Seçmen neden sessiz?
Seçime sadece 9 gün kaldı.
Partiler, adaylar sürekli dolaşıyor, broşür dağıyor, kahvehaneleri ziyaret ediyor.
Her taraf siyasi partilerin seçim pankartlarıyla, bilboardlarla, afişlerle dolu.
Gazetelerde sayfa sayfa seçim reklamları çıkıyor.
Televizyonlar ve radyolarda sürekli seçim programları yayınlanıyor.
Hatta mitingler de başladı.
Ancak seçmende, halkta pek bir hareketlilik yok.
Ülkede bir seçim heyecanı yok.
Acaba neden?
**
Halkın bu kadar sessiz, heyecansız olmasının çeşitli nedenleri var.
Bunların en başında KKTC’de seçmenlerin siyasete duyduğu güvensizlik geliyor. Kamuoyu araştırmaları bir bütün olarak siyaset kurumuna güvenin oldukça düşük olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum yeni olmadığı gibi, sadece bize özgü de değil. Birçok ülkede siyaset kurumuna güven yerlerde sürünüyor.
Bununla birlikte siyaset kurumu var olmaya ve siyasetçiler de ülkeleri yönetmeye devam ediyor.
**
28 Temmuz seçimlerine dönük heyecansızlığın bir başka sebebi de sıcak hava olmalı. Tarihte ilk defa Temmuz sıcağında bir seçime gidiliyor. İnsanlar seçim mitingleri yerine denize gitmeyi, televizyon ekranında adaylarıs seyretmek yerine serin bir yerlerde oturmayı tercih ediyor.
Diğer yandan tatile gidip gelenler var. Günübirlik yazın keyfini çıkaranlar var. Çocuklar tatilde olduğundan sık sık izin kullanan ebeveynler var.
Mevsim gereği zaten bir de doğal ‘yayılma’ hali var. Aşırı sıcaklar yüzünden insanın her bakımdan verimi düşüyor. Böyle havada ‘seçim havası’na girmek kolay olmuyor.
**
Bunların yanısıra seçime igisizliğin ve heyecansızlığın bir başka önemli nedeni daha var.
Aslında seçmenlerin önemli bir kısmı kararını çoktan verdi.
‘Oyunu hangi partiye vereceği’ konusunda değil belki...
Ama birçok insan ‘kime oy vermeyeceği’ni çok iyi biliyor.
Kuşkusuz bunun yanıtı da zor değil.
Partilerin üyeleri ve militanları dışında kalan ve seçim sonuçlarını esas belirleyen ‘sessiz kitle’, yani ‘ortadaki seçmen’ böyle durumlarda öncelikle ‘kime oy vermeyeceğinin’ kararını verir. ‘Kime oy vereceği’ni daha sonra kararlaştırır.
İzleyebildiğim kadarıyla o kitle ilk kararını çoktan verdi.
Ve seçim için son haftaya girilirken ikinci kararını vermeyenlerin sayısı da azaldıkça azalıyor.
Seçmenin ilgisiz, heyecansız görünmesinin bir nedeni de kararını vermiş olması.
Heyecansızlık, kararsızlık anlamına gelmiyor yani!..