Serdar Denktaş'ın resti nereyedir?
Siyasi yaşamımız yine kırsır tartışmalarla yol almaya başladı.Siyasi olarak doğan yeni krizlerle karşı karşıyayız. Peki bu krizlerin nedeni ne?
Çok önemli düşünsel ve ekonomik tercih meselesinin yol açtığı tartışmalarla oluşmuş bir ayrılık noktası mı? Buna cevabın hayır olduğunu duyar gibiyim.Ama ne isterse olsun 366 kişinin devlette istihdam edilmesinin yol açtığı kriz, özünde çok önemli bir düşünsel ayrışmayı barındırmaktadır.
Bu da Kuzey Kıbrıs'ta statükonun, gerek devlet yönetimine, gerekse de ülke ve insan yaşamına yerleştirdiği anlayıştır. Siyaset yapmak ve konum elde etmek,kamu kaynaklarına dayalı devlette istihdam ve kaynak dağıtımına sağlayan bir anlayışla şekillenmiştir.
Bugün, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş'ın hükümeti bozma tehditi altında öne sürdüğü anlayışın temeli de budur. Bakın Sayın Serdar Denktaş diyor ki 366 Kişi için CTPMYK'nın aldığı kararın biz esiri olmayız diyor sonra da" Bugün buna göz yummak yarın hükümetimizin tüm icraatlarını,ortağımızın MYK'sına devretmek demektir" diyor.
Ne kadar demagojik bir yaklaşım. Peki bu ayni zamanda Sayın Serdar Denktaş'ın sağda büyük olma adına, UBP ' nin bir ekibinin kamu kaynakları üzerinden yaptığına da sahiplenmek değil mi? Buna tavır almamakta, İrsen Küçük' de somutlanmış bu uygulamaya kendinizi teslim etmek değil mi?Yani bu işin ustası Irsen Küçük'se, şimdi Serdar Denktaş'ın da yaptığı, bu iş üstünden yeni usta olmak niyeti değil mi?
Bir partinin Kurultayında sonuç almak için kamu kaynaklarına dayanarak ve tek ölçütü UBP'li olmak da değil, Kurultayda delege yakını olmanın tek ölçüt olduğu bir anlayışa, kamu kaynakları ile istihdam yapmaya boyun eğmek olmuyor mu CTPBG MYK'sı aldığı karar tartışması yaparken Serdar Denktaş'ın yaptığı.
Şimdi sırf yaklaşan yerel seçimler ve CB seçimi nedeni ile ayni kulvarda var olan bir siyasi parti olan UBP ile yarışmak ve sağda büyük olmak adına,şimdi bu uygulamanın o insanlar indinde hamisi kesilerek ulaşmak istediği sonuç çok mu ulvidir?
Serdar Denktaş'ın ve partisi mensuplarının o insanlar istihdam edilirken yaptıkları konuşmaları unutmak mümkün değil.İstihdamı yapan İrsen Küçük'ü itibarsızlaştırmak için söz konusu istihdamları eleştirirken hukuk devleti ve adalet için söylediklerini unutmak mümkün değildir.Şimdi ne farkı var eleştirdiği bu anlayışdan Serdar Denktaş'ın?
Bu bağlamda şimdi ise sırf siyasi olarak sağda büyük olma adına o insanların hamisi kesilmekle Sayın Serdar Denktaş statükonun hiç bir yapısının değişmesinin de tarafı olamayacağını da göstermektedir. Olsa olsa statükonun yarattıklarının fırsatçı bir sahiplenicisi olabilir.
Düşünün, bu gün bu konu ile ilgili vijdan ifadeleri ile dolu açıklamalar yapan DPUG milletvekillerinin bazıları dün, UBP'li Bakan olarak,hemde kadrolu yüzlerce insanı CTP'li oldukları için işten atanlardır. Üstelik bu uygulamaların bazıları da mahkemeden döndü.
Üstelik bugün olayı CTP' nin intikam alması diye eleştiren Serdar Denktaş dün, UBP bu uygulamayı yaparken yani yüzlerce insanı sırf CTP' li oldukları için hükümet işten atarken gıkını çıkartmamıştı.Neden?Onun vicdanı da demek ki parti rozetine göre uyanır veya uykuya yatırmış.
Bir yandan kamu kaynakları ile istihdamla siyaset yapmaya sözde karşı çıkacaksın, ama öte yandan da bunun yol açtığı sonuçlardan siyasi yararlanma yolunda da tavır takınacaksın.
Bu yapı ve anlayışla Serdar Denktaş asla statükonun en küçük bir yapısal sorununu elleyemez. Onun aklında tek bir şey var. Yaklaşan seçimlerde avantaj elde etmek. İşte bu anlayışlarladır ki yapısal sorunlarımızın hiç biri ellenemiyor. Ha bazıları da bunu tüm siyasi partilere endeksleyen yorumlar yapabilir.
Ama bu gün, evet zamlar sorundur ve problemdir. Ama zam kararlarından sonra son 15 yılda söylenen sözlerin aynısını tekrarlayanlar ve ayni içerikli bildirileri yayınlananlarda bu statükonun sürmesinin sorumlusudurlar.
Çünkü yapısal sorunlarımıza dönük hala alternatif görüş ve program sunmayı bir yere bırakın, bunların esaslı tartışmasını dahi yaratamıyorlar. Ha bu arada Ekonomik Örgütler Platformunun konu ile ilgili açıklamalarına, diğer sivil toplum örgütlerinin açıklamalarına ne der Serdar Denktaş, bunlarda mı CTP MYK kararıdır?
Serdar Denktaş'ın hükümet yıkma restinin özü açıktır. Bunun temelinde yatanlardan biri statükonun özüne dokunmayın ve parti içi sıkıntılarını gizlemek niyetidir.
Diğeri de Kıbrıs sorunundaki ortak metin çalışmasının yol alması üzerine, görüşmelerin Federasyon temelinde başlamasına dönük duyduğu endişe ve Türkiye' deki son siyasi gelişmeler nedeni ile umutlanan statükocuların fırsat yakalama çabasıdır
Çünkü gerçekten samimi olsaydı statükonun değişimine dönük olarak, Meclis'e kamu reformu yasasının sevk edildiği gün,hükümeti statüko anlayışının yol açtığı sonuçlar üzerinden yıkma sözü söylemezdi.