Sence de yeterince susmadık mı?
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz, genç neslin umutlarını paramparça ederken, geleceğe dair hayallerini zora sokan bir gölge gibi duruyor.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz, genç neslin umutlarını paramparça ederken, geleceğe dair hayallerini zora sokan bir gölge gibi duruyor. Diplomayı aldığımız anda başlayan bu yolculuk, kendi ayaklarımız üzerinde durma arzusunu içeriyor; ancak ekonomik gerçeklerle yüzleştikçe, bu arzunun ne kadar zorlu bir mücadeleye dönüştüğünü fark ediyoruz.
Ülkemizin ekonomik yapısı, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve alım gücünün günden güne erimesi nedeniyle, gençlerin kendi geleceklerini inşa etme isteği adeta bir hayal gibi gözüküyor. Siyaset kurumu içerisinde rüşvet, makam hırsı ve halkın çıkarlarından uzaklaşan politikacılar, toplumun her kesimini düşünmek yerine kendi çıkarlarını ön plana koyarak hayal kırıklığı yaratıyor.
23 yaşında bir genç olarak yaşadığım ekonomik belirsizlikler ve geçim sıkıntıları, her gün bir öncekinden daha zorlu hale geliyor. Diğer ülkelerdeki yaşıtlarımız basit lüksleri kolayca elde edebilebilirken , bizim için bu aylarca süren bir çabanın sonunda gerçekleşebiliyor. Düşünün evin en temel ihtiyacı olan bir hijyen malzemesi almak veya işten sonra bir kahve içmek gibi basit zevkler bile içinde bulunduğumuz şartlarda artık bizleri zorluyor. Şimdi soruyorum; dünyada 23 yaşındaki kaç genç bunlarla boğuşuyor?
Her geçen gün azınlık haline gelmenin, fakirleşen bir toplumun içinde kaybolmanın acısıyla baş başa kalıyoruz. Bu noktada düşünmemiz gereken ise kendi ülkemizden göç mü etmeli, yoksa bu zorlu koşullarda değişim mücadelesi vererek bir şeyleri düzeltme yolunda ilerlemeli miyiz?
Benim görüşüm; yaşanan zorlukları görerek ama tüm zorluklara rağmen umudumuzu kaybetmeden ve gençliğimizin verdiği enerji ile gelecek nesiller için daha adil bir yaşam mücadelesi verebileceğimizdir. 23 yaşında, iyi eğitimli bir genç olarak bugün halen göç etmediysem buna olan inancımdandır.
Sonuç olarak, içinde bulunduğumuz zor koşulları fark etmeli, bir araya gelmeli ve toplumsal sorunlara çözüm bulmak için kolları sıvamalıyız. Örgütlü mücadelenin önemini anlamalı ve birlikte hareket etmeliyiz. Daha yaşanabilir bir ülke inşa etmek adına atılacak önemli adımları hep birlikte atmalıyız. Geleceği şekillendirmek için umutsuzluğa teslim olmadan var gücümüzle dünden daha çok çalışmalı ve isyan ateşini alevlendirilmeliyiz. Bence yeterince sustuk, susturulduk... Sence de yeterince susmadık mı? Hade! Harekete geçme zamanı!