Seçmen eğilimi ve 5 yıllık kaos
"Statica Araştırma ve Danışmanlık Merkezi" anketine göre bir seçim yapılsa Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) yüzde 35'le birinci parti çıkıyor.
Asıl şaşılası sonuç bu değil.
Yaşadığımız kirlilik, kaos, plansızlık ortamında bile yüzde 28 seçmen Ulusal Birlik Partisi'ni tercih ediyor.
***
Bu yıl erken seçim olur mu?
Hiç ihtimal vermiyorum.
Olmaz.
Çünkü "erken seçim" getirecek kararlı bir başkaldırı yok toplumda...
Siyaset yalnızca siyasi partiler tarafından üretilmiyor.
Seçmenin tek rolü “seçimden seçime oy kullanmak” değil.
Ne kadar organize kötülük varsa bunların üstesinden gelmeyi yalnızca siyasi partilerden beklemek hem kolaycılık hem de samimiyetsizlik oluyor.
Örgütler, sivil toplum, bireyler ve siyasi partiler ortak bir direniş ortaya koymadıkça “erken seçim” gibi bir ihtimal ortaya çıkmıyor.
***
Özersay'ın "Dörtlü Hükümet"i bozduğu günden bugüne Ulusal Birlik Partisi hükümetlerine maruz kalıyoruz.
Beş sene oldu!
Tatar, Saner, Sucuoğlu, Üstel denendi.
Hem demokrasi katledildi bu süreçte, hem adalet ve eşitlik duygusu…
Defa defa!
Yaşam kalitemiz azaldı, gelecek belirsizliği çoğaldı, kirlilik büyüdü, siyasi yozlaşma yaygınlaştı.
***
Normal seyrinde giderse genel seçimler için bir 3 yıl daha var.
Son beş yıldır defalarca Anayasa çiğnendi, yasalar görmezden gelindi, ihalesiz işlerin ve yolsuzlukların ardı arkası kesilmedi, çözüm değil kaos üretildi, kamusal eğitim ve sağlık tam anlamıyla çöktü, sahtelikler dalga dalga üzerimize geldi.
Tek marifetleri, onca kirliliği “maaş artışı" ve “TC-KKTC Protokolleri” ile bastırmak oldu.
Hayat Pahalılığı arttıkça maaşlara yüklendiler ama alım gücü ilerlemedi, geriledi.
Kontrolsüz ve kayıt dışı nüfusun yükselmesi, betonlaşma ve çevre talanı, suçlarda yaşanan patlama, altyapı ve güvenliğin çöküşü olabildiğince süratlendi.
Yine de yüzde 28 seçmenden oy alıyor UBP.
Asıl düşünmemiz gereken bu!
Erhürman farkı açıyor
Yasal şartlarda önümüzdeki ilk seçim “Cumhurbaşkanlığı...”
Ya da dünyanın kabul ettiği statü ile “Kıbrıslı Türk toplum liderliği.”
Tufan Erhürman farkı açıyor.
“Statica Kamuoyu Araştırması”na göre toplumun lider olarak görmek istediği siyasi isim Tufan Erhürman.
Yüzde 42.64 gibi bir oy oranına ulaşıyor Erhürman...
Bu oy oranı partisinin alacağı oy oranının da çok üzerinde görülüyor.
Erhürman'dan sonra en fazla oy yüzde 30'la Ersin Tatar'a gidiyor.
Üçüncü bir isim bu iki adayın yanına yanaşmıyor.
Yüzde 14 gibi anketi yanıtsız bırakan, bana göre kararsız bir kitle de var ortada...
Tabii "seçim doğal şartlarında gerçekleşirse..."
Daha açık yazalım, antidemokratik müdahaleler yeniden hepimize kaybettirmezse…
Öyle görülüyor ki Kıbrıs Türk siyasetine yönelik “kırılma noktası” yine Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Dünyadan yoksun, ayrılıkçı ve yalnızlaştırıcı siyaseti değiştirmek için ciddi sorumluluk alması gerekecek herkesin…
Evrensel etik: Anketi kim finanse etti?
“Statica Araştırma” Mayıs 2024 anketini kamuoyuyla paylaştı.
Anket, 210 bin seçmene göre kuzey Kıbrıs genelinde 1.400 örneklem üzerinden “yüz yüze” görüşme yöntemiyle yapıldı.
“Statica” söz konusu anketin - partinin de onayıyla- Cumhuriyetçi Türk Partisi tarafından sipariş edildiğini “etik” bir sorumlulukla açıkladı.
