“Sen Öldükten Sonra Da”
Sen öldükten sonra da sürüp gidecek
dünyada zeytinin ve şiirin hasadı
sen öldükten sonra da
Sen toprağa dağıldıktan sonra da
dolmaya devam edecek kızların memeleri
Portakallar başaklar ve bakla çiçekleri
Ve böylece kanıtlanmış olacak
yazdığın alçakgönüllü şiirin haklılığı
duyulacak yıllar sonra da yüreğinin attığı
Doğrulanmış olacak yüreğin ve şiirin
sen öldükten yıllar sonra da
bir kuş konup susturunca, üstüne, bir tüfeği
İki çıplak gövde seviştiği zaman
altlarında serin bir yer yatağı
üstlerinde bol yıldızlı yaz göğü
Sen öldükten sonra da sürüp gidecek
dünyada sevdanın ve umudun hasadı
sen toprağa dağıldıktan sonra da
Fikret Demirağ (Lefkoşa 23.8.1985)
--------------------------------------
Fikret Demirağ ölmeden 25 yıl önce yazmıştı bu şiirini..
Dediği gibi doğa da, insanlar da, sevda da, umut da, şiir de bir biçimde yaşamaya devam ediyor.
Onun son yıllarında şikayet ettiği “kirlenmişlik” “umarsızlık”, dünyayı terkettiği 5 yıl içinde daha da artmış.
Arkadaşı olarak, artık mide bulandıran “Kıbrıs sorunu” tarafından esir alındığımı hissediyorum. KKTC usulü politikaların çürüttüğü, onun deyişiyle “lağım kuyusu”na dönüştürdüğü sosyal yapı, hayatımız yanısıra sanat sevgimizi tokatlamış ve etrafa hakim olan “vasat” ovasına savurmuş.
Baksanıza, Fikret’in ölüm yıldönümü etkinliklerinin bazılarını “vasat işler” nedeniyle kaçırmışım.
28 Kasım Cumartesi gün “k hora” kitap evindeki iki dilde çıkan “Tanrı Müziği Bir Sessizlikte” kitabının da tanıtılacağı ve onun şiirlerle, anılarla anılacağın toplantı yerine, aynı saatte başlayan “iki toplumlu barış insiyatifinin” düzenlediği, iki cumhurbaşakanına “anlaşma yapın” mesajının verileceği etkinliğe katılacaktım. Lidra Palas barikatına yürürken, “Sen ne yapıyorsun, Fikret’in anma günü yılda bir, “çözüm uğraşları” yıl oniki ay”
Yola devam edip şiir dünyasına atıyorum kendimi.
Ne kadar iyi olmuş..Fikret’in büyük aşkı, eşi, asistanı, her şeyi Emine hanım tabii ki orada. Rum dostlar da gelmiş. Grubumuz 20-25 kişi. Şiiri, sanatı ve Demirağ’ı seven. Türkiye Yazarlar Sendikası’ndan Kürt şair Müslim Çelik ile tanışma fırsatı doğmuş. Fikret hakkında konuşurken, o anda yazdığı şiiri tiyatral biçimde sunması enfesti.
Şiir sevdalısı genç kuşak ile tanışıyorum. “Lirik şiir grubu” diye bir grup var. Bir etkinliklerine katılmıştım. Hem şiir hem müzik ile bütünleşmişler.
Şairler, yazarlar, müzisyenler, ressamlar, tiyatro sanatçıları ile geçen eski uzun zamanları anımsıyorum. Salamis harabelerinde, Vuni Palas’ta, Soli harabelerinde, Lefke’de geçen şiirli sanatlı “mehtap” buluşmalarımızı. Pek çok sanatçıyı buluşturan LBT’nun F.Demirağ’ın şiirlerinden oluşan “Umut İnsan’da” oyununun öncesi, sonrası sürekli biraraya gelişimizi. Oyunun İstanbul’da sahnelenmesinin yaşattığı heyecanlı günleri..
Anma günü biterken Fikret’in en sevdiğim “ADI YOK” şiirinin okunmasını rica ediyorum. Kitap evinde, onun şiir kitaplarıları karıştırılıyor ve bulunuyor. “Lirik Şiir Grubu”ndan Serkan Soyalan okuyor. Hiç provasız, içten, lirik bir melodi biçiminde..
“Artık sanata daha fazla zaman ayırmak gerek” diyerek hep beraber yemeğe çıkıyoruz.