Senebaşınız kutlu olsun
Kıbrıslı Türklerin şu anki adı ile yılbaşı kutlamalarının tarihi 1960’lı yıllara dayanmaktadır. Ve 1960’lı yıllarda “Senebaşı” kutlaması olarak bilinip kutlanırken 1 Ocak gününe de “senebaşı” söylemekteydiler. Yılın sonu gecesine de “senesonu” denirdi.
Yeni yılda yeni umutlar ve inançlarla. Umudumuzu yitirmeden. Dik duruşumuz ile. Onurumız ile. Yurdumuzdan ve Adresimizden umudumuzu yitirmeden. Adresimiz bu Adres. Bu senesonu yazımızdan bir gün sonra senebaşına gireceğiz. Senesonu kutlamalarında eskiden neler yapılırdı. Biraz bahsedelim ve siz de evinizde bunları yapın. Damak tadında bir yılbaşı geleneğinden bahsedelim. Ama önce şunu belirteyim. Kıbrıslı Türklerin şu anki adı ile yılbaşı kutlamalarının tarihi 1960’lı yıllara dayanmaktadır. Ve 1960’lı yıllarda “Senebaşı” kutlaması olarak bilinip kutlanırken 1 Ocak gününe de “senebaşı” söylemekteydiler. Yılın sonu gecesine de “senesonu” denirdi. 1974 yılından sonra 1 Ocak gününü “senebaşı” yerine “yılbaşı” sözcüğü kullanılmaya başlandı. Tabii bu böyle kalmadı 1983’lü yıllarda da “yılbaşı” sözcüğü gitti ve yerine de “yeniyıl” sözcüğü ve kutlamaları aldı ve halen de devam ediyor. İster senebaşı, ister senesonu, isterse yılbaşı olsun değişmeyen tek şey “Ayvasili” yani Noel Baba. Sırtında torbası, ak sakalı ve kımızı şapka ve giysileri içerisinde göbekli vücudu ile hediye dağıtan Noel Baba. Kıbrıslılar buna Ayvasili der. Ve Ayvasili ile gelen yılbaşında hediyelerin alınıp verilmesi. Eskilerde yılbaşı tarihi yaklaşınca bir heyecan baslardı. Çarşı Pazar süslenirdi. Ama daha çok Rum dükkânları ve evleri süslenirdi. Türklerde fazla yaygın değildi alış veriş. Yılbaşı alış verişi. Yeni giysi ve potin (ayakkabı). Okulda eğlenceler. Her öğrenci çektiği kura sonucu kime çıkarsa ona hediye alırdı. Geleneksel bir yılbaşı hediyesi takdimi. Ve okulda biten eğlence sonrası herkes evine. Evlerde başlayan yeni heyecanlar. Yemeklerin hazırlanması ve mangal hazırlıkları. Kahvelerde ise farklı bir heyecan. Özellikle kumar oynama. Sanki yasal. Herkes kumarın tadını çıkaracakmış gibi kendini yılbaşına hazırlardı. Rahmetli babam da oynardı. Oynamayı severdi. Sanki yılbaşı kumar oynanacak özel bir geceymiş gibi. Polislerin görmemezlikten geldiği bir geceydi. Kıbrıs’ta yılbaşılar şimdiki gibi çok eğlenceli değildi. Eskiden böyle özel yemekler, restorantlar, oteller, yurt dışı yılbaşı kutlamaları ve casinolar yoktu. Eğlenceler çok daha yalın ve daha samimi idi. Aileler hep birlikte idi. Çoluk çocuk hep beraber. Tabii imkansızlıkların da ciddi katkısı vardı. Kıbrıs kültüründe yılbaşı günlerinde de şu anda yok olan kültürümüz farklı idi. Gelenekler ve inanışları ile birlikte. Dilerseniz biraz gerilere gidelim. 1950’li yıllar öncesine. Dillirga, yani Erenköy’den bir yılbaşını yaşayalım. Yılbaşında horoz kesilir, badadez ve soğan ile magarına yahni yapılıp yenirdi. Ondan sonra nohut ve pakla gavrulup kuru yemiş gibi yenirdi. Bunlara gavurga derler. Gavurga olarak saçta hazırlanan bu kuru yemişlere mercimek, buğday, şinno veya çitlembit da ilave edilir. Gece boyunca bununla eğlenilirdi. Tüm aile birarada. Gecenin en önemli geleneksel ve halen de yapılmakta olan ancak geleneği yaşatılmayan yalnızca yemek için yapılan gollifa. Gollifa halen daha günümüzde yapılmakta. Yılbaşı tatlısı veya yemişi olarak. Gatmer ve bişi. Lokma ve formada keyk de ayrı bir yer alırdı. Ve eğlence olarak zeytin yaprağı yakma. Önce gollifaya bakalım.
GOLLİFA
Gollifa yılbaşılarının vazgeçilmezidir. Gollifa için buğday, nar, tuz, sısam, kuru üzüm, şeker ve padem ve ceviz. Temel malzemeleri. Buğday temizlendikten sonra kaynatılır sonra birkaç saat bekletilir. Kaynatılmış ve bekletilmiş buğday üzerine şeker serpiştirilir. Ve içerisine diğer malzemeler ilave edilip karıştırılir. Tatlı ve ekşimsi güzel bir tadı vardır. Nar ve şekerin adeta birleşip tat verdiği bir yemiş.
LOKMA
Lokmanın ise farklı bir geleneği vardı. Lokmalar yapıldıktan sonra uçları sivrileştirilmiş iki kamışın üzerine üçer adet dizilirdi. Sonra dama bırakılırdı. Dik duracak bir biçimde. Bunun anlamı goncolozlar diğer adı ile sklabundalar gelip yiyecekler. Dillirgada goncolozlar ölüler olarak tanımlanır. Lokmanın da malzemesi hamur mayası, şeker, tuz, yağ ve biraz yoğurt ile sıcak su. Lokma hamuru hazır olunca avuç içinde sıkılarak küçük top haline getirilir ve kızgın yağda kızartılır. Üzerine şurup yani şerebet dökülmez, yalnızca şeker serpiştirilerek yenir.
KEYK
Keyk de aynı zamanda geleneksel yılbaşı tatlısı. Şimdi yapılmıyor. Daha çok krem şantili çakuletli keykler yenir. Kıbrıs keyiği forma denen bir kapta pişirilir. Bu kültürün Lüzinyan döneminden geldiğini söyleyebiliriz. Fransa Avusturya sınırında forma kabının ve adının da kullanıdlığını söyleyebiliriz.
ATEŞTE ZEYTİN YAPRAĞI YAKMA
Yeni yılın kutlamasında eskiden evlerde yakılan ateş şömine olarak bilinen ocağa nisga derlerdi. Nisgada yakılan ateş içerisine yaş zeytin yaprağı atılırdı. Birinin sevgilisi veya eşi tarafından sevildiğini öğrenmek isterse yaş zeytin yaprağını ateşe atar ve yaprak atılmadan önce şu dilek söylenirdi. Kıbrıslı Türk, Rum bu dileği söylerdi.
“Ayvasilli mu vasilyamu
Amma ağabo o andrammu
Na bedahtis navgis ekso,
Amme me ağabo mine mesa grusi” derlerdi. Türkçesi ise eşim beni severse yaprak yansın ve dışarı çıksın. Eğer sevmezse yansın ve içeride kalsın.
Zeytin yaprağı yanıp dışarı çıkarsa kimin tarafından sevildiğini öğrenmiş olurdu. Eğer sevilmiyorsa zeytin yaprağı sıçramadan ateşte kalırdı. Özellikle sevgililer bunu yaygın bir biçimde yaparlardı.
Evet, kısaca böyle, bir Dillirga yılbaşı eğlencesi. Kıbrıs’ımın kültüründe yok olan bir yılbaşı. Sizlere yurdum Kıbrıs’ta barışın, mutluluğun, sevginin ve hoşgörünün eksilmemesi dileği ile nice nice mutlu yıllar dilerim. Sevgi ile kalın.