Güzelyurt bölgesi şehit çocuklarına geçtiğimiz Ocak ayında 105 adet arsa dağıtılmıştı…
Yani 105 şehit çocuğuna taaa 1986’da söz verilen arsalar, aradan neredeyse 38 yıl sonra verilmişti…

-*-*-

Neredeydi bu arsalar?
Lefkoşa’da!
Aydemet bölgesinde…

-*-*-

Şöyle de tarif edebilirim; Metehan sınır kapısına doğru giden anayoldan sağa veya Batı tarafa bakarsanız, yaklaşık bir kilometre ileride…
Arsaların Güney sınırında askeri bölge var…
Türk askerinden Güney’e doğru ise BM denetimindeki ara bölge ve eski Lefkoşa Havaalanı!

-*-*-

Arsalar törenle dağıtıldı!
Herkes tapusunu aldı!
Beş  hak sahibi hariç!

-*-*-

Peki neden onlar alamadı?
Çünkü bu beş hak sahibine verilen arsalar, Türk askerine komşu olacak!
Türk askeri, “bu beş kişi ile ilgili güvenlik soruşturması istiyoruz” dedi ve hükümetin tapu vermesine engel oldu!

-*-*-

Şehit çocuğuna güvenlik soruşturması mı?
Doğrusu hükümetten bu tür bir gaf beklerdim ama her propaganda sayfasında “şehit” edebiyatı yapan Türk ordusundan beklemezdim!
Hem ayıp, hem günah, hem de hakaret!

-*-*-

Hep siz mi şehit edebiyatı yapacaksınız!

Geldi Tatar’ın vergi zamanı!

Ersin ve / veya Sibel Tatar, geçtiğimiz yıl Aralık ayı başında kendilerine ait Kanal T adlı televizyon kanalının yayın hakkını ve adını, özel bir şirkete sattı…
AKOL Global işletmelerinden Bağımsız Medya Grubu, “Kanal T”yi satın aldı. Bunu resmi bir açıklamayla duyurdu!
Fiyat belirtilmedi!

-*-*-

Daha sonra Sibel Tatar, “500 bin Sterline sattık, vergileri de yasal tarihte ödeyeceğiz” dedi…

-*-*-

Bilen birine sordum!
Vergi ne zaman ödenecek?

-*-*-

Bilen biri dedi ki; “takip eden yılın Mayıs ayı sonunda bir kısmını, Eylül ayında ise öteki kısmını ödeyecekler”…
Yani içinde bulunduğumuz ay ve 4 ay sonra!

-*-*-

Peki vergi ne kadar olacak?
“… Satan şirketin zararına, karına göre belirlenecek… Satan şirket zarar etmişse, vergiden düşebilir mesela…”

-*-*-

Merak işte!
Tatar ailesi ne kadar vergi verecek?
Kaldı bir hafta!
Mayıs’ın sonu geldi!

-*-*-

İster misiniz, “o kadar çok zarar ettik ki, bırakın vergi ödemeyi, devletten yardım da talep ediyoru” demezler herhalde!
Sanmam!

-*-*-

Ve aklıma takılan bir konu daha!
Neredeyse KKTC’de insanların yataktaki cinsel pozisyonlarına kadar müdahale eden Anavatanlı yetkililer, bu konuda da “müdahil” olacaklar mı?
Yoksa bu gibi konularda karışmıyorlar mı?
Merak dedim ya!

Tatar, Ambazonya’ya gitmeyecek mi?

Bu da nereden çıktı?
Vallahi dün TAK’ın haber bülteninde gördüm…
Afrika ülkesi Kamerun’un Kuzey-Batı bölgesinde Anglofon (İngilizce konuşan) ayrılıkçılar, Belo kasabası Belediye Başkanı Ngong Innocent Ankiambom’u ve 2 belediye çalışanını öldürmüş…

-*-*-

Kimler?
“Anglofon”lar!
Yani İngilizce konuşan ayrılıkçı Kamerunlular!

-*-*-

Kamerun bir federal devlet!
1961’de kuruldu!
Anglofonlar, “okullarımıza İngilizce bilmeyen öğretmen, mahkemelerimize İngilizce bilmeyen yargıç atanıyor” diyerek, Ekim 2017’de kendi sözde devletlerini ilan etti!
Adını da İngilizce Amba Land koydular…
Türkçe’de Ambazonya diyoruz!

-*-*-

Ambazonya, “kendi kendini egemen ilan eden bir devlet”…
KKTC’den birkaç adım ileride!
Bizimkiler 1983’te ilan ettiler etmesine ama arada bir “yok yahu, öyle değiliz”e geçtiler; son zamanlarda ne istedikleri pek anlaşılmasa da, “egemenlik” taslıyorlar!

-*-*-

Hani diyorum; müthiş de benzerliklerimiz var; acaba Tatar, Amba Land’a resmi ziyaret yapar mı?
Yoksa bizi bunlar da mı tanımaz?

-*-*-

Sahi, Ersin bey, “Azerbaycan’a bir haftaya gidiyoruz demiştiniz!”
Üç beş hafta geçti!
İlham Aliyev bey çok mu meşgul?

-*-*-

Bir de sorum olacak; Ambazonya’da, yani Amba Land’ta timsah  var mı?

Katil İsrail’in en yakın dostu Azerbaycan!

Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) İlkan Varol’un davetiyle KKTC’ye gelen Türkiye Kamu Baş Denetçisi (Ombudsman)  Şeref Malkoç ile Azerbaycan İnsan Hakları Komiseri (Ombudsman) Sabina Aliyeva temaslarına başladı…

-*-*-

Malkoç’u boş verin, Aliyeva’ya gelin!
Ersin Tatar’ı ziyaretinde öyle şeyler söyledi ki; Güney’de bir faşist ELAM’cı “Yaşasın Megalo İdea” dese, bu kadının söylediklerinin yanında, “pasif sosyal demokrat aşk” kalır!

-*-*-

Sabina Aliyeva, “Ailemiz Türk devletleri, yolumuz Türk birliğidir” diyerek, Turancılık şovu yaptı!
Tatar da Azerbaycan'ın KKTC’ye desteğinin önemine işaret etti… 
Ne önemmiş bu önem!

-*-*-

Azerbaycan’dan medet ummak!
Veya aynı medeti Kazakistan’dan beklemek!
Acı ve utanç verici!

-*-*-

Neden acı ve utanç vericidir?
Çünkü, katil İsrail'in petrol ihtiyacının yarıdan fazlasını karşılayan hem Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT), hem de İslam Konferansı Örgütü'nün (İİT) iki üyesi Azerbaycan ve Kazakistan'dır. 

-*-*-

Azerbaycan, İsrail'in petrol ihtiyacının yaklaşık yüzde 40'ını karşılamaktadır. Bunun karşılığında Azerbaycan, İsrail'den milyarlarca dolar değerinde gelişmiş silah almaktadır…
İsrail, şu anda Azerbaycan'ın silahlarının neredeyse yüzde 70'inden sorumludur. 

-*-*-

Azerbaycan aynı zamanda Washington'daki İsrail yanlısı grupların lobi faaliyetlerinden de yararlanmaktadır… 
Eurasianet adlı internet sitesine göre, İsrail, baş düşmanı İran'a karşı istihbarat faaliyetleri için Azerbaycan'da daha geniş bir alan elde ediyor. 

-*-*-

Haaa Azerbaycan’ı, İsrail’le işbirliği yapmakla suçlayan tek lider mi?
Tek lider, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’ydi!
Azerbaycan sınırındaki bir baraj açılışına katılmıştı, geri dönerken helikopteri düştü ve öldü!

-*-*-

Son bir not; katil İsrail’in dostlarını ağırlamak ve Türkçülük şovu yapmak; Gazze’deki masum çocukların ve kadınların katili olmakla eşdeğerdir!
Katillerin ellerini sıkanların ellerindeki kan sizin de ellerinize bulaşmaktadır!

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’ne, bir eli balda, bir eli yağdaymış gibi davranıp, yaptıkları eylemi gereksiz bulanlar var… Şaka veya keyif amacıyla eylem yapmıyor bu insanlar… Ekmek kavgasıdır verdikleri… Ve karşılanmalıdır talepleri… Sütse süt, etse et, girdi maliyetleriyse girdi maliyetleri…