1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Serdar Denktaş’ın Türkiye Aşkı Niye Depreşti?! …
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Serdar Denktaş’ın Türkiye Aşkı Niye Depreşti?! …

A+A-

CTP – DPUG hükümetinde Başbakan Yardımcılığı yapan Serdar Denktaş, uzun süreden sonra makama oturmuş olmanın verdiği hazla ve hızla, ilk bakanlar kurulu toplantısında, sandalyesini Başbakan Yorgancıoğlu’nun yanına çekerek oturdu ve bundan böyle bakanlar kurulunda dip-dibe oturacaklarını çünkü memleketi beraber yöneteceklerini söyledi… 
Ancak, kısa bir süre sonra aynı Serdar Denktaş sandalyesini terk ederek bakanlık görevini kendi partisinden Menteş Gündüz’e devretti. Makamdan ayrılma sebebini de TC Yardım Heyeti’nin yaklaşımları ve tavırları ile izah etti. Onları protesto etti ve tabir caizse ver-yansın ederek onların olduğu ve tavırlarının ve yaklaşımlarının da böyle olduğu sürece hükümette bakan olmanın bir yararı olmayacağını söyledi… Siyasi çevreler de Denktaş ile TC hükümetinin Kuzey Kıbrıs’taki temsilci ve kurumları arasında sıkıntı olduğunu doğruluyordu ama onların gösterdiği nedenler Denktaş’ın dediği gibi değildi. Onlar, Denktaş’ın icraatları ile ilgili usulsüzlük – yolsuzluk dedikodularına atıfta bulunup, ispatı ve teyidi yapılmamış olguların Türkiye kanadını rahatsız ve tedirgin ettiğini söylüyordu. Gerçi aynı dönemlerde TC hükümetinin bazı üyeleri ile ilgili olarak da birçok usulsüzlük dedikoduları yapılıyor, sosyal medyada yayınlanıyordu ama olsundu… O başka, bu başka idi onlar için…
CTP – DPUG hükümetinde başbakan yardımcılığını TC’nin Kuzey Kıbrıs’taki temsilcilerine ver-yansın edip terk eden Serdar Denktaş, UBP – DP azınlık hükümetinin kurulmasını da, sandalyesini Başbakan Özgürgün’ün yanına çekerek oturacağı Başbakan Yardımcılığı görevini de,  TC’yi Kuzey Kıbrıs’ta temsil eden kurumlarda hiçbir değişiklik olmamış olmasına rağmen derhal kabul etti. Ve TC tarafında o kadar değişen bir şey yoktu ki, Serdar Denktaş’ın aldığı Maliye Bakanlığı’nın kurumsal yapısı benzeri görülmemiş bir şekilde bölündü parçalandı. Resmi olarak ne gerekçe gösterilirse gösterilsin, Denktaş nasıl izah ederse etsin, kamu vicdanında bu değişikliğin Denktaş ile ilgili teyidi ve ispatı yapılmamış dedikodular nedeniyle olduğu yer etmiştir.
Şimdi Serdar Denktaş’ın bu sorununu kendince çözmesi gerek… Kiminle birlikte?! UBP ile birlikte tabii ki… CTP ile birlikte iken, kendisi TC’nin Kuzey Kıbrıs kurumlarına veryansın etti, gitti. CTP de TC tarafı ile pek geçinemiyordu ama sorunları daha fazla ideolojik ve ilkeli duruşları, Kıbrıslı Türkleri özne olarak görmeleri nedeniyle idi… Bu nitelikler, Denktaş’ın TC ile arasını düzeltmeye yaramaz… Onun için Denktaş, CTP ile yeni bir ortaklık hükümeti kuramazdı. Ona, her kademedeki her TC temsilcilerinin her dediğine tartışmasız “evet” diyen bir UBP ile ortaklık gerekliydi ki, ‘TC aşkı’ için serenat döktürsün, yukardan pencereden bakacak aşkı da başına kova ile su dökmesin, gülücük göndersin… Ve çarkını döndürsün…
Geçen hükümette makamından istifa edip giden, bu hükümette aynı makama yeniden gelen Serdar Denktaş, CTP’den ve UBP’den bir şeyler öğrendi… CTP’den öğrendi ki, TC’ye diklenirsen gönderirler; UBP’den öğrendi ki TC’ye hep “evet” dersen bütün kusurlarına rağmen gönendirirler. Dolayısıyla da Denktaş, aile soyadının da inandırıcılığına katkısı olacağını düşünerek, Türkiye aşkını depreştirdi, bakan olduğu günden beri ve hükümet programı üzerinde mecliste konuşurken, hep aşkını ispatlayacak sözler söyleyip yorumlar yaptı… Gene esti gürledi ama bu defa ilahlarına sanki de “beni görün, beni sevin, size kara sevdalıyım beni hırpalamayın” dercesine…
Serdar Denktaş, bu yeni ortaklık hükümetinde eriyen bir partinin başkanı olacağını, partisinin HP tarafından ikame edileceğini göremeyecek kadar siyasi deneyimsiz değildir. Ama o siyasi yaşamının DP’de sona ereceğini, siyasette devamının TC hükümeti tarafından uygulanan siyasi ambargoyu kırması ile mümkün olabileceğini, bunun için de UBP’ye yaklaşması ve hatta bir şekilde UBP’ye entegre olması gerektiğini görmüştür. Bu arada, bir puntuna getirir de Özgürgün’ü Cumhurbaşkanı seçtirirse kendisinin de UBP Başkanı olabileceği hayalini bile kurmuştur mutlaka…
Dolayısıyla, UBP – DP azınlık hükümetinin Kuzey Kıbrıs’ın sorunlarını çözeceği yok ama en azından TC’ye depreşen aşkının gürleyen ifadeleri ile Serdar Denktaş’ın sorunları çözülür mü yakında belli olacak… Bir öngörü, çözülmeyecek!... Serdar Denktaş Romeo’nun Juliet’e tüm serenatlarını döktürse de, kafasına kova ile su dökülecek…
NOT: 1 Mayıs İşçi Bayramı dünya işçi sınıfına kutlu olsun; işçi sınıfının verdiği emeğin sürdürülebilir refahı mücadelesi yükselsin…

Bu yazı toplam 2454 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar