“Seçimlerden DP-UG’nin çıkaracağı çok ders var”
“DP-UG olarak almış olduğumuz sonuçtan bizim çıkaracağımız çok ders var. Bu seçimlerin sonucunda görülmüştür ki, iddialı olunan yerlerde aynı görüşü paylaşan iki siyasi partinin yarış halinde olması CTP’ye özellikle küçük yörelerde kazandırmıştır”
DP-UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy, partinin yapılanmasında çıkan tartışmaların ve aidiyet duygularının yerleşmemiş olmasının seçimlerde DP-UG’ye çok büyük zarar verdiğini belirtti
Ödül Aşık Ülker
DP-UG Genel Sekreteri Hasan Tacoy, yerel seçimlerin sonucundan DP-UG’nin çıkaracağı çok ders olduğunu söyleyerek, partinin yapılanmasında çıkan tartışmaların ve aidiyet duygularının yerleşmemiş olmasının seçimlerde partiye çok büyük zarar verdiğini belirtti.
DP-UG’de son dönemde yaşanan istifaları da değerlendiren Taçoy, “İstifaların sebebi parti içindeki huzursuzluğu bir o kadar daha artırmak... Partinin şeklinin değiştiğini, güvensizlik olduğunu iddia eden bir ekip var. ‘Partinin genel sekreteri UG’dendir, DPli değildir, onun için DP’ye zarar verecek pozisyonundadırlar’ anlamındaki tavırları aşılamaya çalışıyorlar. Bunu sürekli pompalıyorlar” diye konuştu.
Taçoy, DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş’a yönelik “DPlilere sahip çıkmıyor” eleştirilerine de yanıt vererek, şunları söyledi:
“Ben bir seçim geçirirken DP-UG ayrımını yaşatan bazı davranışları hissettim, gördüm ancak bunu hiçbir şekilde vatandaşa ve halka yansıtmadım. Çünkü gördüğüm kadarıyla bu işten en fazla etkilenen Sayın Genel Başkan Serdar Denktaş oldu. Sayın Serdar Denktaş’ın aidiyet açısından bizlere karşı olan samimiyeti ‘DPlilere sahip çıkmıyor’ çağrışımı yapmış olabilir”.
• Soru: Yerel seçimlerin sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Taçoy: Seçimlerin sonucu çeşitli şekillerde değerlendirilebilir ancak DP-UG olarak almış olduğumuz sonuçtan bizim çıkaracağımız çok ders var. Bu seçimlerin sonucunda görülmüştür ki, iddialı olunan yerlerde aynı görüşü paylaşan iki siyasi partinin yarış halinde olması CTP’ye özellikle küçük yörelerde kazandırmıştır. Bunun içindeki esas faktörlerden bir tanesi de hükümetin büyük kanadı olmalarıdır. Bu seçimde, bizim için oy kaybı gibi görünen bazı yerlerde kazanamamamızın neden ise adayların isimlerinin tam olarak tutmaması ve adayların tabandan kopuk bir şekilde belirlenmesidir. Bu da bir gerçek. Biz bunların hepsini alt alta koyup baktığımız zaman, görüyoruz ki yerel seçimlere hazırlık sadece merkez binalarda değil, alanda, seçim bölgesinde yapılması gereken bir faaliyettir. Geçmişte ittifak veya güç birliği çalışmalarının kaybettirdiği zamandan dolayı beldelerdeki çalışmaların tam ve net olarak yapılmaması, işin aceleye getirilmesi gibi birçok sonucu alt alta sıralayabiliriz. Bunun yanında partilerin sık sık seçime girmesi ve bu seçimlere girerken de yıpranmışlığı mevzu bahis. DP-UG olarak baktığımız zaman, geçtiğimiz dönemden, 28 Temmuz seçimerinden bu güne kadar ve iktidar dönemi içerisinde hem partinin yapılanmasında çıkan tartışmaların, hem de aidiyet duygularının yerleşmemiş olmasının da bu seçimlerde çok büyük zarar verdiğini gözlemleyebiliyorum.
• Soru: UG, DP’ye yeterince entegre olamadı mı? Söylediklerinizden sizin de birlikteliğin sağlanamadığını düşündüğünüz anlaşılıyor...
• Taçoy: Gözlemlenen o. Biz DP-UG’nin ortasında çizgi olmadığını iddia ederek, DP-UG’nin bir bütün olduğunu konuşuyoruz ancak gözlemlediğimiz arada mutlaka bir ayrım çizgisinin bazı kişiler tarafından tutulduğudur. Amaca hizmet etmemekte, amacın tamamen dışına çıkarılmaktadır. Burada geçmiş dönemden, 28 Temmuz’dan bugüne gelene kadar hem küçük parti olmanın, hem de taban paydaşlarına bir imkan sağlayamadığınızdan dolayı, UBP ile DP-UG arasında, hala daha arada derede kaldığı konusundaki özelliği hep tartıştık. Hükümetteki icraatların daha tam olarak yerine oturmadığı ve zaman zaman bizim ülkemizdeki toplumsal faydayı gündeme getirdiğimiz noktadaki özelliği unutarak, kişisel menfaatlerin ortaya çıktığı noktalarda, bizim maalesef DP-UG olarak puan kaybettiğimiz veya o zemini tutturamadığımızı da görmekteyim. Bunlar üzerindeki çalışmalarımızı artırmamız gerekiyor.
