Nisan’daki Cumhurbaşkanlığı seçimini bir aday kazanacak.
Diğerleri kaybedecek.
Bu ikinci turda olacak.
İlk turdan bu seçim bitmeyecek.
İkinci tura kalan adaylardan biri, galip gelecek ve Saray’a çıkacak.
Yani seçimi O kazanacak.
Seçimi kim kazanacak sorusunun yanıtı bu…
‘O’nun kim olduğunu sormayın, bilmiyorum.
Şimdilik ‘O’ da kendini bilmiyor çünkü!...

**

Seçim dönemleri keskin olur.
Eskiden çok daha keskindi mücadele…
İmkanlar, seçmene erişim, üslup, yöntem bambaşkaydı.
Muktedir olanlar ve derin ilişkilere sahipler avantaj sahibiydi.
Arkalarında elçi, kolordu, Ankara vs vardı.
‘Müdahaleli seçimler cehennemi’ gibiydi burası!..
‘Teşkilat’ idaresinden kurtulmak epey uzun sürdü bu coğrafyada…
Çok değil, son 10-12 yılda değişti bazı dengeler, biraz da Türkiye’deki güçler dengesinin bozulmasıyla…
‘Rumcular’, ‘vatan hainleri’ edebiyatı pek işe yarardı o devirlerde…
Şimdi azaldı etkisi, tamamen bitmese de…

**

Adaylardan biri kazanacak bu seçimi…
Ama kim?
Kim, neden kazanmalı seçimi?
Seçmen buna odaklanmalı asıl…
Ne diye seçiyoruz biz bir Reis-i Cumhur?
Saray’da biri otursun diye mi?
Silihtar boş kalmasın, ele güne ayıp olmasın diye mi?
Değil tabii…
Bu toplumu geçmişin karanlık kabusundan kurtarıp geleceğin aydınlık ufuklarına taşımak için bence…
Düne saplanıp kalmış, 50 yıldır 50 kelimede sıkışıp kalmışın değil, bugünü algılayan ve yarını duyumsayanın oturması lazım Kaptan köşküne…
Yeni sulara erebilmek için…

**

Seçimi O kazanacak.
Bu kesin!
Diğerleri kaybedecek, aday olanlar.
Toplum ne kaybedecek ya da kazanacak, mühim olan bu…
Yoksa seçimin ertesi sabahı dünya dönecek yine, acısıyla tatlısıyla yaşam devam  edecek bütün güzellik ve çirkinlikleriyle…
Kuşku yok, Hitler’in Nasyonal Sosyalist Partisi de seçildiği gecenin sabahı güneş yine doğudan doğmuş, akşam batıdan kaybolmuştu Almanya’da da…
Kadınların ‘ikinci sınıf’ olduğu, her gün kellelerin vurulduğu Suudi Arabistan’da da dört mevsim vardır, bir yıla sığan…
Pinochet kurşuna dizerken Victor Jara’yı ve aynı stadyuma topladığı devrimcileri, Şili’de o gece mehtap vardı gökyüzünde, yarım ay veya…

**

Nisan’da seçimi O kazanacak, belli…
Kendisi de bilmiyor bunu henüz…
Kaybedenler olacak her seçimde olduğu gibi…
Toplum kaybetmesin bir tek…
‘Kaybolan yıllar’ geri gelmeyecek bir daha, asla…
Çok ‘kaybı’mız var bizim…
Yitirdiğimiz geçmiş değil yalnızca, geleceğimiz de öyle…
Bugün, dün için gelecekti.
Geldi, baktık, yitmiş!
Şimdi yarın var, tek umut…
Onu da yitirmek olası…
Yahut kazanmak!
O kazanmalı işte…