1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Seçimin sağı, solu…
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Seçimin sağı, solu…

A+A-

SANDIK ÖNCESİ DÜŞÜNCELER, HESAPLAR…

 

Erken seçim…
Ocak 2018 seçimi… Çok da uzakta değil…
Uzun süredir  'kimler aday olacak' ekseninde bir tartışma yaşadık, şimdi aday belli…
Özellikle sağda bir panik var. Çünkü sağ taban son yıllardaki en kaygan dönemini yaşıyor.
Rauf Denktaş etrafında kilitlenen, zaman zaman UBP'ye yönelen 'milli dava' cephesi hem ‘dağınık’, hem de ciddi bir lider sorunu yaşıyor.
Uzun zamandır UBP'de dillendirilen “Eroğlu gitse de kurtulsak” fikri Eroğlu gitmesi ile bir boşluk doğurmuş, o belli…

İrsen Küçük dönemi ile ‘en şaşalı’ dönemini yaşayan 'anti-Eroğlu' fikri 2013 seçiminden sonra yeni bir evreye girmişti, hatırlayınız.
Eroğlu ve yandaşları UBP içinde yeniden örgütlenmeye başlasa da, bu durumdan rahatsız olanlar da az değil.
Buna benzer bir durum DP'de yaşanmıştı.
Eroğlu'nun adamlarını 'UG' şemsiyesi altında partisine katan Serdar Denktaş bu gruba Eroğlu'nun müdahalesini gizlemiyordu.
YENİDÜZEN ekibini kabulünde 'Bizim arkadaşlara telkini vardır' mealinde söylediği sözler bu durumu gizlemediğinin en açık ifadesiydi…
Evet, Denktaş ve gerçek DP'liler Derviş Eroğlu ve ekibinin partide at oynatmasından çok da mutlu değildi…

Ve şimdi olanlara bakınız, DP'yi bir araç olarak kullanan bu ekip, UBP'nin kapısında adaylık için bekliyor.
Son yerel seçimde gördük ki hem UBP'de, hem de DP'de seçime bizzat müdahil olan bu ekip, (Eroğlu ekibi) bazı bölgelerde başarı sağlasa da bazılarında tabanlarına sahip çıkamadı.
Örneğin Serdar Denktaş’ın “DP tabanı Lefkoşa’da Harmancı’ya oy verdi” sözü bir yere not edilmelidir.
UBP ve DP'nin 'sağ taban' diye isimlendirdiğimiz ve bu günlerde çok da ‘parçalı’ olan yapısı bir bütün olarak hareket etmekten çok uzak görünüyor.

Kendi bölünmüşlükleri bir yana dursun, HP ve YDP'nin de UBP-DP'yi kemiren durumu olayı daha da karmaşık hale getiriyor.
Bu tabanın liderliği  (UBP-DP yöneticileri) 2015 öncesinde 'milli dava' diyerek Derviş Eroğlu etrafında kilitlenmeyi başarmıştı.
Ancak bu kez sağ tabanın bütün hareket etme durumu yok!

Mehmet Ali Talat'ın Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde dillendirdiği “Sol aday kazanır”  sözünün de bu fikre dayandığını düşünüyorum.

Zira Cumhurbaşkanlığı'ndan beri sağın dağınık olduğu çok net bir gerçek…
Panik olması gereken sol değil, sağ a dostlar!

CTP, sancıları eğer hafifletmişse, bu seçimde en şanslı parti konumunda…
Olumlu yanları, artıları ile Tufan Erhürman dikkat çekiyor.

Meclisteki aktif duruş tam not alıyor.

Buna CTP’nin 'örgütlü gücünü' de eklersek…

Pek tabii bunlar biraz tahmin, biraz temenni…
TDP'de ise durum çok daha farklı…
Hala örgütsel durumunda bir düzenlemeye gidemedi.
Hatta başkanlık konusunda da sorunları var.

Zeki Çeler başkanlığa aday olacağını açıkladı geçtiğimiz günlerde…

Ancak kurultay seçim nedeniyle ertelenmiş.

Mehmet Harmancı ile umulan fırlama yerinde kaldı, TDP hem 'dernek' görüntüsünden henüz kurtulamadı, hem de TKP sancısı var olan soruna yeni bir sorun ekledi.