• Soru: Hükümetin çalışmalarıyla ilgili düşünceniz nedir? Hemen hemen her konuda bir kriz oluyor, hükümet bozuluyor mu tartışmaları yaşanıyor...
• Taçoy: CTP-BG’nin kendi disiplinleri içerisinde, bizim karışma gibi bir niyetimiz olamaz, en basiti meclis çalışmalarında dominant bir tutum sergilemeye çalışıyor. Mesela Bakanlar Kurulu’ndan gelen herşey için “bu tamamdır, bunu yapacaksınız” anlamında bir bakış açısıyla geliyorlar. Biz ise bunun tam tersine, meclisteki çalışmalarda, hem grup içerisinde tartıştırma, düşüncelerimizi ortaya koyma, hem de doğrularını, yanlışlarını genel kurula çıkmadan mutfakta yani komitelerde tartışma noktasındayız. Ancak buna imkan veren biz zihniyetle karşı karşıya değiliz. Orada epeyi problem çıkıyor. CTP-BG kendi tabanına vermiş olduğu sözleri yerine getirmeye çalışıyor. Bunlardan bir tanesi 366 meselesidir, bu bizimle tamamen zıt olan bir pozisyon. Anayasa değişikliğinin gündeme getirilmesi. Aceleyle yapılan işlere aldığımız yanıtlar ortada, kimin haklı, kimin haksız olduğunu halk ortaya koyuyor. Bizim iddiamız ve siyasi tecrübemiz şunu gösteriyor ki doyuma ulaşmamış hiç birşey gerçekçiliğini kazanamaz. Yapılan herşey yarım olarak kalır. CTP-BG’nin “biz tabanımıza nasıl cevap vereceğiz” yaklaşımı içinde, tamamen seçime yönelik, siyasi menfaate yönelik davranışları maalesef hükümetin durumunu, pozisyonunu zayıflatıyor.
“İki siyasi anlayışın birbirini anlaması önemli”
• Soru: Hükümetin gidişatını nasıl görüyorsunuz? UBP ile yaptığınız işbirliği çalışmalarında Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken hükümette daha büyük kriz olabileceği zaman zaman konuşuluyor...
• Taçoy: Hükümeti Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlamamak lazım. Hükümette olan gerçekten bir güç elde edebilir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri bir kenara, bugünkü CTP-BG, DP-UG koalisyonunun tartışılması gereken birkaç unsuru vardır. Örneğin bizden şikayetçi bir CTP-BG vardır, seçimlerde arkalarından oyun çevirdiğimizi söyleyerek bizlere karşı hamasi tutumları vardır. Diğer yandan DP-UG’nin barış anlayışıyla, bayrağın önemi ve diğer unsurlar vardır. CTP-BG’de ise bunlar yoktur. Bunun gibi daha birçok unsuru gündeme getirip konuşabileceğiniz noktalar vardır. Burada önemli olan DP-UG içerisinden CTP-BG’ye bakış açısıdır. Biz her zaman için, ne sorun isterse olsun, bir öneriyle gitmeye çalıştık. Bu öneriyi gündeme getirirken CTP-BG’nin de görüşlerine her zaman saygı duyduk. Ancak karşı taraftan gelen bütün faaliyetlerde bizim az önce söylediğim “bizim tabanımıza sözümüz budur, biz bunu yapmak mecbuıriyetindeyiz” anlamındaki hareketlerdir. Bu da bizi bozar. Dikkat edilmesi gereken, iki siyasi anlayışın birbirini anlamasıdır.
“Tabanın sesine göre hükümetteki yol haritamızı belirlememiz gerekir”
• Soru: İki parti arasındak ilişkiyle ilgili anlattıklarınız çok aydınlık değil. DP-UG’nin hükümetle ilgili yol haritası nedir?
• Taçoy: Biz Sayın Genel Başkan’la birlikte son yapılan Merkez Yönetim Kurulu’ndan sonra yapılan toplantıda arkadaşlarımıza görev verdik, tüm parti meclisi üyelerimizle onların bir bir görüşmelerini arzu ettik. Bu görüşmelere başladılar, bir analiz yapabilme adına bunları gerçekleştiriyorlar. Bu çalışmalar kapsamında bölgelerde gerek aday arkadaşlarımız, gerek parti meclisi üyesi arkadaşlarımız, gerekse etkili kurullardaki arkadaşlarımızla toplantı yapılıyor ve bu toplantılarda açık ve net olarak partinin geleceği ve konumu konusundaki tartışmalar yapılıyor. Tabanın sesine göre hükümetteki yol haritamızı belirlememiz gerekir.
İstifalar...
• Soru: DP-UG’den grup halinde bazı istifalar oldu, eski genel sekreteri , bazı ilçe başkanları istifa etti. Bu istifaları neye bağlıyorsunuz?
• Taçoy: İstifaların sebebi parti içindeki huzursuzluğu bir o kadar daha artırmak. Az önce aidiyet duygusundan bahsettim, partinin şeklinin değiştiğini, güvensizlik olduğunu iddia eden bir ekip var. “Partinin genel sekreteri UG’dendir, DPli değildir, onun için DP’ye zarar verecek pozisyonundadırlar” anlamındaki tavırları aşılamaya çalışıyorlar. Bunu sürekli pompalıyorlar.
• Soru: Başkan da DPlileri dışlamakla suçlanıyor. Siz Genel Sekreter olarak partiyi toparlamak için ne yapıyorsunuz?
• Taçoy: Ben aidiyet duygusu, güvensizlik olduğu için henüz pek fazla birşey yaptığımızı söyleyemem.
• Soru: Aidiyet duygusunu geliştirmek için Genel Sekreter’e görev düşmez mi?
• Taçoy: Bundan sonra o olay daha farklı bir yön alacak. İki tane yolu var, ya çalışma sistemimizi ve çalışmamızı kabul ederek bazı şeyler yapılacak ya da ben yolumu alır ve almış olduğum görevden ayrılırım.
“Hiçbir yere yalnız gelmedim”
• Soru: Görevden mi, partiden mi?
• Taçoy: Görevden. Ben hiçbir yere yalnız gelmedim. Daima arkanızda bir ekiple bir yere gidersiniz, o ekibin temsilcisi olarak gidersiniz ve o ekibin temsilcisi olarak hareket edersiniz. Ben DP-UG içinde bir seçim kazandım ve bunda bu arkadaşların çok katkısı var, milletvekili olmamızda DP-UG’nin çok büyük katkısı var. Bunların hepsi değerlendiriliyor. Ben bir seçim geçirirken DP-UG ayrımını yaşatan bazı davranışları hissettim, gördüm ancak bunu hiçbir şekilde vatandaşa ve halka yansıtmadım. Çünkü gördüğüm kadarıyla bu işten en fazla etkilenen Sayın Genel Başkan Serdar Denktaş oldu. Sayın Serdar Denktaş’ın aidiyet açısından bizlere karşı olan samimiyeti “DPlilere sahip çıkmıyor” çağrışımı yapmış olabilir.
• Soru: Genel Sekreterlik’ten ayrılırdıktan sonra DP ailesine kabul edilmediyseniz ne yapmayı düşünüyorsunuz?
• Taçoy: O tartışılabilecek bir unsurdur, o farklı birşeydir.
• Soru: Genel Sekreterlik’te kalıp birleştiricilik için ne yapmayı planlıyorsunuz?
• Taçoy: Çalışmak.
• Soru: Sizce Genel Sekreterliği bırakmanız aidiyete, birleşmeye katkı sağlar mı?
• Taçoy: Hiçbir şekilde sağlamaz. Sadece bazı düşünceler içerisinde olan insaları rahatlatır ve o kavgayı durdurur. Kendi içinde görülmeyen, hizipleşme veya dürtü noktasındaki kavgayı durdurur.
“Erken seçim olanaksız”
• Soru: Erken seçim çağrıları var, erken seçim olasılığını nasıl görüyorsunuz?
• Taçoy: Erken seçimi olanaksız görüyorum çünkü hiçbir parti buna hazır değil. Bütün siyasi partiler yıpranmış durumdadır. “En iyi konumdayım” diyen siyasi partide dahi tartışmalar vardır. İlk önce bizler, siyasiler, erken seçimin bir kez daha yaşanmaması adına, birşeyler yapmak zorundayız. Erken seçime gideceksek de, şu andaki siyasilerin tümü bir kez daha konumlarını gözden geçirmeli ve aday olmalıdır. Vatandaş siyasetçiyi samimi olmayan, güvenilmeyecek bir kişi olarak görüyor. Bu kötü birşeydir ve beni gerçek anlamda üzen bir olaydır.
“Halk siyasetten, politikacıdan usandı”
• Soru: Seçim sonrasında tüm partilerde bir kaos yaşanıyor. Siz bu noktada ne mesaj vermek istersiniz?
• Taçoy: Seçim günü ben hemen hemen Lefkoşa’nın tüm sandıklarını gezdim. Ancak gittiğim yerlerde katılımın düşük olduğunu gördüğüm zaman, “bizim önümüzdeki esas görev halkın siyasetçiye güvenini sağlamaktır” yorumunu yaptım. Halk maalesef siyasetçiye, politikacıya güvenmiyor. Halk siyasetten, politikacıdan usanmış durumdadır. Bunu kabul edip, buna göre hareket etmezsek çok daha kötü şeyler olabilir. Biz sorumluluğunu bilen, bu ülkeye saygı duyan, bu ülkeyi seven, KKTC’nin siyasetini, anayasasını, politikalarını, bayrağını kabul eden insanlar olarak artık çok daha farklı bir davranış içine girmeliyiz. Ülkemize hizmet için siyasetçiye olan saygıyı ve güveni geri getirmemiz lazım.