1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Şehir Işıkları”, üç cesur ve mücadeleci sanatçıyı aynı sahnede birleştirdi
“Şehir Işıkları”, üç cesur ve mücadeleci sanatçıyı aynı sahnede birleştirdi

“Şehir Işıkları”, üç cesur ve mücadeleci sanatçıyı aynı sahnede birleştirdi

İkonik sanatçı Charlie Chaplin yaratıcı, Amalia Bennett yönetmen ve İzel Seylani de başrol oyuncusu olarak Atina’da sahnelenen yapımda buluşuyorlar

A+A-

Murat OBENLER

Charlie Chaplin, Amalia Bennett ve İzel Seylânî. Bu 3 ismi birleştiren unsur sanatçı olma yolunda gösterdikleri cesaret, çalışma azmi, mücadele ruhu ve “Şehir Işıkları”. Bu 3 ismi aynı sahnede birleştiren Yunan Ulusal Tiyatrosu’nun “Sahne Işıkları” oyunu gösterimi sonrasında yönetmen-kareograf Amalia Bennet ile kariyerini, oyunu ve bundan sonraki sanatsal yolculuğunu konuştuk.

 

“Çeşitliliği seviyorum.”

Bugün burada Yunan Ulusal Tiyatrosu’nun 2023-2024 sezonu programındaki oyunlardan Şehir Işıkları’nı senin yönetmenliğin ve kareografinle hayranlıkla izledik. Senin etkinlik organizatörü, dansçı,kareograf,yönetmen ve öğretmen gibi çok farklı yeteneklerin birleştiği bir sanatsal kimliğin var. Öncelikle Kıbrıslı okuyucularımız için bizlere kariyerinle ilgili biraz bilgi verebilir misin?

Amalia Bennett: Londrada doğdum. Son 30 yıldır Yunanistan’da yaşıyorum. Temelde ben bir dansçıyım. Dans alanında kareograf assistanı olarak da uzun yıllar çalıştım.  Sonra tiyatro kareograflığına geçiş yaptım. Oyunculara dersler de verdim (ve sürüyor). Son olarak da yönetmen olarak sanat yolculuğuma devam ediyorum. Çeşitliliği seviyorum ve dansçı, öğretmen, koreograf ve yönetmen olmaktan keyif alıyorum.

 

“Dansçıyken sahnedeydi şimdi yönetmen olarak sahnenin diğer tarafındayım. Her ikisi de bana çok şeyler katıyor.”

Tabi ki kısa bir zaman diliminde gerçekleşmese dahi ben bu sanatsal galaksiler arası geçişlerin nasıl olduğunu kısaca dinlemek istiyorum. Disiplinlerarası çalışmaların çağında bu çok da garip değil ama bana çok ilginç bir süreç gibi geldi.
Aynen bir futbolcu gibi dansçı olarak kısa bir alanda hareket ediyorsunuz.
Şu anda bir koçsunuz ve tüm takımı yönetiyorsunuz…
Evet tam anlamıyla öyle. Sahanın dışından bakmak da güzel. Tabi ki dansçı olduğum dönemde dans kareograflığı ve asistanlığı da yaptığım için her iki tarafta da yer alıyordum. Şimdi sahnenin diğer tarafındayım ve bunu çok seviyorum. Bu tecrübe de bana çok şeyler katıyor ve yaşayıp tecrübe ediyoruz. Oyuncu yetiştirme işlerini yine severek yapıyorum ama dans kariyerimi kesinlikle bitirdim.

 

“Evet bitti demek yerine hayır yeni yollar bularak yolculuğa devam demelisiniz. Eğer yaratıcı bir akla sahipseniz bu çözümü sanatın büyük evreni içinde üretirsiniz”

Karşımda sanata adanmış bir yaşam görüyorum. Bu geçişleri ve hepsini bir arada yapmak çok zor olmuyor mu senin için?
Ben hayattaki durumlara, dönüşüm ve değişimlere çok iyi uyum sağlayabilen birisiyim. Bedenimin yorulduğunu hissettiğimde bunun için yeni çözümler bulma konusunda başarılıyım ve eğer yaratıcı bir akla sahipseniz bu çözümü sanatın büyük evreni içinde üretirsiniz. İleriye gitmek için, kendinizi ifade etmek için yeni yollar bulursunuz ve ben de bunları tiyatrodaki kareograflık ve yönetmenlikte buldum. Evet bitti demek yerine hayır yeni yollar bularak yolculuğa devam demelisiniz. Senin yaratıcı yolun da kendini keşfeder.

 

“Hayatım hep bedenin diliyle bağlantı geçti ve benim için bu oyun vücut aracılığıyla hayata geçirdiğim evrensel bir dildi”

İlk yönetmenlik tecrübende Charlie Chaplin’in “Şehir Işıkları” oyununu seçtin. Bu oyun yazarlarının yazdığı tiyatronun klasik metinlerinden birisi değil.  Bunun karakterle bir bağlantısı mı vardı, ısmarlanan bir yapım mıydı yoksa bir meydan okuma mı yapmak istedin?
Bu benim için kelimelerle ifade edilemeyecek kadar önemli bir işti. Benim hayatım hep bedenin diliyle bağlantı geçti ve benim için bu oyun vücut aracılığıyla hayata geçirdiğim evrensel bir dildi. Tiyatro ile fiziksel ifade biçiminin güzel bir harmonisini, işbirliğini gerçekleştirmek istedim. Müziği de işin içine katarak benim bilgi, tecrübe ve sevgimi bu oyuna yansıttım.

 

"O bir arketip. Hayatta hiçbir şeyi olmayan ve sıfırdan başlayan birisinin böylesi bir noktaya gelme hikayesi çok ilham verici.”

Evrensel dil demişken Charlie Chaplin de birçok şeyin ilkini başaran müthiş bir sanatsal karakter değil mi?
O bir arketip. Onun bendeki ilhamı çok fazla. Hayatta hiçbir şeyi olmayan ve sıfırdan başlayan birisinin böylesi bir noktaya gelme hikayesi çok ilham verici. Bu dönüşüm hikayesi çok etkileyici ve ilham verici.

 

“Biz ikimiz de aynı şehirden(Londra) geldik. Farklı dönemlerde şehri paylaşsak da ortak hafıza-anılar ikimizde de var.”

Biraz da sanatsal boyutta değil de kişi olarak Charlie Chaplin’in sendeki kişisel etkisini merak ediyorum…
Biz ikimiz de aynı şehirden geldik(Londra). O bir Londra oğlanıydı. Aynı şehri paylaştık, sokaklarını, mekanlarını, havasını, kültürünü vs. O farklı dönemlerde ben farklı dönemlerde paylaşsak da ortak hafıza-anılar ikimizde de var. Onun yaşamı bir peri masalı gibiydi. O, bu masalı bir sanatçı olarak yaşadı. Ne mutlu ki…

 

Neden Yunan Ulusal Tiyatrosu peki?
Onlar beni davet etti. Davetle başladığım işte 2.sezonu da bitiriyoruz. Yunan Ulusal Tiyatro Salonu’nda yer kalmadığı için bu Kozmos Tiyatrosu binasını kiraladılar ve 2.sezonu burada oynuyoruz.

 

“Prokopis bana ikisinin daha önceki bir fotoğraflarını gönderdi ve provalara başlamadan bunun bir kader olduğunu düşündüm. İzel, C.Chaplin’i çok iyi oynadı.”

2.sezonda kadroya dahil olan ve başrolü oynayan Kıbrıslı oyuncu İzel Seylani’yle yollarınızın nasıl kesiştiğini sormak istiyordum. İlginç bir benzerlik/paralellik tesbit ettim. Bu senin ilk yönetmenlik tecrüben, onun ise Yunanistan Ulusal Tiyatrosu’ndaki ilk deneyimi.

İşin güzel tarafı benim İzel’i daha önce hiç bilmiyor oluşum. O daha önce Chaplin’i canlandıran Prokopis Agathokleous ile arkadaştı. O bana ikisinin daha önceki bir fotoğraflarını gönderdi ve provalara başlamadan bunun bir kader olduğunu düşündüm. Birbirlerine saygı duyan iki oyuncu ve ben bu yakınlığı bilmiyordum ta ki Prokopis’in Chaplin’in bastonunu İzel’e uzatması sırasındaki o samimi ve duygusal anı görene kadar.  İzel, Charlie Chaplin’i çok iyi oynadı. Charlie Chaplin’i oynamak sadece bir beden meselesi değildir.

 

“Chaplin çok fazla mücadele etti. O gerçek bir savaşçıydı. İzel de çok mücadeleci ve cesur bir sanatçı. Sanatsal gelişimi için hiç tanımadığı bir yerde başrole soyunmak çok cesur bir davranış.”

Belki o da Charlie Chaplin’in yaşamı ile kendi yaşamı arasında paralellikler görüyordur. Tıpkı senin gibi…
Evet belki de öyledir. Kesinlikle paralellikler bulunabilir. C.Chaplin çok fazla mücadele etti. O gerçek bir savaşçıydı. İzel de çok mücadeleci ve cesur bir sanatçı. Risk de alarak çok cesur adımlar atmaktan geri durmuyor. Sanatsal gelişimi için buraya gelerek hiç tanımadığı bir yerde başrole soyunmak çok cesur bir davranış. Küçük bir toplumdan çok büyük bir toplumun olduğu yere gelmek (üstelik sanat camiasında kimsenin seni tanımadığı bir yer) ve orada tutunmak büyük bir meydan okuma değil mi?

 

“Bu teklife “Evet” demek için korkmadı ve büyük cesaret göstererek kendini bu sahneye attı. Sanat budur işte.”

Hiç bilmediğin vahşi bir ormana aniden dalmak gibi değil mi?
Aynen ama onun bu ormanda var olmak için yeterli sanatsal donanımı vardı ve mücadele araçları çok iyiydi. O bilgiye açtı ve öğrenmeye de açıktı. Bu çok güzel bir şey. Bu teklife Evet demek için korkmadı ve büyük cesaret göstererek kendini bu sahneye attı. Sanat budur işte. Adeta okyanusta yüzmeye hazır bir yüzücü gibiydi ve şimdi müthiş yüzüyor.

 

Sen bir proje için bir dönem Kıbrısta da bulunmuştun. Bunu tekrarlarını görecek miyiz?
Ben bir dönem THOC’da “Enemy of the People” adlı oyunda çalışmıştım. Kıbrıs’tan, burada da birlikte çalıştığımız çok öğrencim var. Kıbrıs’a tekrar gelmeyi çok isterim ve mutlu olurum. Farklı çevrelerde çalışmayı seven bir sanatçıyım ve gerçekten isterim.

 

“Orhan Pamuk benim favori yazarımdır. İstanbul’u onun kitapları üzerinden tanıdım desem yeridir.”

Türkiye’den herhangi bir sanatçı ile sanatsal bağlantın oldu mu veya var mıdır?
Türkiyeden Orhan Pamuk benim favori yazarımdır. Masumiyet Müzesi ve birçok kitabını okudum ve hikâye anlatış biçimine hayranım. Ben İstanbul’u onun kitapları üzerinden tanıdım desem yeridir. İstanbul’da kareografi yöneticisi olarak çalıştım da.
Ben Balkanlarda çok bulunan bir sanatçıyım ve Türk kültürünün etkilerinin çok çok fazla görüldüğü bir coğrafya. Yani Türkiye’ye gitmesen bile bu mirası oralarda da hissediyorsunuz. Her eski taşın üzerinde bu mirası görüyorsun.

 

“Seyirci ödülleri olduğu için çok önemliydi. Sözsüz bir oyunla 200 tiyatronun olduğu Atina’da ekibin 6 farklı dalda ödüle layık görülmesi inanılmaz”

Athinorama ödülleri sizin için ne ifade ediyor? Ödül sistemine genel olarak nasıl bakıyorsun?
Bu ödüller seyircinin verdiği oylar sonucunda belirlendiği için benim için önemliydi. Eleştirmen değil de seyirci ödülü olduğu için çok kıymetliydi. 200 tiyatro topluluğunun olduğu Atina’da ilk yönetmenlik tecrübemde tüm ekibin 6 farklı dalda ödüle layık görülmesi çok inanılmaz ve hepimizi motive edici. Sözsüz bir oyunun Yunan seyircisi tarafından böylesi bir ödüllendirmeyle takdir edilmesi de çok önemliydi.

 

“Bukalemun gibi her ortama ayak uydurabilen bir yapım var”

Son soru senin bir oyunundan alınma ama sana sormak istedim. Hayatında kaç kere başka bir gezegenden geldiğin hissine kapıldın?
(Gülüşmeler)Çok komiktir çünkü ben hiç böyle hissetmedim. Ben kendimi adapte gücü yüksek bir kişi olarak görüyorum ve bir bukalemun gibi ortama ayak uydurabilirim. Bu gezegeni seviyorum ve burada olmak istiyorum.

 

KISA KISA…KISA KISA…KISA KISA

Londra… Bulutlu, depresif, evim

Dans etmek… Geçmiş ve gelecek ama şimdi değil

Kinitiras Khorotheama… Yunanistandaki ilk sanat ailem

Öğretmenlik… En büyük deneyimim, çok seviyorum

Kareograflık… Yemek hazırlamak gibi, çok seviyorum

Equus şovu… İlk büyük kareografim, danstaki en büyük kanat çırpışım

Constantinos Rigos… Benim öğretmenim, bana dans için özgürlüğü veren kişi

İnland Opera… Yunanistandaki ikinci ailem

Tiyatro sahnesi… Her iki yanını da seviyorum, sahneyi organize etmeyi daha çok

Charlie Chaplin… Mazlumların sesi, inandığı için savaşan bir savaşçı

Filistin’in şehir ışıkları…Filistinde ışıkları en kısa sürede tekrar açın!

 

 

 

 

Bu haber toplam 3194 defa okunmuştur