Bu önemli bir duyarlılık…
Avrupa Kamuoyu ve Pazarlama Araştırmaları Derneği (ESOMAR) ve Dünya Kamuoyu Araştırmaları Derneği (WAPOR) kriterlerine göre “Bir kamuoyu araştırmasının kimin tarafından yaptırıldığı ya da hangi siyasi partinin finanse ettiğinin açıklanması etik bir ilkedir.”
Bir dönem ülkemizde de Medya Ombudsmanı olarak görev yapan sevgili hocamız Süleyman İrvan, evrensel değerlere göre (siyasi) bir kamuoyu araştırmalarında hangi bilgilerin paylaşılması gerektiğini şöyle özetlemişti:
- Araştırmayı yapan şirketin adı,
- Araştırmayı kimin ya da hangi partinin finanse ettiği,
- Saha araştırmasının hangi tarihlerde gerçekleştirildiği,
- Örneklemin büyüklüğü,
- Örneklemin hangi yöntemle belirlendiği,
- Anket sorularının nasıl formüle edildiği,
- Anketin sahada hangi yöntemle uygulandığı,
- Ankete katılım oranı,
- Hata payının “+, -” kaç olduğu,
- Kararsızların nasıl dağıtıldığı.
Ülkemizde genelde bu etik değerler pek önemseniyor. Özellikle siyasi anketlerde araştırmanın kimin tarafından yaptırıldığı çoğu zaman açıklanmıyor.
Umarım bilinçle, duyarlılıkla ve etikle tüm anketlerde bu değerler çok daha fazla sorgulanır.
İki partili dönem mi?
Statica’nın “Nabız 2024” anketine göre süratle iki partili bir döneme doğru gidiliyor.
Pek çok farklı araştırmanın sonuçları da bunu söylüyor.
En büyük üç parti CTP, UBP ve “Karma” olarak öne çıkıyor!
Yine de sadece iki partinin barajı geçeceğini düşünmüyorum.
Araştırmanın sunumunu yapan akademisyen Ahmet Aslım sonuçlar üzerine şu yorumu yapıyor:
“Seçim gündemi olmayan ve adayların ilan edilmediği süreçlerde örgütlenmesi yaygın olmayan partilerle ilgili sonuç almak güçleşiyor.”
Yeniden Doğuş Partisi ve Toplumcu Demokrasi Partisi’nin barajın altında kalacağını ön görmüyorum…
Demokrat Parti toparlar mı, göreceğiz.
Durumu hazin!
Halkın Partisi yitirdiği güvenini kazanmanın uğraşında…
Bağımsızlık Yolu kendi seçmen kitlesini istikrarla koruyor, geliştiriyor.
Tüm bunlar bir yana…
Demokrasi ve irade anlamında seçimlerden de büyük sorunlarımız var.
Türkiye'nin adanın kuzeyine yönelik etkin kontrolü ve kuşatması, uyguladığı "alt yönetim" tavrı aşılmazsa, seçimlere güvensizlik sürecek.
“Bu ülkeyi biz yönetmiyoruz” yaygın kanısını ve pratiğini değiştirmek için cesaretli, kapsayıcı, haysiyetli adımlara ihtiyaç var.
Sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik kuşatmanın etkilerini kırılmadan tek başına "seçimlerden" umut beklemek saflık olacak.
ÖZETLE!
Ankete göre;
- Ülkede kontrolsüz nüfus artışı ve asayiş sorunlarına rağmen seçmenin yüzde 64'ü kendini "güvende" ya da "çok güvende" hissediyor.
- En önemli sorun olarak "Yolsuzluk, Rüşvet ve Liyakatsızlık" öne çıkıyor. Öyle ki bu sorun ekonomik sıkıntıların bile önüne geçiyor.
- Seçmenden "ülkenin en önemli sorunlarına" yönelik üç tercih istenmiş.
1- Yolsuzluk, Rüşvet, Liyakatsızlık.
2- Kıbrıs Sorununun Çözümsüzlüğü
3- Ekonomi, Alım Gücü, TL'nin değer kaybı.
- "Kıbrıs sorunu" halen çok sayıda yurttaşın gündeminde!
- En fazla ihmal edilen kesim olan yüzde 74.29 ile "GENÇLER" açık ara önde koşuyor.
- Yüzde 49.64 çoğunluk “Türkiye ile iyi ve uyumlu ilişki" istiyor. Ancak, "Türkiye'nin menfaat ve hassasiyetleri öncelikli olmalıdır" diyenler sadece yüzde 5'te kalıyor.
- "Sizi en fazla ne mutlu eder?" diye sorulmuş. % 81 için alım gücünün artması, % 73 için sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, yüzde 65 için eğitimde iyileşme!
- Yüzde 40 "Erken Seçim" istiyor, yüzde 37 "gerek yok" diyor. Gerisinin fikri yok.