Son yerel seçimde Lefkoşa dışında varlık gösteremeyen parti Mağusa’da % 3’leri gördü, Girne’de seçimden sonra istifa eden adayı ile gündeme geldi.

Umarım bu durumu bir an önce atlatırlar.
Lefkoşa’da yukarıda anlattığım kaygan sağ tabanın desteğiyle seçim kazanan TDP değil, Mehmet Harmancı’ydı…
Peki Mustafa Akıncı kimden oy istedi, kimleri oyu ile seçimi kazandı?
CTP ve TDP tabanı…

İkisi yeterli miydi sizce seçimi kazanmak için? Bence yeterli değildi.

Geriye ne kalıyor peki?

Geriye yine ısrarla vurguladığım kaygan zemindeki sağ seçmen kalıyor.

Özetlemek gerekirse, son Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaderini yerinden pek de memnun olmayan sağ oylar belirledi, Akıncı sağdan kayan oylarla seçimi kazandı.

Hem sağ kendi içinde parçalandı hem de bir miktar 'sol' aday Akıncı'ya kaydı.

Ve o 'sağ' şimdi yine o parçalı yapısı ile yeniden seçmen karşısına çıkıyor.

UBP'si, DP'si, HP'si, YDP'si var sahnede şimdi…

Bu parçalanmışlık da genelde sola, özelde de solun en büyük partisi CTP'ye yarıyor.

Tıpkı, 2015'teki gibi…

Neler yaşanacak hep birlikte göreceğiz.

 


 

BÜTÜN BU DAĞILMANIN NEDENİ…

Sağdaki bölünme nerede başladı?

Eski seçimlerin sonuçlarının yeni döneme etkisini konuşmaya devam edelim…

Son yerel seçimden önce tahmin edilen 'büyük' senaryoda başarı sağlanmıştı, hatırlayınız!
Siyasetteki oyunun 'büyük ustası' Derviş Eroğlu son yerel seçimin kazananları arasındaydı, hiç kuşkusuz…
2015 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde DP’yi yerle bir etti, kendine muhtaç etti.
UBP’yi ise tam ortadan ikiye böldü, ortalık toz dumandı.
Her şey kontrol altındaydı…
Bütün ipler elindeydi…
Kimi yerlerde 'bağımsız' maskeli 'Eroğlu adayları' seçimi kazandı, kimilerinde ise UBP rozeti altındaki Eroğlu adayları…
Ancak Eroğlu son 5 senede UBP’yi öyle bir karıştırdı ki koskoca UBP, ada genelinde 5 belediye kazanabilmişti.
DP desen enkaz!..
Belediye sayısını 3’ten bire düşürmüştü.
Sağda bu hezimeti yaratan Eroğlu CTP’ye de “bağımsız” maskeli adaylarla saldırdı.
Tüm gücüyle sahaya inen dönemin Cumhurbaşkanı tam da istediği gibi bir sonuç çıkardı.
CTP 3 büyük kentte kaybetti, anayasaya hayır çıktı.

Kestiremediği bir şey vardı, bu parçalanmışlık kendisini de götürecekti!

Tam da öyle oldu, kendi kazdığı kuyuya kendisi de düştü.

Geçen bu süre zarfında sağ daha da parçalandı, bu büyük savaştan sol yaralarını sararak kurtuldu.

Şimdi o Eroğlu enkazında debelenen sağ yine paramparça!

Bu nedenle durum sağ için kritik!

Bunu da not edelim. Zira intikam sözleri, gruplaşmalar ve diğer etkenler hala yerinde…

 


 

BİR SEÇİM TESPİTİ…

Yerelden bak, genele git!

Son yerel seçim sonuçları incelerseniz, uzun yıllardır UBP'de ve DP’de var olan  Türkiye kökenli oyların CTP’ye kaydığını göreceksiniz.
Dipkarpaz, Erenköy, Mehmetçik, Büyükkonuk, İnönü, Esentepe ve Alayköy’de Türkiye kökenli vatandaşların oyu CTP’ye gitti.
Yani CTP çok uzun süredir dışlandığı çevreyle barıştı, kucaklaştı.
Bu 'sol' adına sevindirici bir gelişme… Bu durumun 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de ‘bağlayıcı-sonuç alıcı’ bir etki yaptığını düşünüyorum. Ve şimdi sırada ‘2018 Ocak’ seçimi var…  Şimdiden not etmek istedim.

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1899 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar