Şehitler, bu günler için mi öldü?
“Eminaba” toprağa verildi…
Biz hep “Eminaba” derik!
Emine abla!
Doğrusu bu!
Bizim nesle göre aslında “Emine teyze” de diyebiliriz…
Bizden küçük nesillerin “Emine ninesi”…
-*-*-
“Covid 19’dan ölenlerin sayısı 206 oldu” demişti haberler…
Ve “Emine Gelengül de yaşamını yitirdi” diye eklenmişti…
-*-*-
86 yaşındaydı Eminaba…
Yeşilırmak’ta, Kooperatif Bakkaliyesi’nin karşısındaydı evi…
Yıllardır görmedim…
Ama çocukluğumun, hemen her gün selamlaştığı bir isimdi…
“… Gel sana üzüm keseyim be Serhat”ı hatırlarım…
Ve hep gülen yüzünü…
-*-*-
Altı evladının hepsi benden büyüktü…
Ve eşi, Yeşilırmak’ta 1974’ün ilk şehidiydi…
-*-*-
Altı evladın birini trafik kazasında yitirmişti, çok genç yaşta…
-*-*-
Çektiği acıyı, ızdırabı kim bilebilir…
Kimin umurundaydı ki o ızdırap?
Londralı Ersin Tatar’ın mı?
Yoksa, köşe dönme dışında derdi hiç olmamış sahte milliyetçilerin mi?
-*-*-
Ölüm haberini aldığımda, çocukluğum geldi aklıma…
Ogün ve İbrahim’le aynı yaşlardaydık, rahmetlik Çetin ve Halil ağabeylerimizdi…
Nurgül ablamızdı, Suzin de birkaç yaş büyüğümüzdü…
-*-*-
Amcam, İrfan dayının şehit olduğu mevziyi anlatır hep…
Ve gözleri dolar her anlatışında… “İki gün sonra da Fuat Feridun aynı mevzide vuruldu” der…
“Vurulmadan bir önceki akşam, ‘Yarın öleceğim’” demiş Fuat Feridun…
Genç bir mühendisti…
Ve vurulmuş…
-*-*-
Aynı köyde, dedemin kız kardeşlerinin, yani iki büyük halamın eşleri de şehittir…
-*-*-
Kimi şehitlerin evlatları, onlarca – hatta yüzlerce torunu Avustralya’da, İngiltere’de yaşar şimdilerde…
Dün de Eminaba’nın iki oğlu gelmiş Londra’dan; annelerine son görevlerini yapmak üzere!
-*-*-
Sonra birden; hırsızlar, sahtekarlar, rüşvetçiler, yalancılar, psefto gratosçular, şehitlikte yemeli içmeli alem yapıp fotoğraf paylaşanlar geldi aklıma!
-*-*-
Eminaba, şehit kocası İrfan dayıya ve oğlu Çetin’e kavuştu mu bilemeyiz ama en çok merak ettiğim nedir biliyor musunuz?
Şehitler, bugünkü halimizi, bu rezil ortamı, bu sahteliği, sahtekarları “gerçekten” görüyorsa bir yerlerden; “lanet yağdırıyorlar mı yağdırmıyorlar mı?”
-*-*-
Ve sorarım hep; “şehitler, bu günler için mi şehit oldu?”
Ve eşleri, evlatları, torunları; bu günleri görmek için mi babasız, dedesiz büyüdü?
-*-*-
Şehitlikte şarlatanlık yapılsın diye mi?
Saçma sapan fotoğraf paylaşılsın diye mi?
Ve hiç utanmadan, özür dahi dilenmesin diye mi?
Bu ülkenin gençleri göç etsin diye mi?
-*-*-
Şehitler; bugün evlatlarının ve torunlarının yaşamak zorunda bırakıldığı ahlaksız ve sahte sistemi o gün görebilseydi; o mevziye gider miydi sizce?
-*-*-
Adam askerlik görevini bile yapmamış; öteki memur gelmiş Türkiye’den ve utanmazlığa bak, ahlaksızlığa bak; şehit çocuklarına milliyetçilik dersi veriyor hiç çekinmeden!
-*-*-
Başka ne mi demem gerekiyor?
Vallahi aklıma cennet ya da cehennem gibi kavramlar gelmiyor değil!
Bu Dünya’da, bize ama en başta şehit çocuklarına cehennemi yaşatanlar; umarım öteki tarafta çok dua ettikleri cennetin yüzünü görmezler!
Çok inandıkları o meşhur kazanlarda da eriyinceye kadar gaynarlar!
Bizden nefret eden, bizi yok etmeye çalışan bir “istilacı ruh”!
Bayındırlık ve Ulaştırma eski bakanlarımızdan ve HP eski milletvekili, sevgili Tolga Atakan dün şöyle bir paylaşım yaptı:
“… Doğru mu anladım; her türlü yolsuzluğu yapan, belediyesini batıran, doğru dürüst hizmet vermeyen bir belediye başkanı belediyesi kapanıyor diye emeklilik hakkı kazanana kadar düzenli maaşını alacak, biz de vergilerimizle bu arkadaşa maaş ödenmesine katkı sağlayacağız?”
-*-*-
Cevap veriyorum:
“Evet!”…
-*-*-
Belediye reformu!
Tıpkı Ercan Havaalanı ihalesi gibi…
Kimse oturup da yazmadı bu reformu!
Yazsaydı, TDP Genel Başkanı Mine Atlı’nın dikkat çektiği gibi; “Metro”dan bahsedilmezdi!
-*-*-
Belli ki Türkiye’de birileri oturdu, yazdı; bizimkiler de yolluk ve bilimum harcırah ödenip, halkın vergileri ile gidip birkaç gün Ankara’da tatil yaptı.
Toplantıya katılırmış havası estirildi.
“Reform taslağı” hazırlandı!
-*-*-
Efendim, belediye reformu yapılmalı mı?
Yani ondan önce sahte devletin reformu yapılmalı diye düşünüyorum ama “bahse konu reformun içinden, bu ülkeye altın akan dere çıksa; o dereye bilmem ne yapayım” deme noktasındayım!
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Bu arada hepimizin adına, bu reform saçmalığı ile ilgili en güzel sözü dün Meclis’te kudret Özersay söyledi…
Ne mi dedi?
“… İçi boş, tabela reformunu doğru bulmuyoruz”.
-*-*-
Dayatmalar; sanki inadımıza yapılıyormuş gibi geliyor bana…
Bizden nefret eden, bizi yok etmeye çalışan bir “istilacı ruh” gibi…
Eminim öyle değildir ama geldiğimiz, getirildiğimiz nokta budur!
Gerçekten, Mehmetçik’in 1974’te bizim için şehit olmaya geldiğinden eminim ama “efendiler” için aynı şeyi hiç düşünmedim, düşünmüyorum!
Hele şimdikiler!!!
Kıbrıs Cumhuriyeti Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde bulunan Glafcos 2’deki değerlendirme sondajı tamamlandı… Üretim testlerini de içerdiği açıklanan sondaj faaliyeti, lisans sahibi Amerikalı ExxonMobil Exploration and Production Cyprus (Offshore) Limited ile Katarlı Qatar Petroleum International Upstream LLC ortak girişimi tarafından gerçekleştirildi. Kıbrıs Cumhuriyeti Enerji Bakanlığı, sondaj çalışmalarının yüksek kalite özelliklerine sahip bir doğal gaz konsantrasyonunun keşfedilmesine yol açtığını açıkladı… (Not: Umarım hayırlara vesile olur, kavgalara değil!)