1. YAZARLAR

  2. Tümay Tuğyan

  3. Seçimler ve ‘Let’s do it’
Tümay Tuğyan

Tümay Tuğyan

Seçimler ve ‘Let’s do it’

A+A-

Sosyal medyada dün itibarıyla konu/fotoğraf dizini:
Çöp toplayan insanlar...
Seçim propagandası çerçevesinde profesyonel fotoğrafçılara poz veren adaylar...
Çöp toplayan insanlar...
Seçim propagandası çerçevesinde profesyonel fotoğrafçılara poz veren adaylar...
Yine çöp toplayan insanlar...
Yine seçim propagandası çerçevesinde profesyonel fotoğrafçılara poz veren adaylar...
Bu listeyi sayfalarca uzatabiliriz.
Ha bir de çöp toplarken poz veren bakanlar, vekiller, siyasetçiler...
Yaman bir çelişki değil mi?

***

Çevre Platformu’nun düzenlediği ‘Let’s do it’ kampanyası sayesinde somut bir biçimde bir kez daha gördük ki; pislik içerisinde yaşıyormuşuz.
Aksi halde her yandan kamyon kamyon çöp nasıl çıkabilir ki?
Ve üstelik, temizlikten esasen sorumlu olan birimlerin yeniden seçileceği güne yaklaşık 3 hafta gibi kısa bir süre kala...

***

Her tür medya, hatırı sayılır bir süredir belediye seçimlerine ilişkin gereksiz derecede abartili yayınlarca işgal edilmiş durumda.
Nereye baksanız bir belediye başkan adayının resmi, belediye meclis üyelerinin listesi, yapılanlar ya da yapılacağı iddia edilenlerin reklamı, siyasi partilerin yine her zaman olduğu gibi çuvalla para harcayarak reklam şirketlerine hazırlattığı türlü türlü malzeme…
Dünyanın bin bir köşesinde onca önemli gelişme yaşanırken ve zamanımızı çok daha önemli ve de ‘gerekli’ konularla ilgilenerek harcayabilecekken, biz fazlasıyla bu seçimle meşgulüz.
Ve hâl böyleyken; bunca reklam, bunca iddia ve aslında memleketin her bir köşesinden çıkan kamyon kamyon çöple beraber, tüm bu propagandanın aslında süslü bir makyajdan ibaret olduğunu trajikomik bir biçimde tecrübe ediyoruz.
Reklam şirketlerine harcanan çuvalla paranın binde bilmem kaçıyla belediye sınırları içerisindeki alanlar vaktinde temizlenmiş olsa, o belediyelerin başkanlarının ve bağlı oldukları siyasi partilerin yeniden seçilebilmek için belki de bunca para harcamasına, bunca reklam yapmasına bile gerek kalmayacak.
Ve hele ki devlet, her nevi çevre kirliliği yaratan unsurlar konusunda, örneğin elektrik santralleri, kanalizasyon atıkları, katı atık alanları, plansız kentleşme, doğada geri dönüşümü olmayan maddelerin tüketimi, radyoaktif atıklar, elektronik atıklar, yangınlar, zirai ilaçlar, sulak alanların (dere yataklarının, göl yataklarının…) üzerinde yükselen inşaatlar konusunda üzerine düşeni yapmıyorsa…
Bu tür çevre sorunları, çeşit türlü rantın gölgesinde unutulup gidiyorsa…
Takım elbisesini çıkarıp ‘günlük’ kıyafetini üzerine geçiren ve elinde çöp torbasıyla basına resim verip tebrik toplayan siyasetçinin toplum gözündeki itibarı da daha yüksek olacak.

***

Ve gelelim bir diğer önemli meseleye…
Bizim topladığımız o kamyonlar dolusu çöpü oldukları yerlere atanlar, uzaylılar(!) değildi maalesef, yine bizlerdik.
Bir bira şişesi, bir sigara izmariti, bir gazete kağıdı, bir cips paketi, bir karpuz kabuğu, bir meyve posası…
Kirletmemiş olsaydık, temizlemek zorunda kalmazdık.
Evimizdeyken tükettiğimiz benzeri ürünlerin artıklarını halının üzerine öylece atmadığımıza göre, doğaya da atmayalım.
Atmayalım ki bir dahaki Dünya Çevre Günü’nde, enerjimizi çöp toplamaya değil örneğin ağaç dikmeye harcayabilelim.

Bu yazı toplam 2360 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar