığı devrettikten sonra da Ersin Tatar’a verdiği sözünü tutmak için uğraştı. Her 10 günde bir bizim taraftan da (UBP’den de) salvo gitti, “Hani sen bozacaktın 4’lüyü” diye… Bu da ne yaptı, bu söz altında ezildi ve bir şeyler yapmak zorundaydı. En sonunda bir bahane bulup bir hükümeti bozdu. Ortaklarına maalesef kazık attı.
- Sizce UBP’nin HP ile hükümet kurması UBP için doğru bir karar mıydı?
- Hüseyin Özgürgün: Ben net olarak görüşümü genel başkana da parti meclisine de söyledim. Bence erken seçime gidilmeliydi. En doğrusu buydu. 4’lü hükümet denemesi son alternatifti. Özersay ortaklarına kazık atıp kurtulacağını sanıyor. Biz de onu kurtarmak için bir el attık. Seçime gitsek Özersay’ın partisi barajı geçmekte zorlanırdı, ya da barajı geçemezdi. Kendini çok açıkgöz sanıyor, ancak halkın gözünde itibarı yerlerdedir. Keşke seçime gitseydik. Ben partiye bunu önerdim, o zaman Özersay baraj altı kalacaktı.
“Kudret Özersay UBP’ye zarar verecek bir ortaktır”
- Siz son seçimden birinci çıkan partinin o dönemdeki başkanıydınız. Yani seçimi kazanan partinin başkanıydınız. Şimdi sizin bu “yanlıştır” dediğiniz tespitlerinize UBP içinden destek var mı? Yoksa UBP’liler sizin bu çıkışlarınızı desteklemiyor mu? Yalnız mısınız? UBP topyekûn HP ile hükümetin doğru bir karar olduğunu kabul etmiyor değil mi?
- Hüseyin Özgürgün: UBP tabanının son 2 günde bana verdiği destekten gözlerim yaşardı. Bunu samimiyetle söylüyorum. İnanılmaz bir destek görüyorum. Çünkü haklıyım. 21 yıllık siyasi hayatımda en ufak bir sorun çıkmadı. Partimin tabanından böylesi bir şekilde kucaklanmak hoşuma gitti. Siyasi bir beklentim yok. Kudret Özersay UBP’ye zarar verecek bir ortaktır. Ve bu yolun doğrusu erken seçimdir dediğimde UBP’lilerden çok büyük destek olduğunu görüyorum. Tabii ki iktidarda olalım diye talepte bulunanlar vardır, iktidarda olma isteğini de haksız bulmuyorum ama uzun vadede erken seçim bizim için daha kazançlı olacaktı. Ben 21 milletvekili ve % 36 oyla seçimden galibiyetle çıkmış bir UBP lideriydim. Ersin Bey de seçimden galibiyetle çıkmış çok güçlü bir lider olabilirdi. Artı Kudret Özersay sıfırlanırdı. Seçimin sonucu bu olurdu. Ben bunları bir şey bekleyerek söylemiyorum. Bu güçle yürüyeceğim. Kudret Bey UBP’yi dizayn edeceğini, UBP’ye istediği şekli vereceğini sanmasın. Buna fırsat vermeyeceğiz.
- Aslında aktif siyaseti bıraktım dediniz ama bu konuşmalarınız da siyaseti bırakmışsınız gibi görünmüyor, en azından UBP için… “Mücadelemi sürdüreceğim” dediniz, bu mücadeleden kasıt UBP içerisinde bir mücadeledir?
- Hüseyin Özgürgün: Hayır. Ben hiçbir makam ve terfi talebim olmadı. Siyasetin zirvesini Başbakanlık olarak görüyorum, Cumhurbaşkanlığı değil… Çünkü Başbakanlıktır siyasetin zirvesi. Cumhurbaşkanlığı tamamen farklı bir şey. Cumhurbaşkanlığı tarafsız olmalı ve Kıbrıs sorunu açısından bir nevi görüşmeciliktir. Tüm toplumu temsil eden bir konumda olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı daha farklı bir alan. Ben Başbakanlık’tan sonra siyasetten başka bir şey beklemiyorum. Yani siyaset benim için Başbakanlık’ta sona erdi. Cumhurbaşkanlığı toplumun bütününü kucaklayabilen siyaset üstü bir makamdır. Siyaseten Başbakanlık’ta, zirvede bıraktım. Bu gündemin de daha sonra konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Şunu da söyleyeyim kendim için; % 36 UBP oyu ile Cumhurbaşkanı olamazsınız. % 20 CTP oyu ile de olamazsınız. Ama ikisinin toplamı ile olursunuz. Dolayısıyla bu seçim, her kesimi kucaklayabilecek adayların başarılı olabileceği bir seçimdir.
- Sizce Kudret Özersay’ın böyle bir hedefi var mı?
- Hüseyin Özgürgün: Kudret Bey’in hiçbir şansı yoktur. Kudret Bey toplumun hiçbir tarafını kucaklayamaz. İsim de vereyim; ne CTP tarafını ne de UBP tarafını… Kucaklayamaz. Kudret Bey bu seçimde % 5’i geçerse ben siyaseti bırakırım, bir daha da ağzıma almam.
“Polis inanılmaz bir inceleme yaptı. Bütün gelmişimi geçmişimi araştırdılar. Zenginleşme derken neyi kastediyorlar?”
“Getirsinler meclise, dokunulmazlığım kalksın, her şey ortaya çıksın”
- Hüseyin Özgürgün: Özetle bana ne polisten, ne savcılıktan ne de herhangi bir yerden en ufak bir tebliğ yoktur. Bu gerek Savcılık’tan, gerekse Meclis Başkanlığı’ndan kontrol edilebilir. Bugün (dün) söz konusu yayını yapan gazetelerle ilgili gerekli hukuki girişim yapıldı. Yalan haber yaptılar. Nasıl sızdırıldığını da biliyorum. Bir şey varsa korkum yoktur. Getirsinler meclise, dokunulmazlığım kalksın, her şey ortaya çıksın.
- Özersay “yaşadığı ani zenginleşmeyi ve servetini izah edemeyen biri” dedi sizin için…
- Hüseyin Özgürgün: Bütün mal beyanlarım ortada. Bütün malvarlığım da ortada. 1998’den beri 6 defa bildirim yapmışım. Hepsine de baktılar. Tek tek incelediler. Polis inanılmaz bir inceleme yaptı. Bütün gelmişimi geçmişimi araştırdılar. Zenginleşme derken neyi kastediyorlar?
“Savcılık’tan gelmeden kimse dokunulmazlık kaldırmaz. Ben diyorum ki Savcılık’tan gelsin, kaldırılsın. Eğer ağır cezalık bir durum varsa, kaldırın beni gerekirse tutuklayın diyorum”
- Siz açıksınız dokunulmazlığın kaldırılmasına değil mi? Beni yargılayın diyorsunuz…
- Hüseyin Özgürgün: Kesinlikle… Savcılık gönderir ithamı, Meclis de devreye koyar. Savcılık’tan gelmeden kimse dokunulmazlık kaldırmaz. Ben diyorum ki Savcılık’tan gelsin, kaldırılsın. Eğer ağır cezalık bir durum varsa, kaldırın, beni gerekirse tutuklayın diyorum. Bu güne kadar hiç böyle bir şey gelmedi. Varsa hiç çekinmesinler. Hodri meydan…