KKTC’de mahkum ve tutuklu sayısı bine yaklaşmış!
Kıbrıs Türk mücadele tarihinde Kıbrıslı Türk şehit sayısı yanılmıyorsam 850 civarında…

-*-*-

Neden bilmem ama çok dikkatimi çekti bu “rakam kıyaslaması!”…

-*-*-

Şehitler verdik!
Kıbrıs bizim de vatanımız olsun diye!

-*-*-

Şehitler verdik!
Çocuklar, torunlar bu ülkede daha mutlu ve daha iyi yaşasınlar diye!

-*-*-

Şehit çocukları bir miktar tutundu, torunlar tutunamıyor; torun çocukları hiç tutunamayacak gibi!

-*-*-

Ve hapishane, “öğrenci” ya da “turist” olarak ülkeye gelenlerle; gollifadan KKTC vatandaşı olanlarla dop dolu!

-*-*-

İşlenen suçların, şehit çocuklarına, şehit torunlarına yaşatılanların ne olduğunu yazmaya gerek yok ama bir sorum olacak!

-*-*-

Sorum şu; şehitler bu günler için mi öldü?
Çok üzgünüm!

Sömürgelerin kaderi!

Bir arkadaşım aradı…
Geçtiğimiz gün yazdığım, Fransa ve Afrikalı sömürgeleriyle alakalı yazıyı hatırlattı…

-*-*-

O yazıda, Fransa’nın hala Afrika’daki eski sömürgelerini nasıl sömürdüğü anlatılıyordu…
Fransa’nın hala “vergi” adı altında sömürgelerinden yılda 500 milyar dolar çaldığını da…

-*-*-

Ayrıca o ülkelerdeki yönetimlerin de tamamen “corrupt” olduğunu ve bunların da yılda en az 50 milyar dolarlık yolsuzluk yaptığını!

-*-*-

Bu arada, bu ülkelerde Fransa’nbın kontrolündeki medyanın, 500 milyar dolarlık hırsızlığa hiç değinmediğini ama sürekli 50 milyar dolarlık yolsuzluktan bahsettiğini!

-*-*-

Sömürgelerin kaderidir!
Arkadaşım da şuna parmak bastı: “… Türkiye’deki eski iki yetkilinin (şimdi sade vekil) aldığı iddia edilen dev rüşvetler gündeme geldiği anda, KKTC’de diploma ve üniversite usulsüzlükleri patlama yaptı!”

Üzüm üzüme baka baka kararır!

The Corruption Perceptions Index (CPI) ya da Türkçe çevirisiyle “Yolsuzluk Algılama Endeksi”, ülkeleri, kamu sektörü yolsuzluk düzeylerine göre sıralayan bir endekstir.

-*-*-

Bu endekste ne kadar aşağıdaysanız, devletiniz o kadar “yolsuzluk”lara bulaşmış demektir!

-*-*-

Allah’a şükür, KKTC’yi tanıyıp da bu endekse almamışlar!
Yoksa, dipte Somali ve Suriye ile güreşecektik!

-*-*-

Bu arada belirtelim, kardeşlerimiz var ya, hani Azerbaycan bizi davet etti, Kırgızistan da etsin diye çocuklar gibi şen olduğumuz!

-*-*-

Ne ilginçtir, “Türk Devletleri Teşkilatı”nın asli üyelerinin tamamı, endeksin alt sıralarında!
Üzüm üzüme baka baka kararır gibi bir durum!
Umarım, KKTC’yi bu teşkilata tam üye yaparlar!
Hak ediyoruz canım!

Bir yangının hatırlattıkları

Haspolat’ta tuğla fabrikasında bir yangın çıktı…
Sahibi, Kıbrıs gazetesine 10 milyon euroluk zararı olduğunu açıkladı… 
Geçmiş olsun…

-*-*-

Bu fabrika, 1974 öncesi Paraskevaidis şirketine aitti…
Paraskevaidis şirketi, aynı soy isimli Kıbrıslı bir Rum’a aitti…

-*-*-

Paraskevaidis, Joannou adlı bir başka Rum ile J & P adlı dev inşaat şirketini kurdu…
Merkezi Londra’daydı…
Şirkete çok uzun süre Haris Sofoklides adlı bir iş insanı CEO olarak yöneticilik yapmıştı…

-*-*-

Sofoklides, Annan Planı döneminde hem şirketin CEO’su, hem de İngiltere’deki Rum derneklerinin federasyonunun başkanıydı…
“Gönlüm hayır diyor ama bir kapitalist olarak evetçi taraftayım” sözünü yüzüme söyleyen biriydi…

-*-*-

Hala öyle mi bilmiyorum ama J & P, Avrupa’nın en büyük inşaat şirketlerinden biri ve yıllarca Kıbrıs Rum siyasetinin lobicilik işlerini finanse  edeniydi…
Ve bu lobicilik, Dünya genelinde ama özellikle İngiltere merkezli siyasette çok başarılı oldu…

-*-*-

Kıbrıs Türk toplumunun uluslararası boyutta lobicilik yapabilecek parası hiç olmadı…
Taaa ki, Pollly Peck International adlı dev bir şirket ortaya çıkana kadar…
Bu şirketin patronu Asil Nadir’di!

-*-*-

Asil Nadir, Paraskevaidis’in tuğla fabrikası ile ilgili haberi dün yayımlayan KIBRIS Gazetesi’nin de eski sahibiydi…
Satmaya zorlandı!
Sattı!

-*-*-

Haaa, Asil Nadir, kendi toplumuna veya Kıbrıs Türk halkına, hatta Türkiye’ye çok ciddi “lobicilik” desteği sağlanmasında, tüm Dünya’da bugüne kadarki tek “Türk”tür!
Çok ciddi paralar harcadı!
Tıpkı J & P gibi…

-*-*-

Va Asil Nadir’in de Polly Peck International’ın da batırılışının en önemli sebebi belki de budur!
Hatta bu olduğundan eminim dersem, çok da sıkıntıya gireceğimi sanmam!

-*-*-

Rumlar, her toplantıda, her etkinlikte Paraskevaidis’i baş tacı ettiler…
Bildiğim kadarıyla Limasol’da, yatında öldü Paraskevaidis…

-*-*-

Elen milliyetçiliği veya Rum milliyetçiliği, Paraskevaidis’i hep saygıyla anmaktadır, bundan da adım gibi eminim!

-*-*-

Türk milliyetçiliği veya Kıbrıs Türkü milliyetçiliği ne mi yaptı?
Asil Nadir’i soydu, batırdı, elindeki her şeyi de aldı!
En faşistlerimiz gazetelerinde O’na hakaret etti!

-*-*-

Şu anda tüm yolsuzlukların, usulsüzlüklerin, hırsızlıkların, sahtekarlıkların, sigara – puro kaçakçılıklarının, koyun hayali ihracatlarının arkasında hep bu milliyetçilerin isimlerinin olması, basit bir rastlantı değildir!

Bir Amerikan askeri, İsrail’in Gazze’de yaptıklarını protesto etmek için kendini yaktı… ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde Gazze'deki "soykırıma ortak olmayacağını" söyleyerek kendini yakan ABD Hava Kuvvetleri askeri Aaron Bushnell’in ölümü için "trajik bir olay" demekle yetindi… Şeyhlerinin bastonları ile ya da laf ebeliğiyle Gazze’deki masum insanlara yardımcı olduğunu sanan “sahtekarlar” mı?  Umarım, her şey inandıkları gibidir ve o tarafta bunun hesabını verirler… Doğrusu, ne diyeceklerini merak ediyorum… “Aaron Bushnell kadar olamadık” derler mi?